Demokrasi ve Atılım Partisi(DEVA), daha önce AK Parti’den ayrılıp, parti kuranların partilerine hiç benzemeyecek gibi..
DEVA, 81 ilde örgütlendi. DEVA’ ya gönül verenler şimdilik  kendini gizli tutuyorlar. Samsun’da il başkanı belirlemede 500 kişi gizli başvuruda bulundu, bağlılığını bildirdi.
 Cumhurbaşkanı Erdoğan’a  en yakın isimlerinden  Bülent Arınç’ın deyimi ile Biri başbakanlık,(Sayın Davutoğlu) diğeri Başbakan yardımcılığı yapmış, AK Parti’de takdir görmüş, iki isim, AK Parti’nin yanlışlarını söyleyerek parti kurdular. İhanet ile suçlayanlar çırkın sözler ve eylemleri ile AK Parti’ye zarar verenlerdir.
Ali Babacan’ın parti kurması kadar etkisi ve ağırlığı olan başka bir olay da şu: Tayyip Bey’e en yakın isimlerden ve de Rize’den, dahası Tayyip Bey’in evinden  Hasan Karal’ın DEVA Partisi’ne geçmesi oldu. Kıyametler koptu. Karal, bir gecede istenmeyen adam ilan edildi. “İhanet” ile suçlandı.
Önce Hasan Karal’ı bir tanıyalım. Kimdir?
Hasan Karal, Rize AK Parti İl başkanlığı döneminde tam not aldı, başarılı oldu.. Üç dönem parlamentoda bütün Rize’nin ve Rizelinin yükünü çekti.
Her Rizeli ile ”Gönül köprüsünü”  kurdu. Bir maratoncu gibi koştu. Terledi. Herkesle ilgilendi..Samimi..İçten..İnsanlara tepeden bakmadı.
Son seçimlerde aday gösterilmedi. Hatta kimse bilmez, issiz kaldı. Yaşa takıldığı için emekli bile olamadı.. Bazılarına 5 ayrı yerden yüksek maaşa bağlanırken, Hasan Karal’a ,daha iyi hizmet etsin diye bir bakan yardımcılığı verilemez miydi?, ya da başka bir göreve atanamaz mıydı? Vekil her zaman vekildir. Elini cebine atmak zorunda. Neyse bunu geçtik.
Karal’ı “ ihanet” ile suçlayanlardan hiç biri; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Karal’ın bir yere atanması hususunda hatırlatma bile yapmadılar.
 Karal, bunu bile aldırış etmedi. Kimseye darılmadı. Ankara’da,İncek’te hemşerileri için, mütevazi bir ofis açtı.. ”Rizelilerin Ofisi”.Yolda kalanlar için de iki odası var.
*
Karal, hem mecliste hem de seçim bölgesi Rize’de en aktif milletvekili idi. Parlamenter faaliyetleri dışında, sürekli seçmenle birlikte, beraber oldu. İktidarı muhalefeti kucakladı.
Maaşının tümü seçmene hizmet, burs ve diğer ihtiyaçlar için ödedi.“Nasıl geçiniyorsun?” diye takıldık “Anam sağ olsun, çay paralarını gönderiyor” cevabını aldık..
TOKİ’den aldığı mütevazı bir kooperatif dairesine taşındı. Özel aracını Rizelilere tahsis etti. Yoldan kalanlar, parası bitenler. Hastası olanların imdadına yetişiyor
Hasan Karal’a “ İhanet mi ettin?” diye sordum. Gülüp geçti ,ardından gözleri doldu. Yutkundu.. Konuşmamayı tercih etti.
İhanet “  kelimesi çok ağır iftira. Bunu diyenler, AK Partiye ve ülkeye zarar verenlerdir.”İhanet “ kelimesine çok ağrına gidiyor.
İstifa öncesini ve sonrasında yaşananları konuştuk. Özetle:
Karal’ın Tayyip Bey ile olan dostluğu, kişisel vefası, bildikleri, yaşadıkları mezara kadar taze duyulan bir heyecan ile daima muhafaza edecek. Tayyip Bey’in adının geçtiği yerde,  büyük vefanın ötesinde büyük saygı uyandırıyor yüz ifadesinde  ve tavırlarında..
Karal, Allah’tan ve hesap vermekten korkan, Ali Babacan ve ekibi gibi, Türkiye’nin geleceğinden ve AK Parti’nin son dönemdeki gidişatından memnun olmayan, bundan gelecek nesiller adına endişe duyan bir siyasetçi.
Rizeli olmak, Tayyip Bey’e yakın olmak Karal için ayrıcalıktı. Rahatlıktı. Kişisel ikbal ve rahatlık için her türlü imkân varken, neden zoru seçti dersiniz?
İhanet ile suçlayanlar önce bunu düşünsünler..Karal için bu karar sıradan bir karar değildi. Hem insanı hem de vicdanı  hem de ahlaki bir karar verdi.