Tabiat kış uykusundan uyanır ve Nisan ayı sonunda başlar turizm haberleri yayın organlarında yer bulmaya. ”Bu yıl turizmde patlama bekleniyor” , ”turizmde zirve yılı”,  ”turizmde master planı” gibi haber başlıklarıyla yerini alır haber kaynaklarında. Araştırdım, en çok da “master planı” diye başlık atılıyor. Hemen hemen bütün turizm ile ilgili haberlerde bu kelime var, “master”. İngilizceden gelen bu kelime pek havalı ve içi dolu gibi gözüküyor. Ama icraatta öyle olduğunu düşünmüyorum, turizmde plansızlıkta master yapmış olabiliriz.
Bir turizm sezonu daha bitti. Sanırsın bölgeyi dolduran Araplar da Eylülde okula başlayacak. Eylül ayı olunca işler bıçak gibi kesildi. Arap turistler aynı anda yurtlarına döndü. Şimdilerde Uzungöl’de in cin top oynuyor. E hani master planımız vardı, ne oldu da birden turizm sıfıra indi. Bu muydu master yaptığınız planlı turizm? Plan olan bir yerde mutlaka alternatif bir plan da vardır, olmalı. Öyle ya, bölgeyi sadece ufak bir siyasi rüzgara dayanan Arap turizmine mecbur bırakmak master kelimesine bile ters düşmez mi? Alternatif ne bir turizm alanımız var ne de yerli ve yabancı turistimiz var. Aslında var da, var da yok. Yabancı turisti geçtim, KTÜ’de okuyup da Uzungöl’e gitmeyen öğrencileri bilirim. Sadece onları belirli bir periyotta Uzungöl’e ya da diğer turistik yerlere getirebilsek turizmi bir yıla yaymış oluruz.

Aslıda bu yazımı yazmadan önce turizm il müdürlüğüne gidip bilgi almaktı niyetim, sonra kendi kendime düşündüm hangi müdürle görüşecektim ki. Bir sezon bitti ama Turizm İl Müdür’ü kim oldu ya da olacak kavgası hala bitmedi. Ne eskisi bırakıyor, ne yenisi bu sevdadan vazgeçiyor. Siyasi irade görevden alıyor, mahkeme iade ediyor. Ne eskisini ne de yenisini tanımıyorum. Yıllardır görev yapıp Trabzon’da turizmi bir yere getiren İsmail Bey’e de, turizm konusunda ısrarlı projeleriyle bir şeyler yapmak isteyen Ali Bey’e de teşekkür edip bu işte samimi olduklarına inanıyorum. Ama bu işi bu sürüncemede bırakmak Trabzon turizmine zarar verir.

Maalesef elimizdeki kısıtlı turizm kaynaklarımızı da yeterince kullanamıyoruz. Bölgesel olarak, bir bütün olarak yapmamız gereken turizmi bile kısır çekişmelerle, gündelik düşüncelerle bireysele döküp kaybediyoruz. Sümela Manastırı epeydir tadilatta, Uzungöl desen yazın bile artık gidenleri neredeyse bunaltacak hale getirilmiş, o güzelim yaylalarımızı Yeşil  Yol denen projeyle asfaltlandırdık ama bağlantı yollarını patates tarlası durumundan kurtaramadık. Köyümün hemen üst bölgesinden Sultan Murat Yaylası ve civar yaylalara giden asfalt yolumuz var ama köyden asfalta giden ara yolumuz bakımsız ve kapalı. Kayabaşı, Haçkalı Yaylasına giden Yeşil Yol var ama Işıklar Mahallesinden ana bağlantı yoluna giden yol içler acısı. Uzungöl’e giden yol artık o trafiği yazın kaldırmıyor.

Yetkililere, ilgililere özellikle rica ediyorum lütfen gidin Uzungöl’den  Karaster Yaylasına çıkan o yola bir bakın. Çok mu zor o yolu genişletip onarmak? Yazın o yoldan binlerce insan gidiyor tepeden Uzungöl’ü seyrediyor. İnanın abartmıyorum, turlarla binlerce turistin taşındığı o yol hem çok bakımsız hem de tehlikeli. Neyse ki bu yıl bozulan bir beton mikseri aracı yol üzerine zorunlu olarak harç boşalttı da yolun bir kısmı mecburi betonlandı. Kadıralak Yaylası gibi değerli bir yaylamız var ama yolu perişan. Turizmi bir bütün olarak düşünmeli ve bölgeye yaymalıyız onun için önce bağlantı yollarını da ele almalıyız.

Sadece Trabzon’da değil diğer yerlerde de durum aynı. Yıllardır giderim Gümüşhane’ye bağlı Krom Vadisine. Fakat o güzelim tarihi kiliseleri ahır yapan zihniyeti görmezden gelen yetkilileri, ilgilileri bir türlü anlayamıyorum. Rize’nin de öylesi müthiş yaylaları var. Sal, Pokut, Gito, Palovit, Avusor, gibi muhteşem doğası bu yaylaların yollarının da durumu aynı.
Ayrıca Trabzon’da içerisinde birbirinden değerli üyeleri bulunan ve her Pazar dört mevsim dağları adım adım gezen turizm elçileri var. Tedak, Tradost, Udsak, Doğa-Tarih başta olmak üzere onu aşkın doğa sporları kulübü ve dernekleri mevcut. Bu kulüp ve derneklerin içerisinde çoğu profesyonel fotoğraf meraklıları var. Çektikleri birbirinden güzel fotoğraflarla turistik yerlerin ücretsiz tanıtımına vesile oluyorlar. Elden ele yurdun dört bir yerinden takip edilen, hatta internet ortamında uluslararası dolaşan, ya da bir kahve köşesinde asılı olarak bulunabilecek bu fotoğraflar da bölge turizminin tanıtımına müthiş katkı sağlıyorlar. Fakat Turizm İl Müdürlüğü bu kulüp ve derneklerle ne bir ortak proje uyguluyor ne de bir katkı ya da bağlantı sağlıyor.

Turizmde sıkıntıların yanında çözümü de çok. Doğamız muhteşem, insanımız iyi, suyumuz havamız tertemiz, yeter ki hepsini birlikte düşünerek ortak ve gerçek Master Projelerde buluşalım. İyi haftalar.