Sevgili hocam, seni çok takdir ettim. Öyle ki, geldin Ahmet Suat hocaya gittin.
Müzeye uğradın.
Trabzonspor aidiyetini özümsedin.
Ve 2 maçla gönüllere girdin.
Ancak en önemli maçta hata yaptın.
Seni en etkili ki siyahi oyuncun Nwakaeme ve Semedo yok!
Diabate senin geçmişte çok istediğin bir isim, atsana sahaya!
Bilal hamle oyuncusudur. Son 20 dakikanın oyuncusu.
Bir de Abdülkadir Ömür’e hep beraber sahip çıkacağız.
Ama o Messi değil.

O gencecik bir çocuk.
Zaman zaman onu kenara al ve hamle oyuncusu olarak kullan.
Sevgili hocam,
Trabzon’da beraberliğin de mağlubiyet sayıldığını bil,
İnsanların keyfinin kaçtığını,
Strese girdiğini bil.
Bilir, hissedersen Trabzon seni bırakmaz.
 
KAYSERİ’YE DİKKAT
 

Neden mi? Artık o eski Trabzon-Kayseri tribün dayanışması yok. Trabzonspor’a karşı daha bir kenetlenme var.
Samet Aybaba geldi ve en kötü futbolcularla en iyi futbolu oynatan bir isimdir o.
Takımda yer almayanları yeniden motive etti ve sahaya attı.
Galatasaray elinden zor kurtuldu. Göztepe maçı hakkı idi alamadı.
Onun için sevgili Avcı, sevgili Orhan Ak sevgili Egemen, takımı öyle motive edin ki, kazanarak dönün.
 
AHMET CELAL ATAMAN’IN KİTABINDAN
 
Ahmet Celal Ataman. Trabzonspor’un eski Başkanı. Allah sağlığını versin zaman zaman rahatsızlığı oluyor. Onun hayatını anlatan kitap hazır. O kitaptan bugün bir bölümünü Hakan Karayavuz’un gönderisi sayesinde sütuna aldım. Ahmet Suat Özkan hocayı mı, yoksa Ahmet Suat’a mı daha yakındı? Cevabını o verdi:
 
‘Bazıları anılarını anlatırken gördüm ki, nalıncı keseri gibi kendi keyiflerine göre yorumluyor aktarıyor bazı kitaplarda. Bilmeyen de kalemi alıp yazıyor. Ahmet Suat Özyazıcı antrenördü; üç arkadaşımla haber gönderdim, “Yenileyelim kontratını” dedim istersen. O zaman 100.000 lira alıyordu, bana haber gönderdi ki 120 bin lira isterim. Arkadaşlara, “Gidin söyleyin, -o benim mahalleden arkadaşım, ailece görüştüğüm çok sevdiğim ve hâlâ çok sevdiğim birisidir, kulübün durumu bu, o herkesten daha iyi biliyor, -maaşını ve primini alamamıştı yine- aynı para ile devam etsin.” Gittiler bir saat sonra geldiler ve dediler ki; “Ataman Başkan benimle pazarlık edilmeyeceğini bilmiyor mu? Bir daha gelirseniz bu rakamdan da farklı bir rakam söylerim.” Dedim ki, “Yahu bir daha tekrarlayın bana bakalım, canım ciğerim arkadaşım ne söyledi.” Aynı şeyleri söyleyince vazgeçtim ondan, karşı odada Özkan Sümer çalışıyordu. “Bir bakın oradaysa çağırın,” dedim. Geldi Özkan Sümer, durumu anlattım ve dedim ki; “Ahmet Suat’la yolumuzu ayırdık, sana bir teklifte bulunuyorum. A takımının teknik direktörlüğünü kabul ediyor musun?” “Niye,” dedi? “O seni ilgilendirmez, olanlar hoca ile beni ilgilendiriyor, sen cevabını söyle 2. etap için ben rakam söyleyeceğim. İstersen şimdi söyleyeyim,” dedim. “75 bin lira veriyorum kabul ediyor musun?” Allah var Özkan’ın dediği laf şu: “Başkan ben 40 bin lira alıyorum zaten yapacağım farklı bir şey yok ki, yine altyapıyı çalıştırıyorum.” “Yahu,” dedim. “Senin yapacağın farklı şey var yok. Bunu konuşmuyorum senin statün değişiyor şimdi. Sen A takımının profesyonel teknik direktörlüğünü 75 bin liraya kabul ediyor musun?” O bir kere daha, “Ben niye fazladan para alayım 40 bin lira alıyorum zaten,” dedi. “Ben kabul ediyor musun?” diye söyleyince kabul etti ve 75 bin liraya öyle bağladık.
 
Sonraları bazı yerlerde okudum güya biz karar vermişiz de Ahmet Suat’ı sevmediğimizden Özkan’la anlaşmışız. Hayır, tersine Ahmet Suat’la olan hukukum Özkan’la olan hukukumdan yüz misli fazla; ailece görüştüğümüz ki annesi benim annemin ahretliği… Babası ise bana üstün İngilizcem nedeniyle Romeo-Juliet tiyatro oyunu kitabını imzalayıp hediyemdir diyen Yusuf Özyazıcı… Verdiği kitap hâlâ kütüphanemdedir. İşte böyle yakınlığımız vardı Ahmet Suat ile.
 
O hatıralarda yazıldığı gibi değil, hiç ilgisi yok, onunla para olayından dolayı anlaşamadık ve “Benimle pazarlık etmesinler” ifadesi beni rencide etti. Pazarlık etmedik teklif ettik. Ne pazarlığı kulübün durumu da belli. Kulübün durumu iyi olsaydı öteki ekip bırakıp gitmezdi. Şampiyon ekip bırakıp gider mi! Böyle zaman zaman aklıma geliyor da bunlar, aktarıyorum işte. Akıllarından geçtiği gibi aktarmaları doğru değildir. Ne söyleyebilirsiniz ki?
 
Katkıda bulunmak için benim pompaladığım paraya yakın para pompalayanların sesi çıkmadı. 10 kuruş parası olanlar içerde günü geldi feryat etti bir görev değişikliğinde, mesela görevi değişen biri; “200 bin liram içerde, (kulüpte) paraya ihtiyacım var,” dedi ve hemen çek yazdım verdim parasını. Bu tip şeyler de oldu. Şimdi ki gibi değil, şimdi kimse doğru düzgün cebinden para vermiyor.’

IRKÇILIK’TA ÇİFTE STANDART
 

Fransa’da Webo’ya yapılanı kınıyorum. Hem de şiddetle. Ancak, Irkçılık söyleminde bile çifte standardın olmasını da asla kabul etmiyorum. Emre Bölezoğlu’nun Zokora’ya yaptığını bu ülkede kapatanlar şimdi arka arkaya mesaj veriyorlar ve Webo’ya yapılanları kınıyorlar. Kaldı ki Romen 4.hakem ‘Zenci’ ifadesini kullanmış. Ya Emre’nin Zokora’ya söyledikleri. Onları Trabzonspor taraftarları paylaştılar. Çok ağır sözler. O nedenle Türk futbolu Emre gibi isimleri kenara itecek yerde onları daha da onure etmeye devam ederse bir yere varamaz!
 
OKUYUN OKUTUN
 

Irkçılık denince Av. Hüseyin Karaahmetoğlu’nun kitabı aklımıza geldi. PFDK’da bir dönem Başkanlık da yapan Rizeli hemşehrimizin kitabını okuyun ve okutun.
 
GEÇMİŞ OLSUN SEBOM
 
 
Değerli dostumuz, Güzel insanlar grubunun önemli ismi, ASKF Yönetim Kurulu üyesi Sebahattin Alemdar, koronada ilk dalgayı sağlıkla atlatmıştı. Ancak havalar ısınınca biraz gevşetti ve sonrasında da virüsü kaptı. Şekeri yüksek. Sıkıntı çekti. Kanuni’de yatıyor. Allah’a şükür geçen akşam görüntülü konuştuk. Selamlaştık. Yakında taburcu olur. Onun durumunu da grubumuza Dr. Seyit Hisoğlu anlattı. Doktor Hisoğlu, Trabzon’un en güzel insanlarından birisi. Yardım etmeyi çok seven bir dost. Ona bu zorlu süreçte tüm arkadaşlarımıza yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz.
 
ZAĞNOS’U KEŞFEDİN
 

Trabzon’da Zağnos Vadisi gibi bir güzellik var, peki giden kim? Sayılı aileler. Özellikle Afganlılar ve Suriyeliler. Spor tesislerini de kullanıyor ve Yeşil çimleri de. Trabzon bu alanları daha sık kullanmalı ki buralar hayat bulsun, ayakta kalsın, küsmesin.
 
NASIL FUTBOLCU!
 
1981 yılında başlayan ve 1988 yılında sonlanan futbolculuk yaşamımda nasıl futbolcu idik? Bana soranlara ‘Orta’ cevabını verdim. Ancak Trabzonspor Genel Sekreteri Ömer Sağıroğlu bir küpür gönderdi. 1985 yılının küpürü.

Kuzey Haber Gazetesi. Haftanın karmasını yapan da gazeteci Miraç Özağcı. Trabzon Fenerbahçe takımında oynuyorum. Haftanın futbolcusu olarak da bizi seçmişler. Kulakları çınlasın bir ara Aydın Akdeniz bizi Gümüşhanespor’a veriyordu. Üst düzey futbol oynadığım yıl 1986-87 sezonu Çimentespor’du.  Oralardan döndük gazeteci olduk. Bu önemli arşiv için Ömer Sağıroğlu’na çok teşekkür ediyorum.
 
Trabzon ANAP İl Başkanı Nazım Özcan ve Gençlik Kolları Başkanı Hasan Kandaz birlikte.