Görevinden alınan Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Mehmet Bostan kimdir?
Bilmeyenler için özet geçeyim.
 1971 İstanbul doğumlu olmasına rağmen; aslen (Rize-Fındıklı ) den (miş)
Vakıf Emeklilik Genel Müdürü iken ve de kamu tecrübesi, deneyimi yokken; siyasi irade
2016 yılında, Türkiye’nin en önemli kurumu olan;
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı görevine atayarak sahip çıktı, ödüllendirdi.
Bu kurumu iyi yönetemedi, başarılı olamadı.( Ankara Kulislerinde öyle söyleniyor)
İktidarın özelleştirme politikalarına ayak uyduramadı.
Bir yılını doldurmadan, ÖİB görevinden alınarak, Türkiye Varlık Fonu Genel müdürü olarak görev verildi.
 Altı ayını doldurmadan, geçen hafta, görevinden de alındı.
***
Neden, niçin alındı konusu bizim işimiz değildir.
Bir bürokrat atandığı gibi görevinden de alınır.
Siyasi iktidarların tercihidir.
Getiren de, götüren de siyasi iradedir.
Başbakanlık kaynaklara göre, hem ÖİB’ de, hem de Varlık Fonu’nda iktidarın hedeflediği hedefe ulaşamadı.
Türkçesi, başarılı olamadı.
Bu şikâyetler; devletin en tepesine kadar gidince ipi çekildi.
Benim anladığım bu.
Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın ,bu konuda açıklaması var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Varlık Fonu'nda hedeflenen, arzulanan bir süreç olmadı. Bu olmayınca Sayın Başbakan, Varlık Fonu ona bağlıdır. Cumhurbaşkanı olarak benimle herhangi bir bağlantısı yoktur ama biz bunları istişaretisini yaparak bu konuda kararımızı alırız. Gelişmeleri gördük, böyle yürümeyeceğine karar verdik. Sayın Başbakan da bu konuda adımını attı, hayırlı olsun diyeceğiz. Varlık Fonu'nu bizim yeniden bir organize etmemiz şart dedi.”
Konunun özeti budur.
***
Bölge gazetelerin bir görevi de,
 Ankara başta olmak üzere, Karadeniz dışında görev yapan, Karadenizli siyasi ve bürokrasideki hemşerileri ile bölgedeki okurları arasında köprü görevini kurmak, ilişkilerini sağlamlaştırmaktır.
Başkentte” hemşeri” deyince akan sular durur.
Bütün kapılar açılır.
Siyasi görüşü, makamı ne olursa olsun; bütün hemşerilerimizle görüşürler.
Cumhurbaşkanından, Başbakana.
Bakandan, Milletvekillerine,
Her görüşteki siyasilerle ve bürokrasinin her kademesinde görev yapanlar dahil.
Böyle bir mecburiyet yok aslında, bir gelenek, kural oldu.
Buna” nezaket “diyelim.
***
Sadece tarihe not düşmek istedim.
25 yıldan beri Ankara’dayım.
Gazeteci ve bürokrat olarak görüşemediğim, ulaşamadığım tek hemşerim, Mehmet Bostan’dır.
Hayırlı olsun” demek için görüşmek istedik, randevu vermedi.
Kendi tercihidir.
Hemşerime “  hayırlı olsun” diyemedik, şimdi “ geçmiş olsun” diyelim  istedik.