Tarihi şampiyonluklarla dolu, Anadolu’nun abisi konumunda olan Trabzonspor, son zamanlarda haksız bir algının kurbanı olmaktadır.

Bu haksız algı nedeniyle Anadolu deplasmanlarının hemen hepsinde Trabzonspor’a karşı aşırı bir tepki ortaya çıkmaktadır.

Mesela geçen hafta Trabzonspor’u desteklemek amacıyla Mersin’e, Hatayspor deplasmanına gittiğimizde yine aynı durumla karşılaştık. Hatayspor, deprem felaketi nedeniyle maçlarını Mersin’de oynadığından zaten stadyumda bulunan taraftarların çoğunun Hataysporlu olmadığı oraya vardığımızda anlaşılmıştı.

Mersin stadyumuna vardığımızda aslında çok güzel bir atmosfer olduğunu gördük. Zira stadyumun etrafında Fenerbahçe ağırlıklı olmak üzere, Galatasaray ve Beşiktaş formalı taraftarlar dikkatimizi çekti.

Bin bir güçlükle girdiğimiz stadyumda Hataysporlu (!) taraftarlar arasında yerimizi aldık. Kale arkasında bulunan misafir tribün ise tamamen Trabzonsporlu taraftarlarla doluydu. Maçın başında oldukça dostane görüntüler sergilendi.

Fakat Trabzonspor skor avantajı yakalayınca stadyumda gerginlik had safhaya ulaştı. Kazara etrafımızda oturan Trabzonspor formalı bir taraftara tepki gösterildi. İkinci golden sonra da benzer manzaralar yaşandı.

Fakat maçın sonunda Hatayspor, skoru lehine çevirince stadyumda bulunanların çoğunun Hataysporlu olmadığı anlaşıldı. Zira Fenerbahçe ve diğer İstanbul takımları taraftarları formalarını çıkarıp çılgınca sevinmeye başladılar.

Stadyumda bulunan az sayıdaki Hatay taraftarı da ağıza alınmayacak küfürlerle bizi uğurladılar.

Aslında yukarıda anlatılan manzaralar, son birkaç yıldır çok sayıda deplasmana giden bir taraftar olarak daha önce gördüklerime çok benziyordu. Zira aynı durum Antalya’da, Adana’da, İzmir’de de yaşanmıştı.

Daha önceden “sempatik Anadolu takımı” veya “gönüllerin şampiyonu” gibi duygular beslenen Trabzonspor’a son yıllarda bilhassa Anadolu’da bir nefret duyulmaya başlanmıştır.

Trabzonspor’a duyulan bu nefretin sebebi ne olabilir di? Trabzonspor, bu takımların hiçbiriyle şampiyonluk yarışına girmemişti. Aralarında gerginliğe sebep olacak bir durum da bulunmuyordu.

Esasen Trabzonspor’a karşı gösterilen bu tavrın iki önemli sebebi vardı. Birincisi son yıllarda ortaya atılan “hükümetin takımı” yalanıdır. 2010 yılı sayılmazsa 20 yılı aşkın bir sürede Trabzonspor ancak 1 kere şampiyon olmuş olmasına rağmen böyle bir algı yürütülmüş ve bazı çevreler buna inanmıştır.

Bilhassa Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un gündeme getirdiği “devletten destek” yalanları, Anadolu’daki bazı takım taraftarlarını Trabzonspor’a karşı tahrik etmektedir. Trabzonspor, her hangi bir şehre gittiği zaman büyük bir tepkisel enerji ile karşılaşırken İstanbul takımları ise çok daha az tepki görmekte, adeta turistlik seyahat havasında deplasman maçlarına çıkmaktadırlar.

İkinci önemli sebep, Anadolu takımlarının çekirdek taraftarları oldukça az olduğundan Trabzonspor’a tepki koyanların daha çok İstanbul’un 3 büyük takım taraftarı olmasıdır. Bu nedenle Anadolu’daki stadyumlarda takımımıza karşı büyük reaksiyonlar sergilenmektedir.

Bu algılar karşısında Trabzonspor camiasının yapması gereken şey, tek yumruk olmak, sahada ve masada güçlü olmaya çalışmaktır. Ekonomisini düzlüğe çıkararak, devlet desteği alıyor gibi iddiaları da temelsiz bırakmaktır.

Trabzonspor sahada güçlü olmaya devam etmeli, şampiyonluklar, kupalar kazanarak İstanbul hegemonyasını tekrar kırarak Anadolu futbolunun sesi olma özelliğini devam ettirmelidir. Trabzonspor hemen her yıl Avrupa kupalarına katılmalı ve bu arenada zaferler kazanıp, puanlar toplayarak Türk futbolunun örnek kulübü olma özelliğini korumalıdır.

Trabzonspor kendisine karşı oluşturulan bu ortamda kendi tavrını korumalıdır. Anadolu kulüpleri ile dostluk ilişkileri geliştirilmeli, onların hakları federasyon nezdinde savunulmalıdır.