Güneş doğmuştur. Her zaman ki gibi başlarsın güne. İçtiğin kahvenin boş fincanını son olarak yıkayıp ayakkabının bağcıklarını bağlar arabanın anahtarını kaptığın gibi iş yerine gitmek üzere marşa basarsın...
Trafiğin yoğunluğunda tampon tampona gidersin senin gibi sabah işçileri ile, arada hiç tanımadığın kişilerle göz göze gelir kafa sallayarak gülümsersin birbirine inceden ve içten...
Kimileri de var ki: yüzünden düşen bin parçadır, ne sağa ne de sola bakar, ruhunu ve bedenini sadece yola odaklamış derin düşüncelerle yol alır, kim bilir kime veyahut kimlereydi bu sesiz çattığı kaşlarından feryat eden çığlıkları?
Kimilerinin ise yüzlerinde çözemediğin bir duygu seli görürsün, sanırsın ki güldü gülecek ama gülemez.Sanırsın ki ağladı ağlayacak ama ağlayamaz...
Bir kesimde bir heyecanlı bir heyecanlıdır ki sormayın gitsin. Sürekli gaza ve kornaya basar, oturduğu minicik araba koltuğunda hop oturur hop kalkar sebepsizce ama gidemeyeceğini bile bile yine başar o kornaya ve gaza içindeki gelgitlerle...
Her biri kendince bir yol tutturmuş gidiyorlar işte hayat yolunda.
İnsan dı bunun adı.
Yaşamaktı bunun adı.
Herkesin gözü başka görür kalbi başka titrerdi aynı güneşin altında olsakta...
Kısacık yaşamımın içinde bildiğim tek şey vardı yaşama dair ; HERKES ZİYADESİYLE YORGUN” du...
Peki ama ruhumuzdan bedenimize yansıyan yorgunluğun sebebi neydi?
Neydi yüzümüzdeki donuk hissiyatımızın sebebi?
Neden tam manasıyla ağız dolusu gülümseyemiyoruz yada ağlayamıyoruz?
Sakın hayat demeyin bana sevgili gönül dostlarım çünkü hayat bizim gözümüzü açtığımız anda bize özel varolmadı, yani zaten bir gidişat vardı,biz bu gidişata mı ayak uyduramıyoruz acaba?
Nedir bu gerginliğin ve yorgunluğun sebebi?
Aslında bunun cevabını hepimiz biliyoruz fakat kendimize bile ifade edemiyoruz değil mi?
Çoğunluğumuz olmak istediğimiz yerde değiliz!
Çoğumuz gitmek istiyoruz fakat gidemiyoruz!
Çoğumuz yapamadıklarımızı yapıyormuşuz gibi bir hayal dünyasında bir yol tutmuşuz ve gittiğimizi sanıyoruz!
Çoğumuz içinde bulunduğumuz düzenin isyankarlarıyız ama isyan edemiyoruz çünkü bir kalıba koyulmuşuz ve bizlerde bunu kabul etmişiz, bu kabul ediliş bizi her geçen gün öldürüyor farkında değiliz!
Hadi bana biriniz çıkın da söylediklerimin doğru olmadığını söyleyin!
Yazdığın katagorilerin hiç birini tasvip etmiyorum deyin !
Diyemezsin sevgili gönül dostum diyemezsin çünkü sende o yazdıklarımdan birinin içindesin ve çok yorgunsun!
Ama çıkış var, nedir biliyor musun ?
Hangi şartlarda olursan ol, hangi sıkıntıda olursan ol, hangi çıkılmaz yolda olursan ol iç dünyana dön ve kendine bi sor “ ben kimim, ne istiyorum ?”
Verdiğin cevaba tutun, kalbini dinle ve arkana bakmadan yürü!
İşte o vakit bas kornaya, gaza!
At sevinç çığlıklarını kendini önemsediğin ve istediğin şeyi yaptığın için!
Zor mu geldi bu söylediğim?
Belki de zordur ama emin ol ki seni bir tek sen mutlu edebilirsin şu saatten sonra!
Yorma daha da seni!
Bu bir başlangıç olsun sana dair, ne dersin?
Var mı cesaretin?
Bence olmalı!
Çünkü bu hayatın tekrarı yok!
Sevgilerle diyelim mi yeni hayata?
Çok Okunanlar

Trabzonspor hemen devreye girdi. Werder Bremen, tecrübeli golcüyü 3 milyon Euro’ya bırakmaya hazır

Karadeniz'de fındık fiyatlarında ani değişim! Güncel fiyat listesi açıklandı

Yeni Sörloth Mu Geliyor? Trabzonspor’un Gündemindeki İsim Golleriyle Büyülüyor

Trabzonspor’un İlk Transfer Hedefi Belli Oldu! Liste Başı O İsim

Fırtına Katar’a Açıldı! 43 Gollü Yıldız Trabzonspor’un Radarında

Trabzonspor’un Sessiz Kahramanı Olmaya Aday