Geniş bir düzlük alanda kurulmuş olan Hava Limanı hemen yakınlarında dizili villalar ile alanı kuşatmış durumda. Ancak Hava limanı o kadar da yoğun değil. Üstelik şehre oldukça yakın sayılır. Halk dış görünüşe göre mutlu ancak dikkatli bakanların gözünden kaçmayan çok şey var.
04. 05. 2016 tarihinde Parizen (Mamuşa)dayız. Mamuşa (Mahmut Paşa) resmi dili Türkçe, belediye başkanı Türk resmi dili Türkçedir. Her evde bir misafir odası vardır. Dışarıda kız görülmez. 8000 hane Tito zamanında Boşnaklı o kargaşa yıllarında Türkiye’ye getirilmiş. Mamuşa tam bir tarım alanıdır. Burada seracılık yapılmaktadır. Mezarlıkları Azerbaycana benzer şekilde, mezar başlıklarına ölülerinin resimleri kazılmıştır.
Akasya ağaçlarının altında oturmuş bir Kosovalı vatandaş ürkek bakışlar ile rapara (Jilet) diye fısıldamaya devam ediyor. Bir an düşündüm de bir zamanlar Tito’nun ülkesinde insanlar bolluk çerisinde yaşıyorlardı, şimdi sokakta bir jilet satarak yaşamlarını idame ettireceklerdi. Ancak halklar hükümetlerin aldıkları kararlar ile yönetiliyordu. Şu andan itibaren yapılabilecek hiçbir şey yok.
Kuzeyde ve doğuda Sırbistan, güneyde Kuzey Makedonya ve Arnavutluk, batıda ise Karadağ ile komşudur. O dönemde, Tito’nun Yugoslavyası ikinci adamı konumundaki Aleksandar Rankoviç'in zamanında Bosna Hersekliler baskıların artması nedeniyle, Türkiye'ye Türk, Boşnak ve Arnavutların göçü daha da hızlandı. Kosova Türklerinin değişik zamanlarda, değişik nedenler ile Sırplar kendi yaşadıkları yerlerden sağa sola sürüldüler ve kendilerini savunamaz duruma sokuldular. Halk Arnavutça ve Sırpca’nın yanı sıra Türklerin kendi ana dillerini konuşmakta ısrarcı olunca içinde Priştine, Prizren, Mitroviça ve Gilan belediyeleri Türkçeyi resmi diller arasına aldı.
Hemen Priştine Üniversitesinin aşağı kısmında yer alan şehir merkezi dışarıdan seyredilmeye doyulmuyor. Her akşam belediyenin meydanı baştan sona yıkaması ve geniş bir dinlenme alanı mevcut. Nitekim parkın sağ tarafında eski Sovyet zihniyetinin bir ürünü bir işçi figürü parkın bir köşesinden meydanı temaşa ediyor. Ancak naçar bir vaziyette.
Trafik yayalara karşı saygılı, sivilleri gördüklerinde durup elleriyle buyur işareti yapıyor ve yaya yolu karşıya gecene kadar bekliyor. İlk defa Trafik lambasız bir şehir trafiği ile karşılaştım. Bir ara dolaşırken gözüme bir yığıntı çarptı. Meraklanıp sağı solundan bakındım amma bir Boşnak yaklaşıp neyi böyle merak ettiniz diye sordu: Ben de bir şey anlamadığımı söyledim. Gayet ciddi bir ruh haliyesi ile: Elbette anlayamayacaksın, zira bu gördüğün dünyanın en çirkin mimarisine örnek yapılmıştır dedi.