AK Parti’nin yereldeki bir bileni, Ali Babacan parti kurarsa oraya kaçacak mı?
Trabzon -Ankara arasında mekik dokuyan ve kurduğu Muhtar çay markası ile sektöre giren bir bilenle Çamburnu’nda karşılaştık.
Masamızda Trabzon Büyükşehir Belediyesi eski meclis üyelerinden biri de var.
Meclis üyesi ile bir bilenin ortak özellikleri ikisinin de Trabzon Büyükşehir Belediye eski başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nu  çok sevmeleri.
Yine ikisi de ‘Trabzon’da fatura çıkarılacaktı da bir tek Orhan abiye mi çıkarılmalıydı’ dediler.
Büyükşehir eski meclis üyesi bir bilene sordu, yeni parti ne zaman kuruluyor, böyle bir partiye ihtiyaç varmıydı?
Neden içerde mücadele etmediler?
Bir bilen siyasetin tüm kilometre taşlarını yürümüş.
Öyle bir cevap verdi ki,
‘Biz hala Tayyip beyin Ali Babacan beyle biraraya geleceğini bekliyoruz.’
Kırgınlıklarınız nedendir?
Cevap verdi: ‘Ben seçilmiş bir isimim. Tayyip bey, Abdullah bey beni ismen bilir, tanır. Ben Hamamizade’daki Tayyip beyin toplantısına A protokol, B protokol denerek giremedim.’
Ankara ve İstanbul seçimlerini konuştuk.
Ankara’dan başladı.
Dedi ki, ‘Keçiören’de 300 bin seçmen AK Partiye adayından dolayı oy vermedi. AK Parti’nin adayı daha önce denenmiş bir isimdi. Kaybın en önemli sebebi Keçiören tercihi Turgut Altınok olmasıdır. 300 bin ülkücü Mansur Yavaş’a oy verdi.’
İstanbul’la ilgili de ders niteliğinde sözler söylüyor:
Diyor ki,
‘Seçimin 3 ayağı vardır.
1.Ayağı seçim öncesidir
Bu iyi bir hazırlıktır.
2’İnci ayağı seçim sırasıdır
Bu çok çalışmaktır.
3.Ayağı ise seçim sonrasıdır.
Bu sandıklara en güzel şekilde sahip çıkmaktır.
CHP İstanbul’da bunu yaptı. 31 Mart gecesi, Gece yarısı İl seçim kurulu açtırıldı, oyların sayılmasına yönelik AK parti itirazı itirazı reddedildi. Sabahı günü İl seçim kurulu başkanı bayan istifa edip kaçtı, AK Parti ‘Gel bakalım nereye gidiyorsurn’ diye hesap soramadı, bunu ekrandan işleyemedi. Vatandaşa anlatamadı.’
Örnekler veriyor,
‘Biz Refah partisinden geliyoruz. Ben Refah Partisinde karargah sorumluluğu yaptım. Sandık başı ve seçim kurulu görevlilerine şunu söyledim:
‘Bakın gece saatler ilerledikçe sayım devam eder ve ip orada kopar.. Sıvı tüketmeyin. Siz tuvalete kalkarsınız oylar giden! Milletvekilliği de uçar. Refah Partisini biz yüzde 4’ten yüzde 22’lere böyle getirdik.’
Bir örnek daha vereyim:
‘Temel Erden Maçka’da AK Parti ilçe Başkanlığından alındı. Görevden alınmasının ardından, sonradan milletvekili de olan bayan il yöneticisi arkadaşımla yeni başkan adaylarını teste tabi tutuyoruz. Birini aldım karşıma diğerleri de bekliyor. Adaya çok farklı sorular sordum, sokağı sordum, bakayım tanıyor mu? Yönetici bayan arkadaşım dedi ki, ‘Sen dükkanına tezgahtar mı alacaksın!’
Öyledir bu.
İnsani ilişkileri iyi olmayan insandan siyasetçi olmaz.
Peki bir bilen gemileri yaktı mı?
Hayır.
Mesajını şöyle veriyor:
‘Üzülüyorum. Ortada bir çok danışman var. Ben onlara Danışman demiyorum. Onlara şaşırtman diyorum. Ankara’da zaman, zaman toplantılara katılıyorum. Tayyip beyin arasındaki en büyük güç olanlar maalesef dışarda kalmış. Buna üzülüyorum.’
Bir bilen hep dinledi. Bu kez konuştu ve bitirdi.
Arkadaşım sonunda kritik soruyu sordu:
‘Bizler siyaset için artık yaşlandık, koltuklarınızı neden evlatlarınıza devretmiyorsunuz?’
Bir bilen buna şu cevabı verdi.
‘Onlar bizim gibi siyasetin yoluna girmediler.’