Milli Mücadele tarihimizin dönüm noktalarından biri de Sivas Kongresi’dir. Zira Mustafa Kemal Paşa, daha Samsun’a çıkmadan evvel Sivas’ta bir kongre toplamayı amaçlıyordu.
Fakat Sivas’a geçtiğinde burada kongre yapılacak durum olmadığını görmüş bunun üzerine Erzurum’a hareket etmiştir. Milli Mücadelenin en kritik safhalarından biri olan Erzurum Kongresi’nde muhalif seslere rağmen Gazi Mustafa Kemal başkan seçilmiştir.
Bu arada şunu da belirtmeliyiz ki bu Erzurum’da, Mustafa Kemal Paşa’ya muhalif tavır sergileyenler daha çok Trabzon delegeleri olmuştur. Vakfıkebir delegesi olarak kongreye katılan ve aynı zamanda kongre kâtibi olan Kellecioğlu Abdullah Hasib Ataman’ın verdiği bilgilere bakılırsa bazı Trabzon delegeleri, kongre kararlarını dahi imzalamadan Erzurum’dan ayrılmışlardı.
Erzurum Kongresi’nin ardından daha önce planlandığı üzere Sivas’a geçmek isteyen Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’dan ayrılmış ve ilk olarak Erzincan’a ulaşmıştır.
Buradan Sivas’a doğru yola çıkan Paşa ile yanındakilerin bir süre sonra iki asker tarafından yolları kesilmiştir. Karşısında duran askere niçin yolun kesildiğini soran Gazi Mustafa Kemal, biraz ilerde yani Çardaklı Boğazında eşkıyaların olduğunu ve beklemeleri gerektiği cevabını almıştır.
Yanında bulunan Erzincanlı Şeyh Fevzi Efendi’ye dönerek ne yapmaları gerektiğini soran Mustafa Kemal Paşa’ya karşı Fevzi Efendi şu cevabı vermiştir: “Bizler, haklarımız, vatanımız ve milletimiz uğruna savaşmak üzere yola çıkmış bulunuyoruz. Eğer bu yolda ölmek Allah’ın emri ise şehitlik mertebesine yükseliriz.”
Böylece ölümü göze alarak yoluna devam eden Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivas’a ulaştıktan sonra ise Elazığ Valisi Ali Galip’in baskıları ile uğraşmak zorunda kalmışlardır.
Türlü engellemelere rağmen 4 Eylül 1919 günü toplanan Sivas Kongresi’nin, Erzurum Kongresi’nden bazı farklı yanları vardı. Mesela Erzurum Kongresi’ne katılanlar Vilayat-ı Şarkiye ve Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerince seçilmişlerdi. Sivas Kongresi’ne katılanlar böyle bir seçimle belirlenmemişti. Yani buraya gelenler yurtseverlik duygularıyla kendiliğinden gelmiş kimselerdi. Mesela tıp öğrencisi Hikmet Efendi bunlardan biridir.
Hikmet Efendi, İstanbul’da gizlice, üstelik hamamda yapılan bir toplantı sonucu tıp öğrencileri tarafından delege seçilmişti. Sadece 19 yaşında, İstanbul delegesi olarak Sivas Kongresi’ne doğru yola çıkan Hikmet Efendi, bu yolculuğu arkadaşlarından borç-harç topladığı 9 buçuk lira ile yapmış, kongre sırasında ise o sırada sıkça tartışma konusu olan mandacılık aleyhine bir tutum takip etmiştir.
İlk olarak “Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz” kararının alındığı bu kongrede milli hassasiyetlerle kurulmuş bütün dernekler tek çatı altında toplanmış ve adına da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti denilmiştir. Böylece Milli Mücadele tek elden yönetilmeye başlanmıştır.
Kongrenin bitiminin ardından Sivas Kongresi kararlarının padişaha ulaşmasını engelleyen Sadrazam Damat Ferid Paşa bu tutumu nedeniyle tepkilerin odak noktası haline gelmiş hatta o günlerde Trabzon Belediyesi’nden çekilen bir telgrafta kendisine “Vatana sevginiz varsa çekiliniz” denilmiştir. Neticede baskılara dayanamayan Ferid Paşa, istifa etmek zorunda kalmıştır.
Bundan 104 yıl önce vatanseverlerin katılımıyla toplanan ve yaptığı etkiyle İstanbul’da hükümeti düşüren, Anadolu’da Milli ruhu zirveye çıkaran ve Milli Mücadelenin tek elden yürütülmesini sağlayan Sivas Kongresi, unutulmaması gereken önemli gelişmelerden biri olarak tarihimizde yerini almıştır.