Trabzonspor her hafta erimeye devam ediyor ama maalesef ne teknik ekip, nede yönetim bu gidişata çare bulamıyor. Takımı için mücadele etmeyen, sahada tek yaptıkları rakibi seyretmek olan oyuncularda ısrar etmenin mantığını anlamak mümkün değil.

Abdullah Avcı maçtan sonra kulübeye dikkat çekerek takımın yetersizliğini anlatmaya çalışıyor. Peki kulübedekilere ne kadar şans verdinizde yetersiz oldukları kanaatine vardınız. Ben kulübedeki genç oyuncuların sahaya sürdüklerinizden daha kaliteli olduklarına inanıyorum. Öncelikle yönetimin buna inanması ve hocayı da inandırması lazım. Yönetimin ve hocanın gelen her başarısız sonuçtan sonra, misyonunu tamamlamış yabancıları transfer etme girişimleri, hem bu gençlere, hemde kulübün geleceğine büyük darbe vurmaya devam edecektir. Takımın kaybedecek bir şeyi kalmamışken, bu oyunculara şans verilmesi gerekmektedir.    

Sayın Avcı’nın her maç sonu anlattıkları artık sıkıcı boyutlara varmış durumda. Sayın hocam artık taraftar rakibinin karşısında ezilen değil, mücadele eden, oyunu hızlı ve dikine oynayan bir takım ve sahada yürümekten bile aciz olan oyuncular yerine koşan takımı için mücadele eden oyuncuları görmek istiyor. Taraftarın istediği tepkiye vermeyen oyuncuları cesurca kenara almanız ve onların yerine, bu takımın hem taraftarı olan hem de oyuncusu olanları sahaya sürmeniz o kadar önemli ki. Bunu yapsanız, Trabzonspor bundan dahamı kötü olur. Sanmıyorum.

Artık herkesin anladığı ama yönetimin ve teknik ekibin anlamadığı bir gerçek var ki, oda sahada mücadele etmeyen, futbolun gereklerini yerine getiremeyen, oyuncularda ısrar edilmesi kulübü bir karanlığın içine itecektir. Bu oyuncularla olmuyor ve olmayacak, bunun kabul edilmesi ve gereğinin yapılması şarttır. Yoksa bu hafta tribünlerde 600 kişi vardı, bir sonraki maçta 300 e düşer sonraki maçta boş tribünlere oynamak zorunda kalırsınız. Peki burada kaybeden kim olur, bu sorunun cevabı sorunun içinde gizli anlayana.