‘8 Savaş bitirdim, 9’uncusu yolda!’ Trump’ın sözleri bu. Soralım, hangi savaşı bitirmiş? Azerbaycan ile Ermenistan savaşını Türk SİHA’ları bitirdi. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan iki lideri bir araya getirdi.
Beyaz Saraydaki Sembolik bir imza töreni ile Trump kendini Karabağ barışının kahramanı ilan etti.
Ortadoğu’da İsrail-Filistin gerilimini tırmandıran da ilk başkanlığında Trump’tır.
ABD Büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşıyarak, Filistinlilere iki devletli çözüm ve yaşam hakkı konusunda tüm kapıları kapatmıştır. Irak kasabı oğul Bush’tan, Obama’dan, Biden’den farkı yoktur.
İsrail sonunu düşünmeden Katar’ı bombalayınca ABD başkanı Barış masası kurmak zorunda kaldı.
Hamas’ı da Türkiye ikna etti.
Mısır’da Trump görüntü verdi, Avrupa devletlerinin liderlerini de asker gibi arkasına dizdi.
Ne oldu? İkinci günde İsrail saldırılara yeniden başladı.
Hem katil Netenyahu hem de Trump esirlerini aldılar.
“Sağ esirleri veren Hamas, ölü esirleri vermemişte!” o nedenle yeniden saldırmaya başlamışlar.
Yalanı yiyorlar..
Trump ve Netenyahu, iç kamuoyunda kendilerine prim kazandırmak için birbirlerinin alacağı kararlara yardımcı oluyor, sonra da dönüp tam tersini yapıyorlar.
Sanki birbirleri ile hiç konuşmamış, anlaşmamış gibi!
7 Ekim saldırıları sonrası ne söylemiştik: İsrail Gazze’yi almak için belki de kendi kendini vurdu.
Şimdi ortaya çıkıyor ki Hamas’ın içindeki İsrailin Filistinli alçak adamları yaptı.
Bugüne kadar hiç duymadığımız işler olmuş Gazze’de.
Türkiye dahil ülkeler yardım göndermiş, Refah sınır kapısından giren yardımları İsraile yakın Filistin vatandaşı çeteler almış ve para ile Gazzeli kardeşlerine(!) satmış.
Ateşkesten sonra sokaklarda istedikleri gibi gasp yapamayınca da piyonu oldukları Netayyahu’ya şikayet etmişler.
İran’da da benzer şeyler olmuştu.
Kuvvet komutanlarının lojmanlarındaki İranlı hizmetçiler bile İsraile çalışan ajanlardı!
Bunları Kıbrıs için hatırlattım.
Kıbrıs’ta Tatar muhaliflerinin kazanmasını, Türkiye’nin iç siyasetine yorumlanıp, ‘Türkiye’nin desteklediği aday Ersin Tatar kaybetti’ manşetleri atılıyor.
Kıbrıs’ta Türkiye’ye muhalif daha önce de Başkanlar vardı.
Sonuçta sandık kurulmuş ve sandıktan çıkan mevcut iktidarın muhalefeti olmuş.
Türkiye Yavru Vatan’daki değişiklikleri de tolere edebilir. Hükümet kanadından gelen açıklamalar da olumlu.
Devlet Bahçeli’nin çıkışı ise ‘Bakın yanlış yaparsanız Kıbrıs’ı Anavatana katma hakkımız bile var’ hatırlatmasıdır!
Güney Kıbrıs’ta ABD, İngiltere ve İsrailin üsleri mevcut.
Şimdi İsrail Kıbrıs üzerinden Yunanistan ile ilişkilerimizi gerip bir sıcak çatışmayı teşvik edecektir.
Hatta silah da verecektir. Çatışma olursa destek de olacaktır.
Yetmezse ABD’yi de desteğe çağıracaktır. Bunlar sorun değildir.
Sorun olan Ada’daki üçüncü nesil nüfusun 1963’ten 1974’e kadar olan süreci bilmemeleridir.