Ebeveynler arası ilişkilerde zaman zaman çatışmalar yaşanabilir. Bu çatışmaların büyük fırtınalara dönüştüğü durumlar olabilir.  Eşler arasındaki bu çatışmalar çocukları olumsuz yönde etkilemektedir.

Eşiyle olan problemlerden dolayı kendini üzgün, kızgın, yorulmuş, tükenmiş hisseden anne-baba, bir de bu problemlerin çocuklar üzerindeki etkisini düşünerek, kendini daha da çaresiz kalmış bir durumda bulabilir.Değerli okurlar bu yazıda ,ebeveynler arası çatışmaların çocuklar üzerindeki yansımaları ve bu süreci nasıl yönetebileceklerini ele almaya çalışacağız.

Ebeveynler arasındaki çatışmalar arttıkça, çocuk kendini bu çatışmalarının sebebi olarak görebilir.Bu sebepten dolayı kendini suçlama eğiliminde bulunabilir.Bazı çocuklar ebeveyn çatışmalarının uzlaşma ile sonuçlanmayacağını gördüklerinde, anne-babayı kurtarma ve sorunu kendileri çözme eğilimi içerisine girebilirler. Böyle durumlarda, “çocuk” rolünden çıkar ve üzerlerine almamaları gereken bir yükü almış olurlar. Anne-babayı “kurtaramadığında” ise; yetersizlik, derin bir suçluluk ve kendine karşı büyük bir öfke hissedebilir.Aynı zamanda; kurban-kurtarıcı ve zorba üçgeni içerisine girebilir.Bir süreden sonra ebeveynlerini zorba olarak görmeye başlayabilirler ve dolayısıyla ebeveynlerine karşı da öfke hissedebilirler. Çocuk eş seçiminde ve arkadaşlık ilişkisinde karşı cinse karşı güvensizlik duyabilir. Bu noktada, işlevsel anne-baba tutumları çocuğun kurtarıcı role bürünmemesi ve suçluluk hissetmemesi için oldukça önemlidir.Ebeveynler arasındaki olumsuz tutumlar ve kronik çatışmalar, çocuğun sosyal ilişkilerde problem yaşamasına sebep olur. Uyum ve yıkıcı davranış problemleri gösterme olasılığını artırabilir. Ortak karar alamayan, sınırlar konusunda çatışan ebeveynler, çocuklarına sınır koyarken de zorluk çekeceklerdir.Tutarsız ebeveyn tutumları sergileyeceklerdir. Bu durum da çocuğun sınır almada zorlanmasına ve dolayısıyla yıkıcı davranış problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Yetişkinler arasındaki çatışmalar duygusal sorunlar kadar, yaşıtlara karşı agresif olma, disipline karşı çıkma, çevreye karşı ilgisizlik gibi davranışsal sorunlara da neden olabilir. Akademik performansın düşmesi, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon kaybı gibi bilişsel sorunlara neden olabilir. Duygusal, davranışsal ve bilişsel sorunların yanı sıra, somatik sorunlar da çatışma halindeki ebeveynlerin çocuklarında çok sık rastlanan sorunlardır.

ÇOCUKLARI EBEVEYNLER ARASINDAKİ ÇATIŞMALARDAN KORUMAK İÇİN İZLENMESİ GEREKEN ADIMLAR

Ebeveynler olarak  kavgaları mümkün olduğunca çocuğun önünde yapmamaya özen gösterin.

Ebeveynler  arasındaki çatışmaların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini düşünerek doğru davranışın, çocukların olmadığı ortamda tartışmak olacağını söylemek süreci sağlıklı yönetmenize yardımcı olacaktır.

Onunla ilgili olan tartışmaları çocuğun önünde yapmayın.

Çocukları en çok etkileyen kavgalar, kendileri hakkında olanlardır. Çocuğun dahil olamayacağı bir odada bu sürecin görüşülmesi çocukta yaratacak olumsuz düşüncelerin etkilerini de azaltacaktır.

Konuşulan sorunların çözüme yönelik olmasına özen gösterin.

Eğerki çocuk bu çatışmaya şahit olduysa problemin çözüme ulaşması ve çocuğa bu sürecin aktarılması gereklidir. Böylelikle kavganın çocuk üzerindeki duygusal ve davranışsal etkisini de azaltır.

Tartışmayı çözüme ulaştıramazsanız, çocuğunuza açıklama yapın.

Eğer çocuğunuz sizi kavga ederken görmüşse ve kavganızı çözüme ulaştıramıyorsanız,  çocuğunuza, bunun herkes için üzücü olduğunu belirtin. Ebeveynler arasındaki kavgayı gözlemleyen çocuğa, çözüm olmasa bile, en azından, kavganın kendi meselelerinden kaynaklandığını, çocukla hiçbir ilgisi olmadığını açıklamakta fayda vardır. Böylece çocuktaki utanç ve kendini suçlama duyguları engellenebilir.

Ebeveynler olarak sözel olmayan öfke ifadelerinden kaçının.

Bu süreçte bazı ebeveynler, hiç bir şey söylemezlerse, öfkeli olduklarının anlaşılmayacağını düşünürler. Fakat çocuklar bunu hisseder ve aynı şekilde kaygı duyarlar.Bu sebepten sözel olmayan ifadeleri kullanmamaya özen gösterilmelidir.

Ebeveyn rollerini aksatmamaya özen gösterin.

Ebeveynlerin kendi rollerini uygulamakta sergilediği tutarsızlık ,çocuklardaki davranış bozukluklarının en temel nedenidir. Her ebeveyn kendi rollerini ve sorumluluğunu bilmeli ona uygun şekilde davranış sergilemelidir.

Tutarsız disiplin programından kaçının.

Kendi problemleriyle uğraşmaya dalan ebeveynler, izin verdiği davranışı bazen cezalandırabilir, hatta bazen ödüllendirebilir,bu da istenmeyen davranışın tekrarlanma olasılığını arttırır. Ceza-ödül kavramı yerinde ve gerçekten ihtiyaç halinde olan süreçle ilgili kullanılmalıdır.Süreci dengeli bir şekilde yönetmeye  özen gösterilmelidir.

Çocuğun duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmaya özen gösterin.

Ebeveynin tepkisizleşmesi, çocuğun ihtiyaçlarına karşı duyarsızlaşması, çocuğu kötüye kullanımı gibi olumsuz ebeveyn tutumları çocukta öfke, mutsuzluk, agresyon, dışa vurum, sosyal çekilme, depresyon, anksiyete gibi problemlere neden olur.Bu süreçte çocuğun duyusal ihtiyaçları belirlenip ,duyarlı davranılması gereklidir.

Çocuğunuzla anlamlı bir ilişkiyi sürdürmeye önem verin.

Anne-baba arasındaki soruna rağmen, ebeveyn ve çocuk arasındaki yakın ilişki, eleştirici olmamak, çocuğun ihtiyaçlarını gerekli şekilde gözlemleyebiliyor olmak, ergenlerde işlevselliğin gelişmesine yol açmaktadır.

Ebeveynler arasındaki çatışmalar kaçınılmazdır. Ancak burada çocuğumuzun iyiliği için dikkat etmemiz gereken noktaları da göz önünde bulundurmalıyız. Bu çatışmaları, yapıcı bir şekilde çözüme ulaştırmak için çabalamak gerekir.