Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya,
Bölge Milletvekili ve Bakanlarımıza;
Üst düzey Karadenizli bürokratlarımıza,
Karadeniz Bölgesi’nde görev yapan Valilerimize
Arzımızdır..
Bugünkü yazımı Rize’deki izlenimlerimizden aktaracağız..
Rize valisi Kemal Çeber ile hiç karşılaşmadım. Kendilerini medyadan takıp ediyorum. Yazın Rize’ye gittiğimde ”Hayırlı olsun” ziyaretine gidecektim.
Sekretaryası Vali Bey’in Ankara dışında olduğunu söylemişti. Telefonumu bıraktım, dönüşü olmadı. Olsaydı bölgedeki bazı tespitlerimi takdirlerine sunacaktım. Aynı tespitlerimi köşem aracılığı ile aktarmak istedim.
*
Benimde ilçem olan Ardeşen’e bağlı 19 muhtarın ortak imzalı 07.11.2019 tarihli bir tutanak elime geçti. Özeti şu: Tunca Vadisi’nden başlayıp Dere mezrası olmak üzere mezra ve yaylalarda ev yapmak yasaklanmış.
Çok yanlış bir karar. Elma ile Armutkarıştırılmış.. Bir anlamda uyanıklar “Ödüllendirilmiş”, Dürüstler “Cezalandırılmış”.
Bunun anlamı şu: Köyler. Mezralar ve Yaylalar hak sahiplerinden alınıyor.
Yapılması gereken şey şudur. Zilliyeti olan yıllardan beri tarım arazısı olarak kullanılan. Ki; bu yerler muhtar heyetince ve de köyde yaşayanlar tarafından biliniyor..
Doğaya ve yöreye uygun ‘Ahşap’ veya “Taş” ’tan ‘Tek Tıp’ proje evlerin yapılmasına izin vermektir.
Benim hayâlım şu: Babamdan kalan, çocukluğumun geçtiği. Çobanlık yaptığım. Organik tarımın yapıldığı Dere Mezrası’nda; birinci katını karataş, ikinci katını ise kestaneden doğaya uyumlu bir ev yapmaktı..,
Senede bir iki ay olsa da rahmetli anne ve babamın hatıratlarını yaşatmak. Ve çocukluğumun geçtiği yerde organik bir yaşamla kalan ömrümü tamamlamaktı..
*
Türkiye gerçeğini bir özetleyelim..
Önce yapmasına göz yum, sonra yasakla..
Önce çalsın sonra aklasın...
Vergisini ödemesin, ardından yapılandırma yapılsın..
Önce yaptır sonra yıktır( Fırtına Vadisi’nde olduğu gibi..)
Adamlar dere kenarında 5 kat oteller, binalar dikmiş. Kimse ses çıkarmamış.
Gören olmamış. Sanki o binalar bir gecede yapılmış..
Sonra yıkım kararı. Yıkımlar bile adaletli olmadığı, adamına göre yapıldığını söylüyorlar..
Olan dürüst vatandaşa oluyor.
Doğaya uyumlu değilse ve de yıkılacaksa eskisi yenisine bakılmamalı.
Ardeşen-Tunca’dan-Dere mezrası denilen vadi benimde çocukluğumun geçtiği yerdir. Dere mezrası denilen yer, dedelerimizin dedeleri yasamış. Babalarımız yılın 8 ayını burada ekin ekip biçmiş. Hayvancılık yapmış..
Yaşlılarımız ölünce, gençlerde ‘ Büyük Şehirlere’ gitme modası başlamış. Son yıllarda tekrar köylere ve mezra ve yaylalara dönüş başlamış..Ama nüfus çoğalmış..
Örneği rahmetli babama ait Dere Mezrası’nda ziliyetliği mahkemece tescillenmiş 15 dönüm tarım arazımızın üçte ikisi; kendiliğinden orman olmuş, geri kalanda 7 kardeşe bölünmüş..
Köy ve mezralarda tapu kadastro çalışmaları olmamasına rağmen herkesin veya akrabalarının yerleri bellidir. Yıllardan beri bir sorun yaşanmadı..
Dere Mezrası dediğimiz yer de organik tarım yapılmış. Eko sistemini kimse bozmamış. Her ailenin eski yeni ahşap kestane evi olmuş bir yerleşim birimidir. Elektriği ve yolu bile yoktur..
Şehirliler şehirlerde “Mezar taşları” gibi binalar dikerken, köylüler buralara sahip çıkmış, organik kalmasını sağlamış. Şimdi cezalandırılıyor. Yapanların yanında kar kalıyor..
*
Bu arada “Yol gidecek, gelecek vadediyor” anlayışı ile hareket eden uyanıklar vardır.…Babalarında kalma evleri varken, söz konusu vadi de ortak mera alanlarında, yol geçeceği güzergahlarda; iki yıl içinde 10-15 adet yer kapatan, ev yapan fırsatçılar ile doğaya uyumsuz evler yapanları biliyor ve tanıyoruz..
Şimdi benim gibi şehrin entrikalarından bıkmış, usanmış, dedesi ve babasından kalan zilliyetliği olan dere mezrasında doğaya uyumlu “Taş veya ahşap” tan 1 veya iki katlı ev yapma hayalı olanlar cezalandırılıyor.
Devlete ait orman arazisinde ticari amaçlı yer kapanlara. Ev yapanlara ceza yok Kendi arazisinde ev yapmak isteyenlere yasak geliyor. Yapanların yanında her zaman kar kalıyor..
Devlet olarak önce, fırsatçıların yaptıklarını yık. Ondan sonra adaleti herkese uygula…Orman ve mera arazileri ile zilliyetliği belli tarım arazilerini bir birine karıştırmamak lazım..
*
Yazımın diğer bölümünde benimde ilçem ve köyüm olan Ardeşen’deki durumu özetledik. Yazımın ikinci büklümünde ise Karadeniz’in ortak sorununu ele alacağız....
Yaylalar. Mezralar ve Köyler...
”Karadeniz Köylüsü mahkûm ediliyor’ başlığı ile 10 yıldan beri yazıyorum.
Özeti şuydu:
Dedelerimizden, babalarımızdan, dahası atalarımızdan miras kalan yaylalarda, mezralarda evyapmak, eskisini onarmak artık suç oldu.
Hem de hapis cezalık.
Orman davasından çok Karadenizli ceza aldı, mahkûm oldu.
Şimdi yaylalarda gözetim altına alındı. Siyasiler olaya seyirci kalıyorlar..
Ev yapmak yasaklandı.5 katlı doğaya uyumsuz binalara” hayır” ama vatandaş başını sokabilecek doğaya uyumlu ev yapabilmeli. Devlet sadece bunu denetlemeli..
Ne yazık ki buna karar verenler, bölgeninyapısını, geçmişinibilmeyen, Karadeniz’i sadece görev itibarı ile görmüş kişilerdir. Olan Karadenizliye oluyor.(Devamı yarın)
Çok Okunanlar

Trabzonspor’da Anthony Nwakaeme’nin açıklamaları maçın önüne geçti

Trabzon’da Acı Olay: 24 Yaşındaki Suat Yılmaz Evinde Ölü Bulundu

Trabzonspor Banza’nın yerini onunla dolduracak: 4.5 Milyon Euro Hazır!

Trabzonspor'dan Federasyona Rest: Madalyayı Reddettiler!

Trabzonspor'dan bir hamle daha geldi. Gabonlu yıldız oyuncu için şartlar zorlanacak

Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, Neden Özür Diledi?