KARGALAR ÖTMEYE BAŞLAYINCA BÜLBÜLLER SUSAR!

O, günümüzde Türkiye'nin en iyi kalecisi. Bu su götürmez bir gerçek... Onur Recep Kıvrak’tan sonra Trabzonspor kalesini devralıp eldivenleri giydiğinde Onur'u aratıp aratmayacağı sorunsalı vardı camiada. Neticede genç ve toy bir kaleciydi ve her sezon şampiyonluğa odaklanan bir takımın neferlerinden biri olmaya aday adayıydı. Ama öyle bir parladı ki, Trabzonspor'dan gönderilmesiyle hazin bir öykünün kahramanı olan Onur'u bir çırpıda unutturdu. Hemen hemen her maçta yaptığı kurtarışlarla takımını ipten aldı.

Doksan diye tabir edilen yerlerde bile örümcek ağlarını temizledi. Rakip forvetlerin önünde barikat kurdu. Kalesinde devleştikçe devleşti. Ve bugün Türkiye'nin tartışmasız en iyi kalecisi oldu. Avrupa ve dünya futbol camiasından birçok kulüp onun peşinde. Bir yiğit çıktı meydane, kurtarışları birbirinden şahane! Uğurcan Çakır'ın futbol kariyeri Mevlana'nın 'Hamdım, piştim, yandım' diyerek özet geçtiği yaşam öyküsüne benziyor. Henüz tam yanmadı ama Uğurcan başarı halkasına yenilerini eklerken öz yurdunda parya konumuna sokulmak isteniyor. Özellikle kanarya görünümlü kargalar cazgırlığa başlayıp Uğurcan-Altay kıyaslaması yaparak Trabzonspor'un bu genç yeteneğini alaşağı etme çabasına girişmişler. A Milli Takım'ın İtalya'ya karşı 3-0 kaybettiği maçın ardından Fenerli troller bir kez daha sahne alıp zenne gibi kıvırmaya başlamışlar! Neymiş; Altay, Uğurcan'dan daha iyiymiş de o maçta olsaydı maçın seyri değişirmiş! La Fontaine'den masallar! Kantarın topuzu iyice kaçtı. Bir kaleci üzerinden aslında Trabzonspor'u, Şenol Güneş'i hedef alma girişimi beyhude bir çabadır. Yiğidin hakkını yiğide verelim... Altay da başarılı bir kaleci, amenna... Ama Altay'ın Uğurcan'ın seviyesine gelebilmesi için yüz fırın ekmek yemesi gerekir. Aksini inkar etmek lafügüzaftır. Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan bu Aynaroz kadıları alınlarındaki şike yaftasıyla yargısız infaz yapıp Uğurcan'ı pasifize etme algısını sürdüredursunlar biz yine Mevlana'nın manidar bir sözüyle bitirelim: Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.

“HAZRETİ ÖZKAN NASIL YARANSIN!”

Trabzonspor’un efsane futbol adamlarından rahmetli Özkan Sümer, Konyaspor’un teknik direktörüdür. Yeşil-Beyazlıları Sadi Tekelioğlu ile birlikte 2.Lig’de şampiyon yaparak birinci lige çıkartmıştı. Yeşil-Beyazlılar yeni sezon hazırlık kampında Alanyaspor ile bir hazırlık maçı yaparlar. Karşılaşmayı Alanyaspor 10-1 kazanır. Maçtan sonra Konya yerel gazeteleri spor sayfalarında ‘Sümerbank 10-1 veriyor’ manşetler atarlar. Rahmetli Sümer’in ismi bir süre konuşulmaya başlandı. Sonun da Konyaspor yönetim kurulu Sümer’in görevine son verdi. Rahmetli Sümer’e Konyaspor tesislerinin önünde veda töreni düzenlendi. O yıllarda Konya Belediye Başkanı, Konyaspor Kulüp Başkanı güzel mesajlar vererek Sümer’e methiyeler dizdiler. Akil adamı Sümer, en son kürsüye çıkarak hem futbolcularına hem de orada bulunan protokole karşı yaptığı konuşmada, “Hazreti Mevlâna Konya’ya yaranamadı. Hazreti Özkan nasıl yaransın” diyerek veda etmişti.

BU AYAĞIN DEĞERİNİ BİLİN FİYATINI BELİRLEYİN

Trabzonspor’un doğduğu, Türk futboluna ihtilal yaptığı yerdir Ziyabey sahası. Trabzonspor’un doğup büyüdüğü yere gökdelen gibi bir bina dikilerek Bordo-Mavili kulübün tarihine kara bir leke olarak yazılmıştır. Trabzonspor’un namusu ve şerefi yerle bir edilmiştir. Ziya bey sahasında kimler yetişmedi kimler idman yapmadı. 1967’de kuruluna Trabzonspor 2.Lig ve 1.Lig şampiyonluklarını tüm kupalarını Ziyabey sahasının o küçük toprağında yaptığı idmanlarla kazanmıştır. Bordo-Mavili kulüp, Ziyabey sahasında idi. Kulübün her şeyi iki odalı yerde yapılıyordu.

Cuma günü Kemal Ulusoy yakın arkadaşları Osman Çavuşoğlu, Nihat Genç, Ali Makul, Teknik Direktör Sadi Tekelioğlu, Galip Değerli, Tabutçu Murat, Tufan pastaneleri Fazıl Ertem, Cemil Kıran ve Hasan Çolak ile İncirlik Camii’nin yan tarafındaki lokantada hem yemek yediler hem de sohbet yaptılar. Bu esnada Gazeteci Nihat Genç, Ziyabey sahasında Trabzon’un meşhur Deli Musa’sı ile yaşadıkları anısını anlatarak, “Trabzonspor idmanlarını ve futbolcularla transfer görüşmelerini Ziyabey’de yapardı. Bir gün transfer görüşmesi için Necati, Turgay, Kadir transfer görüşmesi için sıraya girdi. Deli Musa’da futbolcu abilerimizin arasında yer aldı. Herkes görüştü anlaşmasını yaparak çıktı. Sıra deli Musa’ya geldi. Dışarıda herkes merakla Deli Musa’nın yöneticilere ne diyeceğini merakla bekliyor. Deli Musa yöneticilerin karşısına oturup Formun Üstü Formun Altı Pantolonunu yukarı çekerek, “Bu ayağın değerini bilin ve fiyatını siz belirleyin, hakkını verin” diyerek görüşmeden kalktı.

SİMBA YAYLASI’NDA KOYU SPOR SOHBETİ 

Akçaabat ilçesi Akpınar Mahallesi Simba Yaylası’nda bir araya gelen spor adamlarının sohbetinde unutulmaz anlar yaşandı. Geçen hafta Trabzonspor’un eski altyapı ve A takım hocası futbol duayeni Sadi Tekelioğlu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Dairesi Başkanı Ayhan Pala, 1461 Soğuksuspor Kulüp Başkanı ve iş insanı Coşkun Öztürk, Öztürk Yapı Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Öztürk, kaleci Antrenörü Ahmet Başkır, Yalçın Bulut, Hasan Çolak, Erol Yalçın, Salih Aslan ve 1461 Soğuksuspor Antrenörü Sedat Sönmez beraberindekiler Simba Yaylası’nda Öztürk kardeşlerin evinde bir araya geldi. Spor adamlarının buluşmasında doğal olarak futbol üzerine koyu sohbetler yapıldı. Yetiştirdiği başarılı futbolcularla taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Sadi Tekelioğlu’nun anlattığı anılar bazen kahkahaların atılmasına bazen de hüzünlü anların yaşanmasına sebep oldu. Buluşmada 1461 Soğuksuspor Kulüp Başkanı Coşkun Öztürk özellikle amatör spor kulüplerinin saha ve altyapı sorunlarını dile getirirken; Büyükşehir Gençlik ve Spor Dairesi Başkanı Ayhan Pala amatör spor kulüplerine müjdeyi verdi. Başarılı Başkan Pala, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun tensipleri ile hazırlanan projelerle Faroz, Maşatlık ve Beşirli sahalarının yeniden elden geçirilerek tüm amatör takımların hizmetine sunulacağını söyledi. Trabzon’un spor kenti olduğunu kaydeden Pala bu anlamda ellerindeki imkanlar ölçüsünde hazırladıkları projelerin hayata geçirilmesi ile birlikte amatör spor kulüplerinin rahat bir nefes alacağını vurguladı.

ÖMER HOCA’NIN ATLA OKUL BASKINI

Yıl 1962. Trabzon Lisesi Orta kısmı 3. Sınıfta okuyorum... Coğrafya dersimiz var. Dersimizin öğretmeni Lise’nin müdürü Adil Teoman... Bizim de haylazlık dönemimiz. Bir şey yapsak da dersi kaynatsak diye geçiriyoruz içimizden... Hocamız dersi anlatmaya başladı, dersi kaynatacağım ya ben de başladım arkadaşlarıma laf atmaya... Bu sırada Adil bey yakaladı ve hakaretler yağdırmaya başladı. Çok sinirlenmişti. Hızını alamayınca tokadı yapıştırdı suratıma... Bunları anlatan Trabzonspor’un alt yapısında görev yapan efsane hocalardan Ömer Uzun... Dayağı yiyince altında kalır mıyım. Kapıya yöneldim ve “sen göreceksin” diyerek kapıyı vurdum ve sınıfı terk ettim. Okuldan çıkar çıkmaz, istikamet “Kadınlar Pazarı”... Pazarın karşısında han vardı. Atların barındığı yerdi... Hana girdim ve gözüme kestirdiğim bir atı eyerledim... Ata biner binmez okulun yolunu tuttum. Tam okulun önüne geldiğimde avazım çıktığı kadar bağırdım...’’Adiiiillll in aşağıya’’... Niyetim atı üzerine sürmekti. Ancak sesi duyan öğrenciler birden pencerelerde belirdi ve bağırmaya başladılar. Bu sırada at ürktü ve birden koşmaya başladı. Atın üstünde ben de panikledim ve delice koşmaya başlayan atı durduramadım. Bu arada at hızlandıkça hızlanıyordu... Çok korkmuştum... At beni atmaya çalıştı ancak ayağım üzengiye takıldı. Ve o koştukça beni de yerlere sürtüyordu... Tam hayattan ümidimi kesmiştim ki; Trabzon Lisesi binası dışında birisi önüne çıktı ve atı durdurmayı başardı. Ayağımız üzengiden kurtardı. Belki de ölümden dönmüştüm. Daha sonra atı gerisin geri hana bıraktım. Ancak yediğim korku da yanıma kar kaldı.

GOGO MURAT İstanbul Suadiye’de Hamza Küçükosman’ın işlettiği kahvede Ramazan akşamları arkadaşlarla buluşuyorduk. Yine iftar sonrası başta çok sevdiğim arkadaşım Farozlu Gogo Murat başta olmak üzere birçok arkadaşımızla toplanmıştık kahvede. Eskilerden açıldı ve bir süre önce rahmetli olmuş Gogo Murat, lisede yaptığımız haylazlıkları ve muziplikleri anlatmaya başladı. Herkes pür dikkat dinliyordu... Söz döndü dolaştı benim bu hikayeme geldi. Ancak rahmetli Murat öyle bir anlatıyordu ki... Herkes dikkat kesilmişti... Ömer Uzun atla okulun önüne geldi der demez alkış tufanı koptu ve herkes masaların üzerine kapaklanarak gülmeye başladı. Ardından da eklediler. ‘’Nerden aklına geldi at Ömer ‘’ deyince, bu kez Ömer Uzun kahkahaya boğuldu... Ve ortaokul sıralarında aklımız öğrenciliğin dışında dersi kaynatmak için her türlü muzipliğe yatıyordu...

YILDIZLI DOĞA TEPE RESTAURANT’TA ORTAM MÜKEMMEL

Trabzon’da son yıllarda turizm alanında hizmete acılan çok güzel ve kaliteli restaurantlar var. Bunlardan birisi de Yıldızlı’da hemen TOKİ konutlarının olduğu yerde hizmet veren Doğa Tepe Restaurant. Sera Gölünü̈ ve Trabzon’u adeta kuşbakışı gören, doğa ve deniz manzarası ile ziyaretçilerine adeta büyülü bir manzara sunan Doğa Tepe Restaurant Trabzon’un var olan turizm misyonuna önemli katkılar sunuyor.


Hafta sonu iş insanı ve spor adamı Coşkun Öztürk’ün davetlisi olarak Trabzonspor alt yapı eski hocası Sadi Tekelioğlu, Trabzon Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Selçuk Kılıç̧, Çağlayanspor için 35 yıldır gecesini gündüzüne katan kendi imkânları ile 300 sporcuya destek veren Başkan Yener Durmuş̧oğlu ile birlikte Yıldızlı sırtlarındaki Doğa Tepe Restaurant’a giderek uzun uzun sohbet ettik. İki buçuk saatlik sohbette konu Trabzonspor olmak üzere, amatör takımların yaşadıkları konular konuşuldu.

Serkan Öztürk, Hasan Biberoğlu ve Orhan Keçelioğlu’nun ortaklaşa işlettiği restaurant yerli ve yabancı misafirlerini en güzel şekilde ağırlıyor. Pandemi dolayısıyla işlerin bir hayli düştüğünü ifade eden işletme sahipleri gelecekten ümitli olduklarını dile getirerek, “Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı olan işletmemizin sunduğu imkanları en güzel şekilde girişimlerde bulunuyoruz. Bizleri tercih eden misafirlerimizi nezih bir ortamda doğa ile iç içe ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Gelecek yıllarda daha güzel günler göreceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandılar. Üç genç girişimcimizin gelecekte daha büyük başarılara imza atacakları muhakkak. Yeter ki birlik ve beraberliklerini bozmasınlar.