Son yılların en yüksek nem oranına sahip Trabzon'da sıcak havada oynanan biri şampiyonlar ligi play-off maçı olmak üzere iki karşılaşma da başladığı gibi bitti.

Geçtiğimiz çarşamba günü tarihin en önemli maçına çıkan Trabzonspor dramatik bir şekilde elenmiş şampiyonluğun her anlamda tek ödülü ve karşılığı olan şampiyonlar ligi arenasında boy göstermeye hak kazanamamıştı.

Kophenag Şampiyonlar ligi ve Avrupa arenasının gedikli takımlarından biri olmasına rağmen kadro kalitesi takım bütçesi  Trabzonspor'un çok gerisinde. Trabzonspor'un  böyle bir takıma elenmesi hepimizi çok üzdü. Bunun teknik taktik birçok sebebi varsa da en önemli sebebi böyle tarihi bir karşılaşmaya sakatlıklardan dolayı eksilen kadroya takviyelerin zamanında yapılamamasıdır. Böyle tarihi bir maç öncesi transfer mi fırsat oluşturur yoksa fırsat transferi mi kovalanır yönetim onun ayrımını iyi yapmalıydı.

Bence böyle elemeli maçlarda turu iki maç üzerinden değerlendirip Abdullah hocanın bahsettiği oyun içindeki anları doğru oynamak gereklidir. Sizce deplasmandaki Kopenhag maçına Trabzonspor doğru 11'le mi başladı? Kesinlikle değil. Parçadan bütüne doğru gelirsek skor avantajını rakibine verdiğin o ilk yarıdan sonra geçtiğimiz sezon Rize maçından sonra yaşadığımız öğrenilmiş kabusu yaşadık. Rakip otobüsü çekip topu sana teslim etti. Ve turu kaybettik.

Gelelim Galatasaray maçına, Galatasaray bu yıl ki şampiyonluk adaylarından hem kondisyon hemde kadro kalitesi ile en zayıfı. Takımda Okan hocanın da çözemeyeceği büyük bir koordinasyon problemi var. Galatasaray'lı oyuncularda Birbirleri ile oynayacak ve birbirlerinin performanslarını üst seviyeye taşıyacak bir görüntü alamadım. Benzer şeyleri şampiyon Trabzonspor içinde söyleyebilirim. Her iki takım da yeni transferler ve sakatlıklar sebebi ile ilk 11 de 6 yeni oyuncuyla maça çıktı. İki takımında ne oynadığını nasıl bir oyun şablonu olduğunu anlayamadım.

İki takım adına da organize bir atak yoktu. Bireysel oyuncu profillerinden kaynaklı direkt hücumlarla birlikte çok pas hatası olan bir maçtı. Bunun sonucu olarak da atak sonlandıramamaya ve eksik yakalanmaya sebep oldu. Bu yüzden iki takım da hücum geçişleri yedi. Burada top kaptırıldığında geniş alanlarda yakalandılar. Dolayısıyla anlık gol pozisyonları dışında maçta pozisyonda olmadı. Maçın en net pozisyonlarını Galatasaray üretti. Genç kaleci Taha muhteşem bir maç çıkararak bu takımın ikinci kalecisi benim dedi. Taha'nın dikkat ettiğim bir yönü ise kesinlikle ayağı temiz bir kaleci. Ve bir kaleci olarak sadece oyun kurmada değil gol pozisyonlarını kurtarmakta da ayaklarını muhteşem kullanıyor. 

Trabzonspor'un bu sezon yerleşim planları oldukça kötü. Takımda 2. Bölgeyi hızlı geçmeni sağlayacak bir oyun aklın yoksa sürekli pivot santrafora top şişirerek 3. Bölgeye yerleşmeye çalışacaksan uzun topları indirecek servis yapacak iadeleri çok iyi yapacak bir bağlantı forvete ihtiyacın vardır. Cornellius'un bir bağlantı forveti olamadığını çünkü belini çabuk döndüremediğini de görerek takımın bu eksik yönünü tamamlamaya gidebilirsin. Bunun çözümü sahte 9 tabir edilen yardımcı forvetle tamamlamaya çalışmak olmalıdır. Bu şişirme oyunun eksiklerini tamamlama adına pozisyona göre Cornellius'a yakın oynayatacağın sağ ve sol 8 numara ile iadeler için pas istasyonu olmalıdır.
Visca nın sakatlığından sonra kanat oyunu konusunda sıkıntı yaşayan Trabzonspor, Rakip ceza sahasına girmekte, pozisyon üretmekte zorlandı. 
Oyuna Djaniny ile başlamak bence hataydı. Çünkü özellikle ikinci yarının 65. Dakikasından sonra oyun tam onun değerli olduğu bir oyuna dönmüştü. Siopis'in yerine giren Gbamin takıma adapte olursa Trabzonspor'un orta sahada ihtiyaç duyduğu kaliteli pasör eksikliğini anında giderir. Eğer sağlam kalır sakatlanmazsa takıma büyük kaktı vereceği muhakkak.
Trabzonspor'un oyun gücünü yukarı çıkarma adına birçok şey vaadediyor.

Çok güvendiğim transferlerden biri olan Trezeguet in oyunda hiç bir katkısı olmadığı gibi Eren'in ofansif meziyetlerini de yok ediyor.
Kouassi süper ligde kanat oynayacak bir oyuncu kesinlikle değil oyuncunun hız problemi var. Önde başladığı koşuyu kazanamayacağını anlayınca topa basıp tüm hücum aksiyonunu bozuyor. Kouassi bu fizik gücü ve kondisyonu ile ancak Çin ve Arap liginde kanat oyuncusu olur. Amiane tabirle Adam yiyen beklerin olduğu süper ligde iş yapamaz. Kouassi beli kıvrak ve dönüşleri çabuk bir oyuncu, yerden oynadığında forvette bir bağlantı oyuncusu veya yardımcı forvet olabilir o kadar. Bu hız ve kondisyonu ile asla daha fazlası değil. 

4.haftası oynanan ligde Trabzonspor aleyhine hakem hatası olmayan bir maç yok gibi. Ve bu hataların ekseriyetle belli bir tempoyu oluşturmakta zorlanan Trabzonspor'un tam tempoyu oluşturduğu anlarda ataklarının saçma sapan faullerle kesilmesi ve rakiplerinin inanılmaz sertliğine müsade etmesi ile oldu.
Oynadığı Her maçta en az bir penaltısı verilmediği gibi VAR'a dahi gidilmedi.
Dünkü maçta Ali Palabıyık bütün takdir haklarını anlamsız bir şekilde konuk takım lehine kullandı. Maçın ikinci yarısında Yunus Akgün'ü ikinci sarıdan atamadı. Gomise sarı kart veremedi. Cornelius'un ceza sahası içinde düşürüldüğü penaltıyı vermedi. Maç içinde Saydım 5 kere faul diye atağımızı kesti. Hele bir pozisyonda faulü yapan Mertens yerine Eren Elmalı'ya sarı kart verdi.

Görünen o ki geçtiğimiz sezon Trabzonspor'un şampiyonluğunu engelleyemediği için hakemleri görevden almak ise yaramış. Hepsi görevlerini kusursuz yerine getiriyorlar.

Trabzonspor UEFA guruplarına gücüne denk rakiplerle eşleşti. Nispeten kolay bir guruba bile düştü diyebiliriz. Trabzonspor bu guruptan lider çıkıp diğer turlarda daha yüksek profilli takımlarla eşleşecektir. Bu da Trabzonspor'un interlandını geliştirmesi adına önemlidir. 

Yeni eklenen ve iyileşen sakatlarla Trabzonspor eski oyun temposuna ve kalitesine ulaşacaktır. Bu konuda Abdullah hocaya güvenimiz tam.
Selam ve Saygılarımla