Ankara'da sergideyim.
Sivil giyimli bir vatandaş benimle özel görüşmek istiyor.
"Beni dinlersiniz değil mi?
Adımı sanımı yazmadan anlatacaklarımı yazar mısınız?"
Çekildik bir müsait köşeye ve tanık olduk onca can yakan hüzünlerine...
*
"Gariban bir köylü çocuğuyum.
Uzman onbaşı olarak göreve başladım.
Sonra astsubay,
Sonra subaylık için girdiğim sınavlardan başarılı çıksam da mülakatlarda elendim.
Son hakkımda subay olmayı başardım.
*
28 Şubat mağduruyum.
Eşimin başı kapalı diye irticacı sayıldım.
Mecburen eşimin başını açtırmak zorunda kaldım.
*
Şimdi 3 Kasım 2016 tarihinden beri FETÖ'cülükten açığa alınmış bulunmaktayım.
Kahrımdan ölüyorum...
*
Benden talep edilmemesine rağmen derhal,
Benim,
Eşimin,
Çocuklarımın telefonlarını,
Yeminli Veri İnceleme Uzmanlarına her birini 1500 lira bedelle incelettim. 
Raporları ve flaş disketi dilekçem ekinde Jandarma Genel Komutanlığına sundum.
*
Ayrıca belirtmem gerekirse, 15 yıllık Ak Parti Hükümetine oy verdim.
Şayet ben FETÖ yanlısı olsaydım beni uzmanlık saham olan (...)bölümde çalıştırırlardı.
Ama çalıştırmadılar.
Geri hizmetlerde görevimi yapmaktayım.
*
Evet, Bylock kullandığım konusunda her hangi bir ithamla karşılaşmadım.
Ancak telefon hattımda 7-8 yerde Bylock görünmekteymiş.
Maalesef bu konuda şüphelendiklerim var.
*
Benim oturduğum lojmanın üst katındaki asker bir keresinde kızının ödevi söz konusu olduğunu belirterek internet adresimi istemişti.
O lojman komşum da şimdi Bylock'tan tutuklu.
Bütün şüphelerim onun üzerinedir.
*
Eşim, aylardır halüsinasyonlar görüyor...
Adeta ölü gibiyiz.
Çocuklarım gittiği okulda haksız yere dışlanıyor.
Mahkeme edilsek biliyorum beraat edeceğim.
Suçsuzluğumu ispatlamaya hazırım.
Ama adalet yavaş işliyor.
Biz çok fena haldeyiz çook!"
*
Şimdi demem o ki,
Önce adalet.
Sonra biraz acele etmek lazım.
Her geçen gün ömürdendir.
Masum insanlara yazık olmasın.

AKÇAABAT'IN EFSANE BAŞKANI

Akçaabat'ın efsane başkanı Şefik Türkmen.
Ankara'daki Trabzon Günlerinde,
Karikatür sergimde ayaküstü uzun sayılabilecek sohbet ettik.
*
Şefik Türkmen sakin güç.
Gösterişten uzak.
İddiasız gibi gözüken,
Reklamsızlardan.
Ama şehre çok şey kazandırmış marka isim.
*
Çok ihanetler yaşamış.
Çok zırtapozlarla karşılaşmış.
Zaman zaman yalnız kalmış.
Fakat o yinede doğru bildiği yolda yalnız yürümekten de vazgeçmemiş.
*
İmar planına halel getirmedi.
Yeşil alanları katlayarak çoğalttı.
Akçaabat evlerinin misyonunu turizme yönlendirdi.
Kültür Mekanlar tesis etti.
Sanat hizmetlerine katkı verdi.
Kültür Kurulunu sürekli çalıştırdı ve neredeyse tümüne katılarak başkanlık etti.
Kültür /Sanat insanlarıyla samimiyetini azaltmadı.
Onların fikirlerinden yararlandı.
Resim ve şiir ve kısa film yarışmaları düzenledi...
Sahile koca koca binalar diktirtip şehri perişan ettirmedi..
Bu arada ucuz kahramanlıklara ve haşin tehditlere aldırmadı.
*
Politik gülüşler,
Naylon bakışlar,
Samimiyetsiz dokunuşlar ona göre değildi.
İşte o bu duruşuyla görevde adeta rekor kırdı.
*
Demek ki neymiş,
Ziya Paşanın dediği gibi,
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz."
Teşekkürler Şefik Türkmen.

AMAN KIZLAR!

Aman kızlar dikkat edin.
Huyunu suyunu bilmediğiniz,
Akli dengesinin yerinde olup olmadığını bilmediğiniz kimselerle arkadaş olmayın.
Hatta evlenmeyi bırak evinize sokmayın.
Bakın gün geçmiyor ki bir damat,
Eşini,
Eski eşini öldürmesin.
Canilik bununla da kalmıyor.
Kayın babasını,
Kayınını,
Baldızını da öldürenler az değil.
*
Bunlar koca mıdır?
Eniştemidir? 
Bela mıdır?
*
Öyle ya kadın etmiş bir hata adamla evlenmiş.
Boşanamıyor.
Boşansa da yakasını bırakmıyor...
Güya devlet korumaya alıyor,
Adam daha da celalleniyor.
Yine öldürüyor...
*
Bizde bir söz vardır.
-Tutum bir deli.
-Al gel
-Gelmiyor.
-Bırak da gel.
-Bırakmıyor.
*
Dedim ya dikkat edin kızlar.
Bırakın deliyi/densizi adam gibi adam bulun.

ŞENOL GÜNEŞ SU İÇTİ

Kıyametler kopuyor..
Şenol Güneş su içti.
Hem de ramazanda
Hem de uluorta.
*
Yuhalamalar...
Ayıplamalar...
Hemşerilikten çıkartmalar...
*
Adam açıklıyor.
“Ramazanı unuttum” diyor.
Midem rahatsız.
Oruç tutamıyorum.
Kefaretini ödüyorum.
“Müslüman'ım.
Dinime saygılıyım.” diyor.
*
Kaldı ki adam “Unuttum” diyor. “Özür dilerim” diyor.
Buna rağmen hala aforoz  etmeler...
*
Ama ne yaparsın,
Klevye kahramanları coşmuş bir kere;
Allah Allah deyup saldırıyorlar...
*
Merhamet yok.
Sevgi yok.
Böylece gıybetin zaferi,  insanları sözde üzerine vazifeymiş gibi öttürüp;
Küfrün göbeğine gömüyor.
Yazık, çok yazık...

FIKRA

Bir kalp doktoru ölmüş.
Cenaze töreninde güllerden dev bir kalp,kalbin ortasına tabutunu yerleştirmişler...
Herkes doktorla ilgili anılarını anlatmış,ona son vazifelerini yapmışlar,tabut kapanmış,güllerden kalp şeklinde bir çelengi üzerine koymuşlar ve defnetmişler...
Bu hüzünlü tablo yaşanırken kenarda kıkır kıkır gülen adama sormuşlar, gülme nedenini...Sormayın demiş...
Ben jinekologum kendi cenaze törenimi düşünüyorum da...