Bugün bir Nisan, şaka ile geçiştirilmesi adet haline gelmiş bir gün. Eski Cumhurbaşkanımız Demirel:”Boş tencere iktidar kaybettirir” diye veciz söz söylemişti. Seçimler halkın demokratik yapısının ürünüdürler.

İnsanlar kendi iradeleriyle belirli bir süre için kendini yönetecek temsilcilerini seçer. Seçilmiş olanlar ise kendisini seçen halkın sorunlarına eğilir, problemlerine çözüm üretirler. Yani kısacası seçen ve seçilen ortak payda olarak karşılıklı hizmet anlayışında odaklanır.

İmamoğlu bu seçimin açık ara galibi. Onca yoğun mücadeleye karşın liderliğini tescil ettirmiş, İstanbul’un yarım kalmış sorunlarını tamamlayabilmek için yeni bir fırsat elde edilmiştir. Slogan belli idi: ”Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır”. İktidar buna karşı emekli başta olmak üzere toplum sorunlarına kulaklarını tıkamıştır. 

İstanbul koca bir metropol şehir. Nüfusu yirmi milyondan fazla. Geçmişte yaptığı metro, halk meydanları gazlı çeşme ve diğer semtlerdeki kültürel tesisler bu yönde emsalsiz çalışmalardı. Bunları bizatihi gördüm. Hele yüzbinlerce öğrenciyi barındıracak yurtları yapmış olması her türlü takdire değerdi. Açmış olduğu kent lokantalarıyla yüzbinlerin sıcak yemek yemelerini sağlamış, imar planı elden geçirilmiş daha neler neler…

Elbetteki şehrimizin evladı olarak İstanbul Belediye başkanlığını tescil ettirmiş olması her şeyin üzerindedir. Çağdaş, modern ve daima yenilikçi bir kimlik. İstanbul halkı tüm devlet imkanlarına karşı tercihini kullanmış ve kendisini beş yıllığına ikinci kez bir milyondan fazla bir oy farkıyla tescil ettirmiştir.

İstanbul’un dağ gibi sorunlarının ortadan kaldırılmasında azim ve kararlılık gerekiyor. Şimdi el ele verip Türkiyenin sorunlarına el atma zamanıdır. Sorunlar yavaş yavaş çözülmeli, beklenen umutlar boşa çıkarılmamalı. Yapılan vaadler kuru bir gürültüden kalmamalı. Bu İmamoğlu’nun kariyerindeki önemli bir kilometre taşıdır. Bu mücadele başarı ile tescil edildi. Yolun açık olsun Akçaabatlı hemşerim.