“İsyankârlık” hep farklı görülmüştür bizim toplumda. İsyan edenlerin Allah’a ya da kadere karşı isyan ettikleri ilkten anlamlandırılır. “Sus, isyan etme asi olma” hemen deyip, yoğun duyguları olanların duyguları bastırılır.

Haykıranın, bağıranın sesi toplumumuzda hemen kesilir. O yüzden çoğu duygular bastırılıp içten içe yaşarız ne varsa. Duayı da bedduayı da bir müddet sonra buğza, yani sessiz haykırışa dönüştürürüz. “Pısırık” bir ümmet oluşumuzun temelinde bence hep bu durum vardır.

İslam toplumunun bir bölümünde, bu durumun yanında bir de “Kadercilik” anlayışı vardır. Onunla da birleşince, başımıza gelmeyen ağır yükler başımıza gelince, sadece oturup ilahi bir kurtarıcı bekliyoruz.

Elbette dua müminin silahıdır fakat bunun yanında başka silahlara da ihtiyaç duyulduğu İslam Coğrafyası günbegün zalimin zulmü altında inliyor. İsrail Gazze’de 238 gündür çocuk, kadın, yaşlı ve genç demeden vuruyor insanların üzerine bomba yağdırıyorlar. Savaş artık soykırım, katliam boyutunu da geçti.

Feryat figan her gün arş-ı âlâya ulaşıyor. İnsanlar kamplarda çadırlarda canlı canlı yakılıyor. İsrail’in zulmüne uğrayan sadece orada yaşayanlar olmadı, insanlık da diri diri yakıldı! Yine de kınamaktan öteye geçemiyoruz. Neyi ve kimi bekliyoruz nerede son bulacak bu mesele? Bilen de yok.

Bazen düşünüyorum da Gazze’de Filistin’de bu saatten sonra yaşamak da ölmek gibi. Dünya seyrediyor, özellikle İslam ülkeleri çaresizce izliyor. Kınamaktan başka slogan atmaktan başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz.

Hâlâ birlik olamayan Müslümanları gördükçe kahroluyorum. Utanıyorum. Elimizden bir şey neden gelmiyor? Ne kadar daha bu zulme seyirci kalacağız? Ne zamana kadar slogan atmaya devam edeceğiz? Gazze bütün insanlığın ve Müslümanların sınavı ve biz o sınavdan maalesef kaldık!

Ümmet çaresiz, Ümmet başsız kalmış. İslam ülkeleri ne bir yaptırım yapabiliyor ne de bir etkili karar alabiliyor. Dört bir yana ipi kopan tespih taneleri gibi dağılmışız. Bu saatten sonra bizi kim toparlar bilmem fakat “Kahrolsun” demekten öteye artık geçmeliyiz. Başka bir çözüm, başka bir çare aramalıyız.

Sizi bilmem de benim bu durum karşısında artık psikolojim bozuldu. Geceleri uyuyamıyorum. Nereye hangi sosyal platforma bakarsam sadece zulme uğrayan masum insanları görüyorum. Artık yeter! Herkes üzerine düşen görevi tekrar düşünsün. Yine de kahrolsun İsrail, kahrolsun kahrolması gerekenler!

 Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.