Toplumsal gelişmelerin en yanılmaz aynası şüphesiz kütüphanelerdir. Çoklarımız açısından evde kitap bulundurmak İslamiyet ilim cinde ise de arayın bulun ayeti ile hafızalara kazınmamış olaydı evlerimizde muazzam bir şenliktir giderdi. Yüce dinimiz bu denli okumaya değer verirken bazılarımızın, hele de eşlerimizin adam sende deyip ağız büküp durmaları gerçekten insanı ruhtan salıyor. Pek az arkadaşım bu konudan mustarip olduğunun canlı şahidiyim.

Trabzon’un sayılı kitabı olan ve yabancı kaynaklar acısından hemen hemen en başta gelen kütüphaneye sahibim. Ancak benden başka elini bu necis varlıklara el süren yoktur. Sadece zaman zaman hanımdaki kitap sevgisini artırmak için kütüphanemde öyle kitaplar var ki şu kadar para eder. Bu iki yönlü etki uyandırır. Bir kere 40. 000 kitaptan söz ediyorum, bunların en az beş bin tanesi antika kapsamına girecek ya da girmiş durumda. Ancak fuzuli’nin dediği gibi “Ne açar kimse kapım bâd-i sabâdan gayrı” misali evde bu durum ile karşı karşıyayım.

Eskiden çocuklar meraklı idiler okurlardı, şimdi bilmiyorum ellerine kitap tutuyorlar mı. Elbette haklı yanları var. Ben ise kendi cep harçlığımla bunca kitabı bastırdım, bazıları 3. baskıyı yaptı. 50 adette baskıya hazır kitap var. Ancak böyle bir şeyler ile ilgilendiğim kimsenin aklına gelmez. Hatta bazılarını hiçbir temennide bulunmuyorum basılmışlardan şehrimiz tarihini kökünden ışıklandıracaklar var bunlardan basın halka bedava dağıtın dedim yine olmadı.

Sadece konuya dostlarımdan Yaşar Bedri temas etti bir kere ancak sonradan kendini resme verdi. Belki bir anlamda kaçıştı bu. Bende onun durumundayım. Bunun dışında herkes halinden memnun gibi. Ancak ortaya çıkmış bir şey yok. Pek çok öğrenciye yardımcı oldum, evde yer kalmadı, adeta eve hırsız girer gibi elime bir gazete dahi almaya korkar oldum. Kitaba verilen paraya değil, sadece gargarasını dinle hafta boyu. Bir yere bağışlasam bağışlananı korumuyorlar, hatta özel şahsın kütüphanelerinde bir gün sizi sobeleye bilirler. Norveç’te her basılan kitaptan devlet 1000 adet satın alır, bizde boş eğlenceye milyarlar yatırılır. Netice-i alem en sağlıklı olan ölünce seçim yapmadan 40.000 kitabı kül eyleyip mezarıma döksünler vasiyeti yapacağım. Zaten gözlerim ferlerini kaybetti. Bende yetmiş yaşından sonra bu okumaz yazmaz güruha katılacağım. Kokarcalar külü sevmezlermiş.