Evladını kaybetmesinin hüznü nedeniyle uzun zamandır görüşemediğim Türk Kadınlar Birliği Trabzon Şube Başkanı Hatice Saraç ve Yönetim Kurulu Üyesi Canan Nehbit ile
ziyaretimize geldiler.
Bu iki değerli insanın ziyaretlerinin esba-ı mucibesi "Kadın dostu" görülmemiz.
Evet, her zaman olduğu gibi kadına karşı pozitif ayrımcılığı destekliyorum.
Hatta bu konularda yüzlerce karikatür ve yazılarım yayınlandı.
Demek ki, yaptıklarımız gönüllerde karşılık buluyor.
Kendilerine teşekkür ediyorum.

Kadınlara en güzel hitapların yapıldığı bir gündü sanırım.
Kadınların değerinin sanatla,
Şiirle.
Sevgiyle anlatıldığı gündü,
Dün.
*
Ama bu gün olay bitmiştir.
Bu gün 9 Mart, ve tüm kalan günler
"Magandalar günü" artık.
*
Bu gün ve diğer günler,
Daha çok,
Sevgisizler,
Tahammülsüzler,
Sabırsızlar.
Merhametsizler günü olacak maalesef.
*
Artık;
Zayıfı ezenler,
Emaneti üzenler günü ve günleri başladı...
*
Evet,
Bu gün ve diğer 264 gün kadına hiddet...
Allah can verdi demeden şiddet...
Eşek sudan gelene kadar azap...
*
Oysa değil mi ki,
Analarımız,
Avratlarımız,
Sevdalarımız kadın...
*
Şiirlerimiz,
Sanatlarımız kadın...
Dağlarımız kadın...
Çiçeklerimiz kadın...
Ve umutlarımız kadın...
OLMAZ AMA

"Ben yıllarca saçmaladım.
6 yaşında çocukla nikah olur mu?
Din adına büyük günah işledim.
Allah beni ıslah etsin" dese.
*
Mesela dese ki:
"Ne demek kadın kocasından dayak yediği için şükretmelidir .
Böyle bir ifade İslam'a sığar mı?
Tabi ki sözüm şakaydı.

Kadınlar erkeklere,
Erkekler de kadınlara Allah'ın birer emanettir."
*
Mesela Cübbeli,
Bu peygamber terlikleri mevzuunda,
"Yaptıklarımdan utanç duyuyorum.
Bana,
Sakalıma ve şu fesime hiç yakışmadı" dese.
*

Atan/tutan,
Atatürk'e,
Mehmet Akif'e hakaretlerinden ötürü,
"Allah'ım, bana akıl fikir ahlak ver.
Terbiye ver."
Dese.
Ah bi dese.
Oy bi dese;
Ne has olur yaaa!
KEMAL AĞABEY DURAK İSTİYOR
Kemal Güner PTT'den emekli bir ağabeyimizdir.
Belediye ile ilgili bir talebi var Kemal beyin.
Şimdi buradan yazdığını olduğu gibi paylaşıyorum.
"Sevgili Harun bey!
Ben bizim başkanlara ulaşamıyorum.
Mavi masamıdır nedir?
Oradan bir dilekçe yazıp gönderdim,
Bir oturaklı otobüs durağı için iki yıl oldu.
Uygun olursa yapılacakmış.
Ama hala bu masum talebim gerçekleşemedi.
Oysa Gümüşhane Belediyesi sadece durak yapmakla kalmadı,
Yolcular üşümesin diye bu durakları ısıtmaktadır.
Belki sen yazarsan bu ihtiyacı yaparlar.
Selam ve sevgiler...
ARADAN 10 YIL GEÇTİ
Yunanistan Dış İşleri Eski bakanı,
"Tayyip Erdoğan eski Erdoğan değil" demiş.
Bence de eski Erdoğan değil.
Aradan 10 yıl geçmiş, dile kolay.
OH BE!
Uzun zamandır Bahçeli'den duymadığım bir güzel sataşma okudum.
Hani şu Nurettin Yıldız denen birisi var ya.
Hani 6 yaşında kız çocuğu ile nikah kıyılır,
Hani kocasından dayak yiyen kadın şükretmelidir diyen zevat var ya,
Devlet Bahçeli onun için:
Meczup, dedi.
Gerçi bu yaratık için meczup biraz hafif gelir ama,
Yine de bana iyi geldi.
FIKRA
Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terk etmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar.
Kulübede bir yatak,
bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır.
Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak,
yatağı sekreterine verir:
– “Ben yerde uyku tulumunda uyurum” der.
Sekreter yatağına yatar,
adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker.
Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar:
– “Efendim, ben çok üşüyorum.”
Adam fermuarı açar,
uyku tulumundan çıkar,
bir battaniye alıp kadının üzerine örter,
tekrar uyku tulumuna girer,
tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:
– “Efendim,
ben hala çok üşüyorum.”
Adam yine fermuarı indirir,
tulumdan çıkar,
bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter,
uyku tulumuna girerek fermuarı çeker.
Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:
– “Ben yine çoooook üşüyorum”.
Adam yattığı yerden:
– “Bir fikrim var.” der,
– “Burası ıssız bir yer.
Neler olduğunu kimse göremez,
istersen evliymişiz gibi davranabiliriz.”
Genç kadın kıkırdar:
– “Tamam,
bana göre hava hoş.”
Bu cevabın üzerine adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır:
– “Öyleyse kalk ve o kahrolası battaniyeyi kendin al!!!”