Reza Sarraf’tı…
Sonra oldu Rıza Zarrab…
Bir ara Rezza Zarrab oldu!
Sonra Rıza Sarraf…
15 gün öncesine kadar çift nota verdiğimiz hayırsever, büyük iş adamımızdı…
Şimdi vatan haini!
 
Bu bana  bir zamanlar; önce Fettullah Gülen…
Sonra Fettullah Gülen Hoca Efendi…
Sonra Hoca Efendi…
Sonrasında FETÖ olan büyük vatan hainini hatırlattı…
 
İkisi de başa tac edildi…
Ve ikisi de tüydü!
Hem de ne tüyüş!
Tozu dumana katarak…
 
Hadi birine inandınız diyelim…
Sonuçta 80’nine merdiven dayamış yaşını başını almış, kurtlar sofrasını yemiş yutmuş müthiş tiyatro yeteneği olan, her bulduğu yerde gözyaşlarıyla insanların iyi niyetini suistimal etmeyi çok iyi bilen biriydi diyelim…
Yahu diğeri daha 34 yaşında!
Adı çıktığında henüz 30’lu yaşlarının başında olan birine, üstelik ne idüğü belli olmayan birine nasıl inanırsınız?
En önemlisi de nasıl güvenirsiniz?
“Sen bu ülkede bu kadar halt karıştırdın ama olsun hadi al çocuğunu Disneyland’a git iki hava al da dön… “nasıl diyebildiniz?
Üstelik dönmeyeceğini bile bile buna nasıl müsemma ettiniz?
Bir oyuna getirilebileceğinizi hiç mi düşünmediniz?
 
Siyaset bir ekip işi değil midir?
Bunca insan ne iş yapar?
Hiç mi öngörünüz yok?
Stratejiden ,yoldan,yordamdan hiç mi anlamıyorsunuz?
Sezgi yeteceğinizde mi yok?
 
Görüyoruz ki yok!
 
Pozitif Ayırımcılık
 
Her alanda (çevreye,hayvana,yaşlıya,çocuğa) var olan şiddete karşı sürekli tepkide bulunan bir kadın olarak izledim 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Gününü…
Özellikle de kadın derneklerini!
Eğer bir dernek -şiddet- sorununa politik olarak yaklaşıyor ve susuyorsa yada tam tersi kendi görüşünden olmayan bir partinin söylemlerine veryansın ediyorsa bence o dernek olaya karşı duruşunuda kaybediyor demektir. Gerçekçiliğini yitiriyor benim gözümde.
Misal; Şu son bir aydır İstanbul Eyüp Sultan Belediyesinin sokak hayvanlarına karşı büyük bir kıyımı var.
İşte ikilem burada başlıyor.
Hayvana şiddete, tecavüze, eziyete, zülüme,avcılığa susup gıkını çıkartmayan bu kadın dernekleri “ayılar, kurtlar eşlerine şiddet uygulamazlar!” diyerek videolar eşliğinde erkeği hayvanla mukayeselerini görünce ürperdim. Ürpertim hem erkeğin hayvanla kıyaslanışına hemde hayvan katliamlarına gıkını çıkartmayan kadınların, hayvanların hayatlarını örnek olarak verişlerineydi!
Kadın egosu resmen tavan yaptı bu videolarda. Onca gerçek varken böylesine bir benzetme yanlış.
Bu ülkede şiddet hakkında herşeyi söylediler ama “ Önce Annelerin Eğitilmesi “ gerçeğini ne hikmetse bir türlü söylemediler.
Annelerin, kayınvalidelerin,görümcelerin,eltilerin,halaların,teyzelerin,gelinlerin kısacası egoları yüzünden kadının kadına yaptığı şiddeti hep göz ardı ettiler. Böyle ortamda büyüyen çocukların annelerinden gördüklerini uygulamaya geçirdiklerini, erkeğe şiddeti özendirenin anneler olduğunu hep görmezden geldiler.
Kız kardeşi dövdürtenin, gelini dövdürtenin anneler olduklarını hep unuttular.
Anneler çocuklarına merhameti öğretmedikçe biz daha çoooook şiddeti konuşuruz.
 
Merhamet olgusu vicdanına yerleşen bir çocuk eğer akıl hastası değilse asla kimseye zarar vermez.
Veremez…
Bunu kim sağlar? Önce anne…