Zaman zaman şiddetle, şikeyle, teşvikle, kötü oyunla, kötü hakem yönetimleriyle İngiltere, Almanya, İtalya’da ki futbolseverler kadar bizleri memnun etmese de iyi ki futbol var.
Transfer sezonlarında milyon Euroları sağa sola saçsa da, sahada oynayan oyuncular spor sayfalarından ziyade magazin sayfalarını süslese de, taraftar tribünde izlediği oyundan tatmin olmayıp akşam televizyonda gördüğü Avrupa maçlarına iç çekiyor olsa da iyi ki futbol var.
Sağcısını, solcusunu, komünistini, liberalini, entelini, dantelini aynı tribünde toplayan, omuz omuza, kol kola getiren, zor günlerde toplumu birleştiren, kaynaştıran dev sivil toplum örgütü futbol iyi ki varsın.
İyi ki varsın Futbol iyi ki varsın!...
Yoğun duygular içerisinde, büyük bir açlıkla geçtim televizyonun karşısına...
Kadroların açıklanması ile beraber Markoviç, Trezeguet, Maxi Gomez gibi yıldızların kenarda oturduğunu, sakatlıktan yeni yeni çıkan Ömür ve Visca’nın ise ilk on bire yazıldığını görünce bir süre şaşkınlığımı gizleyemedim. Ayrıca Sezon başından bu yana görmeye alışık olduğum ikili orta saha yerini Hamsik, Siopis ve Doğucan’dan oluşan 3’lü bir orta sahanın almış olması da gecenin bir başka sürpriziydi.
Maça tutuk başlayan Trabzonspor’da rakip atakları savuşturmak dışında bir B planı göremedim.
Her zaman söylediğim üzere rakibi kendi birinci bölgende karşılamak risklidir. Fenerbahçe’nin elini kolunu sallayarak gelmesi golün habercisi gibiydi, çok geçmeden de gol geldi zaten. Dakikalar 12’yi gösterirken Arda’nın şık dönüşünde topla buluşan Batshuayi golü buldu (1-0).
Trabzonspor rakip kaleyi ilk düşündüğünde dakikalar 30’u gösteriyordu. King’in golüne benzer bir pozisyonda Hamsik’in şutunu İrfan Can, parmak uçları ile çıkardı. 34’de Larsen’in boş kale yerine dışarı vurduğu topta saç baş yoldurduğunu ekleyelim. İlk yarının geri kalanında Trabzonspor gole yakın taraftı diyebiliriz.
İkinci yarıya daha iyi başlayan taraf ev sahibi Fenerbahçe oldu. Üst üste kornerler, Uğurcan’ın kurtarışları derken 10 dakika yeni geçiliyordu ki ev sahibi golü buldu ve skor 2-0’a geldi.
Farkın ikiye çıkması sonrası Bjelica 4 değişiklikle oyuna müdahale etti. Müdahale etti etmesine ama oda çare olmadı ve skor 70’de 3-0’a geldi.
Golden sonra İrfan Can’ın sakarlıkları ile birçok fırsat Trabzonsporlu oyuncuların ayağına kadar geldi. 80’e kadar bu fırsatları cömertçe harcayan Bordo-Mavililer, 80’de Trezeguet penaltı golü ile farkı 2’ye indirdi. Uzatmalarda nefis bir şutunu da İrfan Can’ın aynı güzellikte bir refleksle çıkardığını ekleyelim...
Sonuç olarak skor canımızı yaksa da futbola dönmek güzeldi…