Recep Yazıcıoğlu. Nam-ı değer süper vali

Başka bir değişle de efsane vali olarak anılıyor.

1948 Yılında Trabzon’un Köprübaşı- Beşköy’de doğdu. İlkokula doğduğu köyde başladı fakat babasının görevi nedeniyle ilk, orta ve lise öğrenimini Muğla’nın Milas ilçesinde tamamlandı.

Bir döneme damgasını vuran Süper Bakan Adnan Kahveci’nin köylüsüydü. Adnan Kahveci ile çocukluk ve ilkokul arkadaşıydı. Kim derdi bir gün Türkiye’yedamga vuracak iki insan olacağını.

Süper Vali Recep Yazıcıoğlu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni tamamladıktan sonra 1968 yılında Aydın’a maiyet memuru olarak atandı.

1971-1984 yılları arasında sırasıyla, Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca ilçelerinde kaymakamlık ve 1984 yılında 36 yaşında iken en genç vali olma unvanını elde etti.

Sırasıyla Tokat, Aydın, Erzincan Valilik görevlerinde bulundu, 1999 yılında Turgut Özal tarafından kim bu çılgın vali beni bile dinlemiyordiyerek merkez valiliğine aldığıRecep Yazıcıoğlu 2003 yılının Ocak ayında Denizli valiliğine getirildi.

Kişiliği, görev yaptığı bölgelerde halka olan yakınlığı, fikirleri ve görüşleri nedeniyle kamuoyundaSüper Vali olarak anıldı.

Türkiye’nin en genç valisi, bürokrasiye karşı direnişi, hükümeti korkusuzca eleştirerek yılın bürokratı ödülüne sahip, takım elbise giymeyen vali olarak bilinenVali Recep Yazıcıoğlu, zehirlenme ihtimali olan şüpheli bir hastalık nedeniyle sebebini araştırmak ve tedavi olmak için 2 Eylül 2003 tarihinde Ankara’ya giderken geçirdiği soru işaretleriyle dolu trafik kazası sonucu ağır yaralanmış 8 Eylül’de de tedavi gördüğü hastanede henüz 55 yaşında iken yaşamını yitirmiş.Aydın’ın Söke ilçesinde de ebediyete uğurlanmış.

Dedim ya sıra dışı bir vali, halkın gözünde bir kahraman. Gerektiğinde nalına da mıhına da vuran bir karakterdi.

Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu’nunher hareketi tarihe not düşecek nitelikte iken Nazilli Devlet Hastanesihikâyesini biliyor musunuz bilmiyorum ama devletin gücünü, devlet adamlığının gereğini net bir şekilde ortaya koymuş.

O hikâyeyi bir kez daha hatırlatmak istedim.

Recep Yazıcıoğlu Aydın Valiliği’ne atandığında, henüz üç dört günlük valiydi.Nazilli SSK Hastanesi ile ilgili bir şikâyetgelmişti kulağına.
Hiç vakit kaybetmeden ertesi gün tebdil-i kıyafetle hastaneye gitti.
Acil bölümünden içeri girdi ve görevli bir hemşireye “Başhekimin odası nerede?” diye sordu.
Hemşire şöyle bir baktı Yazıcıoğlu’na ve küçümseyici bir ses tonuyla “Üst kata çık, koridorun sonundan sağa dön, sondaki oda” dedi.
Yazıcıoğlu üst kata çıktı. Başhekimin odasını buldu.
İçeri girdi.

Başhekim “Sen kim oluyorsun elini kolunu sallayarak odama giriyorsun” diye çıkışmış.
Yazıcıoğlu, rahatsız olduğunu, tedavi olmak istediğini ama parası olmadığını söyledi.
Başhekim kendisine “Burası hayır kurumu değil, paran yoksa tedavi olamazsın” cevabını verdi.
Yazıcıoğlu, “Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi doktor bey?” dedi.
Başhekim sinirlendi veYazıcıoğlu ’nu odasından kovdu, bir daha da buraya gelme dedi.
Yazıcıoğlu, sessizce aşağı indi, hastanenin iki sokak arkasında bekleyen makam aracına bindi.
Arabada onu bekleyen yardımcısına “Gerekli yazışmalar hemen bugün yapılsın yarın görevden alınma yazısını kendisine bizzat ben vereceğim” dedi…
Ertesi gün bu sefer resmi giyimli, kravatlı, takım elbiseli olarak elinde rulo şeklinde bir kâğıtla hastaneye gitti…
Bu sefer makam aracı hastane girişine kadar geldi…
Herkes şaşkındı…
Dün gördükleri yamalı pantolonlu, kasketli, yırtık gömlekli adamın yeni Aydın Valisi olduğunu gördüler.
Hiç vakit kaybetmeden başhekimin odasına çıktı, içeri girdi.
Başhekim dona kaldı…
“Siz? Ama siz!” dedi…
Yazıcıoğlu, kendisine uzattığı rulo şeklindeki kâğıtta şöyle yazıyordu “Bugün itibariyle başhekimlik görevinden azledilmiş bulunmaktasınız”
İşte devlet adamlığı, işte bürokratlık, işte valilik

Peki, sonra ne mi oldu?
İstedikleri şeyleri ve tayinlerini yaptıramayanlar valiyi Ankara’ya şikâyet etti ve Yazıcıoğlu Aydın’dan Erzincan’a gönderildi.

Sonrası malum.

Ruhun şad, mekânın cennet olsunSayın Valim.