TİMSS, öğrencilerin matematik ve fen alanlarında kazanımlarının değerlendirilmesine yönelik uluslar arası bir tarama araştırmasıdır. Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (International Association for the Evaluation of Educational Achievement) IEA’nın bir projesidir olan bu araştırma 4 yılda bir gerçekleştirilmektedir.
Bu çalışma, dünyadaki en büyük ve en kapsamlı uluslararası öğrenci başarılarını değerlendirme çalışması olarak kabul edilmektedir. Bu araştırma 4. ve 8. sınıf düzeyindeki öğrencilere uygulanmakta ve 4 yılda bir yapılmaktadır.
TIMSS’in amacı, dünya çapında matematik ve fen eğitim öğretiminin gelişmesine yardımcı olmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için, katılımcı ülkelerin aşağıdaki sorulara cevap  bulmalarına katkı sağlamaya yardımcı olmaktadır:
Öğrencilerimizin matematik ve fende durumu nedir?
Zaman içinde bu durum iyileşiyor mu?
Durumumuzu nasıl geliştirebiliriz?
Diğer ülkelere göre durumumuz nasıl?
Diğer ülkeler başarının arttırılması konusunda ne yapıyor?
Rapora göre Türkiye’nin puanları şöyle gerçekleşti: 4. Sınıf puanları; matematik alanında 523, fen alanında 526 oldu. 8. sınıf matematik puanı 496, fen puanı 515 olarak gerçekleşti. Bu puanlar 2015 uygulamasına göre bir gelişmeye işaret etmektedir. Bu sonuçlar, Türk Eğitim Sisteminin fen ve matematik öğretimi bakımından 2015’ten daha iyi bir yerde olduğunu göstermektedir. Milli Eğitim Bakanı Z. Selçuk bu sonuçlarla ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştır: TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek ortak noktasının her iki alanda da ilk kez üzerine çıkmış oldu.
Uluslararası bir ölçme-değerlendirme yöntemi olan TİMSS uygulamasının 2019 verileri, Türk Eğitim sisteminin fen ve matematik öğretiminde bir iyileşmenin olduğu yönünde önemli ipuçları vermektedir. Ne var ki bu sonuçlar öyle dünden bugüne ortaya çıkması söz konusu değildir. Eğitimdeki gelişmeler bugünden yarına ortaya çıkabilen şeyler değildir. Öte yandan bu uygulamadaki iyileşmelere bakıp eğitimde uçuşa geçtiğimizi düşünmek yanıltıcı olabilir. Bu tür uygulamalarla karşılaştıkça deneyim kazanarak eskiden daha iyi bir yere gelmiş olma ihtimalini de gözardı etmemek gerekir. Eğitim sistemini sonuç odaklı değerlendirmelere takılıp kalmanın da sistemin gerçek yüzü ile tanınmasına zarar verebileceğini unutulmamalıdır. Unutmayalım ki eğitim sistemi salt “öğretim” üzerinden değerlendirilirse sonuç her zaman yanıltıcı olacaktır. Eğitim sistemini “sınav odaklı” düşünmekten vazgeçmeden sistemin “eğitim” boyutunu düşünmeyeceğimiz ortadadır. Sistemin esas amacı olan eğitim boyutunu ihmal ederek alınacak bütün iyi sonuçlar da bizi yanıltmaya devam edecektir.
Sonuç olarak; TİMSS’in sonuçları 2015’e göre iyileşme işaretlerini taşımaktadır. Ama bu iyileşme, sistemi “eğitim/süreç” odaklı düşündüğümüz anlamına gelmiyor. Bunun için de bu sonuçlara bakarak eğitim sisteminin başarısının zirve yaptığı yanlışına kapılmamamız gerektiğinin altı çizilmelidir.