Türkiye’de Anadolu takımları ile İstanbul’un 3 büyükleri vardı. Anadolu’da 4.büyük ise Trabzonspor oldu.
Trabzonspor’un 6 şampiyonlukla 4.büyük olması, 7.şampiyonluğunu da 2010-2011 sezonunda kazanması emeğin ürünüdür.
6 şampiyonluk Trabzon’da bir nesli Trabzonsporlu yaptı. Diğer nesil ise Trabzonspor’un 1996’da uğradığı haksızlıklarla, 2005 yılında yaşanan hakem katliamı ile, 2010-2011 yılındaki şike olayları Trabzonspor’u sahiplendiler.
Trabzonspor’un Şampiyonluk yıllarında Trabzon’un bağrından yetişmiş ve İstanbul’a ekmeğinin peşine gitmiş üstad, tarihçi yazar Sadık Albayrak vardır.
Sadık Albayrak ile 1984-1985 yılından sonra Avni Aker’in tribünlerinden hep karşılaştık. Trabzonspor genelde kazandı, zaman zaman yenildi o elinde kalemi ve kağıdı ile hep tribünlerde oldu.
Trabzonspor’a karşı yapılan haksızlıkları kalemine aldı, Şenol Güneş’e ayrı bir sevgi duydu, Trabzonspor Başkanı Özak ile arkadaştı.

Sevgili Okurlar,
Bir babanın gurur duyduğu veya üzüldüğü nokta tuttuğu takımın renklerini çocuklarının veya torunlarının da kalbine işleyebilmektir. Sadık abi de bunu başardı. Serhat Albayrak’ı ve Berat Albayrak’ı Trabzonsporlu yaptı. Berat bey oğlu Ahmet Akif’i Serhat Albayrak’ta kızını Trabzonsporlu büyüttü.
Bu iki kardeş babalarından aldıkları Trabzonspor mirasına sıkı sıkıya sarıldılar. Öyle sarıldılar ki, devletin Hazine ve Maliye Bakanı Trabzonspor aşkı için taraftar grubunu ziyaret edip Trabzonspor forması giyebilecek kadar gözünü kararttı.
Diğeri ise İstanbul’da Türkiye’nin en çok izlenen ve satan yayın grubunun başındaki isim Serhat Albayrak.
2010-2011 sezon sonunda Trabzonspor’a yapılan haksızlığa karşı Serhat Albayrak dimdik ayakta durdu. Ve Sabah grubu İstanbul takımlarını ve taraftarlarının baskı altına almasına rağmen zerre kadar duruşunu bozmadı.
Şimdi de öyle. Trabzonspor’a haksızlık yapılmasına müsadeetmiyor.
Trabzonspor kentin en büyük değeri diyor.

Trabzonspor ile Konyaspor maçını İstanbul’da Cevahir Otel’in lobisinde Murat Türedi’nin cep telefonundan izliyoruz. Konyaspor öyle geliyor ki, izlemeye yürek istiyor. Murat diyor ki ‘Yusuf bey korkma ben izlediğimiz hiçbir maçı vermedik.’ İlk dakikalarda boş kaleye Bajic son dakika yine boş kaleye Ömer Ali kaçırıyor. Trabzonspor Sörloth ile 3 puan alıyor.
İstanbul’da Zeki Sancak ve Zihni Ağırman ile bir dizi görüşmeler yaptık. Hemşehrilerimizi ziyaret ettik. Sohbet ettik. Bunlardan birisi de Turkuvaz medyanın bir numaralı ismi Serhat Albayrak idi, Trabzon’u, dostları konuştuk.

Cemiyet başkanlığım döneminde hak ettiği Ziyad Nemli büyük ödülünü ona vermiştik. Gelememiş babası Üstad Sadık Albayrak ödülü almıştı. Bana ‘Hakkını helal et ben gelemedim’ demişti.
Trabzonspor’u konuştuk. Galibiyete sevinememişti. Anladığım şu; Özellikle Trabzonspor’un maç içinde oyunu tutamamasından rahatsız.
 Yusuf Yazıcı’nın sakatlığı konusunda da hissettiğim hem Bakan Berat Albayrak’ın hem de kendisinin Yusuf’un Trabzonspor’da kalması için çok çalıştıkları ama ikna edemedikleri…
Teşekkürler Serhat Albayrak’a. Bu konumlara gelmiş ve burnundan kıl aldırmayan, Trabzon’a sırt dönen çok adam var.
Onlar babalarının izinde. Doydukları yerde kaldılar ama doğdukları toprakları hiç unutmadılar.
 
KENAR ORTALARIYLA GELEN PUANLAR
 
Trabzonspor birçok maçı kenar ortalarıyla çözdü. Rizespor, Antalyaspor, Konyaspor, berabere kalınan G.Saray, F.Bahçe, Başakşehir ve daha yazamadıklarım.
Kenar ortalarında bulacağımız tek isim Sörloth olmalı. Klasik forvetlerin dışında kafa golleri atıyor. Özellikle Rize ve Konya maçlarındaki gollerini hatırlayın.
Şu ana dek böylesi yok pozisyonlarda gol atabilen forvetlere pek rastladım denemez. Trabzonspor bir şey yapacaksa kenar ortalarına çok çalışmalı. Bel hizası değil kafa ortalarına odaklanmalı.

Sörloth top sürme becerisi yanında, alıp dikine gitme, ille de ben atayım havasında olmayan müsait durumdaki arkadaşını bulma noktasında da takım oyunu için mücadele eden bir futbolcu.
Trabzonspor, Sörloth transferiyle muazzam bir iş çıkardı.
Sonuç itibariyle takımdaşlık bozulmaz, hakem faciaları olmaz da, savunma kurgusu oturursa, ikinci yarıdaki daha az maç trafiği ile dönen sakatlarla beraber müthiş işler çıkacaktır.
 
DERS ALINABİLDİ Mİ?
 
Trabzonspor’un kanat forvetlerinde alternatifi çok. Bir takımda mühim olan alternatifler değil, takım oyununa oynayanların ne kadar katkı sağladığı. Geçen sezon kadro darlığına rağmen ligi 4. bitiren bir Trabzonspor var.

Bu sezon sakatlıklar oldu ama geçen seneye göre kıyas bile olmaz. Alternatiflerde Yusuf Sarı önemli bir isim. Çoğu zaman 11’de de başladı.
Ligde 3 gol 4 asistlik performansı var, kötü değil daha iyi olabilirdi.
Neden olmadı kendisine kızması lazım.
Genç oyuncular hırslılar; ancak hırsları duygusal olmalarını da beraberinde getiriyor. Yusuf, Konya maçına kadar gol bölgelerinde tercihlerini yanlış kullanması ile eleştirildi. Konya’da maç 1-0’ken gollük pozisyonda kaleyi düşünmeyip pası düşünse o kadar baskı yemeyecek, maç daha farklı bir hikaye ile konuşulacaktı.
 
GÜNEŞ’İ DİNLEYİN
 
Milli Takımımızın Teknik Direktörü Şenol Güneş, TRT Spor'da katıldığı programında önemli açıklamalarda bulundu. Yabancı sınırı hakkında da konuşan Güneş, "Yabancıya karşı değilim ama bu şekilde uygulanmasına karşıyım” dedi.

“Bugün 14 milyar mı borç var, 15 milyar verelim kulüplere 30 milyar olur” diyen deneyimli teknik adam, "Borç yapma sebebini ortadan kaldırmıyorsunuz ki sıkıntı burada. Yabancıya karşı değilim ama bu şekilde uygulanmasına karşıyım. Hiçbir kriter yok. Bu borçları yaratan yabancı oyuncular. Futbol ekonomisi kötü değil. Paralar iyi. O kadar hızlı büyüdü ki biraz bizden biraz da dışarıdan dolayı böyle oldu. İngiltere'de harcanan paralar bizi de etkiledi. Antrenörler, futbolcular derneğinin güçlü olması lazım. Kulüpler Birliği'ni güçlü yaparak olmaz, öyle değil bu iş” ifadelerini kullandı. Türk oyuncularının ödemeleri TL'ye çevrildiğinin altını çizen Güneş, “Hepsi TL olsun. Vergisini de versin. Kulüpler vermesin. Neden uygulamıyoruz? O zaman borçlar devam edecek. Durumu değiştirmek istiyorsanız, daha önceki yaptıklarınızı değiştirmelisiniz. Sihirli değnek arıyoruz. Bir şey olsun da borçlar ödensin deniyor” şeklinde konuştu.
 
NDİAYE YETMEZ
 

Trabzonspor yarın ki maçı alabilirse 32 puanla devreyi kapatacak. 2010-2011’den buyana en önemli çıkış. Onun için ikinci yarı taraftar da şampiyonluk havasına girecek. Her ne kadar Denizlispor maçı beklentileri kırdı ise de Konya’dan çıkan galibiyet yine umutları yeşertti. Eğer Trabzonspor şampiyonluğa oynayacak ise Ndiaye transferi yetmez. Oğuzhan’da çözüm değil. Jaja tipi orta saha gerekli.
 
O BİR EFSANEYDİ!
 
1975-1976 Efsane sezonu. Trabzonspor Boztepe’de kampta iken topluca cuma namazına katılırlar hoca Allahüekber der ruküya gidecekken cemaatin içerisinden etkileyici davudi bir ses yükselir;
Allahııımmm.!
Allahııımmm.!
Allahııımmm.!
Mehmet Cemil, Hüseyin, Necmi bütün santroforlar sakatlansın ben tek kalayım Ahmet Suat beni oynatmak zorunda kalsın! 
Musa pelerinini giyer zaman zaman taktığı kafasındaki şapkasıyla, elinde Hz.Ali’nin olduğunu söylediği tahta kılıçı ile Milleti etrafına toplar etkileyici mükemmel ses tonuyla anlatmaya başlardı;
Sandomika’nın garbında Amerika’nın federal bütün polis arabalarına sesleniyorum; dikkat dikkat!! Boy 1.90 kilo 80, sarışın dev caniyi yakalayın, asın, kesin, doğrayın. İnsanlar alkışlar Musa ise coşardı.

Almanya, Brezilya milli takımlarını ezbere sayar içinden Dünya karması çıkartırdı. Kalede Mayer diye başlar geri dörtlüyü sayar orta sahayı Didi, Pele, Carlos diye sıraladıktan sonra Erginos (Cosmos Engin), Musos, Cemilos (Mehmet Cemil) diye ileri üçlüyü bağlar kendisini mutlaka takıma koyardı. Ahmet Suat da ona Musa oğlum iyi de bu Dünya karması değil Tımarhane karması derdi takımı kahkahaya boğardı.
 
Musa 2.ligden çıkışta, lig şampiyonluklarında içerde, deplasmanda, antremanlarda takımı hiç yalnız bırakmazdı. TS’un moral kaynağı olurdu. Otellerdeki bütün yemeklere katılırdı herkes çorba ile başlarken o tatlı ile başlar ara sıcağını yer en son çorba içerdi. Futbolcular o’na aramızdaki en iyi oyuncu sensin ama hoca oynatmıyor diyerek mavra yaparlardı. O da buna inanır yıldızlarının hiç barışmadığı Ahmet Suat’a kızardı ona hain derdi.
 
Maçlardan önce sahaya ısınmaya Musa ile birlikte çıkardık kale arkası seyircisi başlatır Avni Aker Stadyumu Musa, Musa diye inlerdi. Malzemeci kuş Mehmet top vermediği için Musa cebinden çıkarttığı portokalları penaltı noktasına diker koşar gol yapardı, şut atacak bir şey kalmayınca Musa gol gol sesleri arasında koşarak top yerine kendisini ağlara atardı, taraftar gol diye ayağa fırlardı.
Sınıf Arkadaşım Cosmos Engin’in anlattığı bizzat tanığı olduğumuz Trabzonlu Deli Musa ile ömrümüzün önemli bir bölümü geçmişti. Çocukluğumuzun, gençliğimizin en güzel anısıydı, onu görüp de etrafına toplanmayanımız yoktu. Çok severdik nutuklarını lakin o da göçtü bu Dünyadan.
(Yazan: Hikmet Nuri Aydın)