Yaşadığımız Coğrafya’da Afetlerin En Önemli Kaynağı Sel Ve Heyelan Olaylarıdır

Trabzon’un doğal afet tarihine bir pencere açtığımız Mazideki Trabzon sayfamızda can ve mal kayıplarına neden olan sel ve taşkınlara sıra gelmiş ve ilk olarak Değirmendere’nin sebep olduğu taşkınlara dikkat çekmiştik. Araya koyduğumuz bayram yazısından sonra devam ediyoruz. Tekrardan hatırlatalım, yaşadığımız coğrafyada afetlerin en önemli kaynağı sel ve heyelan olaylarıdır. Bu yüzden gerek bir afete maruz kalmamak gerekse bir afeti tetiklememek için bu iki hususa dikkat etmek zorundayız. Geçmiş tecrübelere baktığımızda Trabzon’da özellikle mayıs ve eylül ayları arası en fazla taşkın ve selin gerçekleştiği aylar olarak dikkat çekmektedir.

RESİM: Yıl 1990. Sel suları araçları denize sürükledi.

Hatırlayalım, 1929 senesinde gerçekleşen ve Doğu Karadeniz’in en büyük afeti olan 148 kişinin öldüğü, Of ve Sürmene selitemmuz ayında gerçekleşmiştir.

 64 kişinin öldüğü 1990 Trabzon seli haziran ayında, 50 kişinin hayatını kaybettiği Sürmene/Beşköy seli ağustos ayında olmuştur.

Yine 2019 senesinde 10 kişinin ölümüne neden olan Araklı/Çamlıktepe seli haziran ayında meydana gelmiştir.

Tabi burada Trabzon’da diğer aylarda sel olmuyor diyemeyiz. Mesela 1909 senesinde 15 kişinin öldüğü Tabakhane Deresi taşkını kasım ayında meydana gelmiştir. Ancak ölümle neticelenen afetlerin önemli bir kısmının mayıs ve eylül aylarında gerçekleştiğini hatırlatıyoruz. Yazı dizimizin sonunda yapacağımız değerlendirmede bunları daha net ortaya koymuş olacağız.

RESİM:1998 Yılı Beşköy Selinde Suyun Çıktığı Yükseklik

İşte envanter çalışmalarının önemi buradadır. Doğanın geçmişteki davranışları geleceğe ışık tutabilir. O yüzden yazı dizimizin başından beri söylediğimiz bir söz var: Afetlere gelip geçmiş olaylar olarak bakmak doğru değildir. Ders almak, tedbirli olmak ve doğa ile uyumlu bir kentleşme hikâyesi yazmak gerekir.

AĞLAMAK MI TEDBİR ALMAK MI?

Bakın,nisan ayının başında Taylan’da 7,7 büyüklüğünde bir deprem oldu ve sadece 9 kişi hayatını kaybetti. O da bina yıkılmasından ziyade taş düşmesi vesaire nedeniyle ölümler oldu. 1999 senesinde Türkiye’de ve Tayland’da 7’nin üzerinde depremler oldu ve binlerce kişi öldü. Tayland gibi çoğumuzun haritada yerini bile gösteremeyeceğimiz bir ülkede önceki depremden çıkarılan ders ve alınan tedbirler nedeniyle artık 7 büyüklüğündeki depremler afete neden olmuyor. Geçen yıl meydana gelen ve 10 ilimizde büyük bir yıkıma ve can kaybına neden olan depremi hatırlayalım. Biz millet olarak galiba ağlamayı tedbir almaktan daha çok seviyoruz.

Hatırlıyorum Orman ve Su İşleri Eski Bakanımız Veysel Eroğlu’nun başkanlığında, 2016 senesinde Trabzon’da DSİ Bölge Müdürlüğünde yapılan toplantıda şöyle bir cümle kurulmuştu. “Bir afet olmadan önce alınacak tedbirlere harcanacak parayı, afet olduktan sonra yaraları sarmak için harcanacak parayla mukayese ettiğimizde, afet sonrası çok daha fazla meblağa ihtiyaç olduğunu görüyoruz.” Burada geri gelmez canlarımızın hesaba katılmadığını belirtelim. Çünkü onun bir hesabı olamaz!

NE YAPILABİLİR?

Aslında ne yapılacağı bellidir. Bir kere afet ile mücadelede kısa, orta ve uzun vadeli planlara ve kararlı uygulamalara ihtiyaç vardır. Ancak biz millet olarak uzun vadeli plan konusunda başarılı değiliz. Çok partili hayata geçilen 1946 senesinden 2002 senesine kadar 56 yıl geçmiş olmasına rağmen kurulan hükümet sayısı 58’dir. Ortalama bir yıl ömürleri olan hükümetlerle nasıl uzun vadeli plan yapılabilirdi ki? 

2002 senesinden bu yana devam eden AK Parti iktidarı ve başkanlık sisteminin sunduğu istikrarlı hükümetler uzun vadeli planlamalar için bir şans olsa da bundan yeterince yararlanamadığımızı, yukarıda verdiğimiz deprem örneğinden yola çıkarak söylemek mümkündür.

Hükümet etme süreleri artık istikrara kavuştu. Ancak eski Türkiye alışkanlıklarının ortadan kalktığını henüz söyleyemeyiz. Aklımıza kutsal kitabımızda yer alan o kutlu söz geliyor. “Bir toplum kendisini değiştirmedikçe, Allah onlar hakkındaki hükmü değiştirmez.”

Biz toplum olarak değişime talip miyiz? Bundan emin olmak mümkün değildir. Afet konusunda Trabzon özelinde yapılabilecekler konusunu yazı dizimizin sonuna bırakarak envanter çalışmamıza devam edelim. Trabzon’da il bazında yıkıma neden olan sel hadisesinin yaşandığı yıllardan birisi 1936 senesidir.

1936 TRABZON SELİÖLÜME VE YIKIMA NEDEN OLDU

1936 senesinde Trabzon’da birincisi Mayıs, ikincisi Eylül ayında olmak üzere iki önemli sel ve taşkın hadisesi olmuştur. İlk taşkın Visera Deresinde meydana gelmiş ve 2 kişi ölmüştür. Olayın detayı Halk gazetesinde şöyle anlatılmıştır:

Elektrik şebeke memuru Hüseyin evvelki gün Visera yolundaki direğin tamirini yaparak beraberinde oğlu da olduğu hâlde gecelemek üzere Visera’da fabrikaya misafir gitmişlerdir. Dün hava öğleden sonra bozmuş, her tarafta yağan şiddetli yağmurlar Visera’da görülmemiş bir şiddetle yağmıştır. Yağmur esnasında Hüseyin ve oğlu fabrikaya ait bekçi kulübesinde bulunmaktadırlar. Bu esnada taş ve toprakla büyük bir selin gelmekte olduğu görülerek kulübede olanlarla beraber kaçarken, Hüseyin oğlunu almak için biraz gecikince sel de gelmiş ve zavallı Hüseyin ve oğlu çamur altında kalarak boğulmuşlardır. Kulübede olan adamlar yaralansa da kaçarak kurtulmuşlardır.

RESİM: 1930’lu Yıllarda Visera (Işıklar) Elektrik Santrali

Bunun dışında 1936 senesinin Eylül ayında Trabzon’da meydana gelen yüksek yağış dolayısıyla oluşan sel,ilin genelinde büyük tahribata neden olmuştur. Mesela Sürmene dışında bütün ilde telgraf ve telefon hatları kesilmiş, Trabzon-Rize yolu bozulmuş, Yanbolu köprüsünün bir ayağı çökmüş ve ulaşım durmuştur. Trabzon-Sürmene yolu üzerindeki Drona köprüsünün üçayağı çökmüş, Vakfıkebir sahil yolunda olan feyezandan Fol köprüsünün betonarme orta ayağı ile 20 metre kadarını sular götürmüştür.Ayrıca Değirmendere’nin getirdiği odunları toplayan bir kadını sular almıştır.

Vakfıkebir ile Tonya nahiyesi arasındaki Aspurlu köprüsü tamamen yıkılmış ve dere içindeki bütün değirmenleri sular sürüklemiştir. Kasabada bir kahve, bir otel bütünüyle ve birkaç ev de kısmen suların etkisiyle yıkılmıştır. Köyler büyük hasara uğramıştır.Bilhassa Trabzon merkez,Maçka, Akçaabat, Sürmene, Vakfıkebir kazalarında yollarınve köprülerin büyük bir kısmı yıkılmıştır.