Türkiye’de her geçen gün yükselen enflasyon canavarı cebimizi boşaltırken yıllardır verilen mücadelenin etkisi görülemedi.

Bir türlü önüne geçilemedi.

Artan hayat pahalılığı her geçen gün insanların alım gücünü azaltırken, verilen zamlar, ek ödemeler, seyyanen artışlar bile çaresiz kalıyor.

Pandemi sürecinden sonra her şey bire üç oranında artarken reelde enflasyonun yüzde 300 seviyelerinde olduğunu söylemek abartı sayılmaz.

Vatandaşın cebine bakacaksınız

Enflasyon oradan ölçülür

TÜİK verilerine göre değil.

Vatandaş ne alıyordu şimdi ne alabiliyor.

Ölçü budur

Hükümet bir taraftan asgari ücreti artırırken, emekliye, memura, işçiye zam verirken alınan para daha cebe girmeden dolaylı olarak geri alınıyor.

Bakın birkaç rakam vereceğim.

Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde yani 2002 yılında dolar 1,67, Euro 1,66, çeyrek altın 29, benzin 1,64 et 8,26 lira ekmek 29 kuruş iken dış borcumuz ise 130 milyar dolardı.

Rahat mıydık, değildik ama bu kadar da ezilmemiştik.

2023 yılı rakamlarına bakın.

Dolar 27, Euro 30 bin, çeyrek altın 2 bin 900, benzin 37 lira, ekmek 15 lira ve etin kilosu 400 liraya çıktı.

Kaç katı bilmiyorum,

Dış borcumuz ise 850 milyar dolar

20 yılda nereden nereye gelmişiz.

Bu rakamların enflasyonla alakalı yani vatandaşı direkt ilgilendiren rakamlar.

Elbette bu 20 yıllık süre içerisinde AK Parti hükümeti çok yatırım yaptı.

Sayılamayacak kadar.

Nankör olmamak lazım.

Ama onlar zaten hükümetin yapması gerekenler deyip de geçiştirmemek lazım. Bu zamana kadar onca hükümetler gelip geçti bu kadar yatırım yapan olmamıştır.

Bu olayın başka bir boyutu.

Bizim üzerinde durduğumuz konu vatandaşın cebi.

Vatandaşın fakirleşmesi, alım gücünün düşmesi.

Zamların bombardıman şeklinde üzerimize gelmesi.

Hükümet asgari ücretliye yani 18 yaşındaki delikanlıya diyor ki.

Bak kardeşim sen 11 bin 402 liraya geçinebilirsin.

Aslında hükümet haklı.

Kira derdi yok, faturası yok, mutfak masrafı yok, hiçbir gideri olmayan 18 yaşındaki asgari ücretliye 11 bin 400 lira yeter ve artar bile.

Fazla bile

Ama diğer taraftan emekliye diyor ki?

Sen artık emekli oldun.

35 sene bu ülkeye hizmet ettin

Kiran var, çoluk çocuğun var, faturan var, mutfak masrafın var

Sen de 7 bin 500 lira emekli maaşınla gül gibi geçinirsin.

Bu ne çelişki?

14 Mayıs seçimleri öncesi ne buldularsa verdiler.

Hükümeti vermemek için elde ne varsa verdiler.

Ya sonra

Dolar 27 liraya, Euro 30 liraya, benzin mazot 37 liraya fırladı.

Emekliyi böldüler, kimine verip kimine vermediler.

Şimdi de oyalamaya devam ediyorlar.

Türkiye’de 14 milyon emekli vardır. Ve bu emeklilerin yüzde 90’ı AK Partiye oy vermiş. Ama ilk darbeyi de onlar yemiş.

Ne söylüyorlar.

Vatandaşa enflasyonu unutturacağız, emekliye de ayarlama yapıyoruz

Hani tavşana havuç uzatılır ve bir türlü ısırmasına izin vermez ya, zıplatarak kendine çekmek var ya onun gibi bir şey.

Bunların da yaptığı iş bu.