“Bin bir Gece Masalları” bir kitapta toplandı. “Ölümün bin bir çeşidi” ise bir ülkede yaşandı. Bitmedi; yaşanıyor!
Kavga, kaza, şiddet ile yüzlerce şekilde meydana gelen olaylar, ölümler yetmezmiş gibi, sırayı yemek-içmek ve de solumakla zehirlenerek biten-bitirilen hayatlar almıştı. Şimdiler de zirve yaptı.
Ama yapacağı değil, yaptığı bile ben diyeyim “aşikar”, siz söyleyin “Belli” idi.
Çünkü tebasının can güvenliğini sağlamak asli görevlerinden olan devlet-i aliyye’nin “Sözde çok, ama amelde yok” denebilecek seviyede denetimi “Sizlere ömür” denebilecek durumda idi. Öyle de sürüyor.
*
“Yaşamak yazmaktır. Yazmak da yaşamak” diyerek “Kulağımızın duyduğuna inanmayıp, gözümüzün gördüğünün yarısına inanarak” yarım asırdır icra etmeye çalıştığımız gazeteci-yazarlığı araştırıp inceleyip, irdeleyerek sürdürmenin çabasını gösteriyoruz.
Bundan 20 yıl önce de Trabzon’da; “Halis Trabzon (Tonya) Tereyağı” diyerek insanların aldatıldığını dile getirmiş, “Piyasada satılanların büyük kısmının sahte olduğunu” dile getirip, “Bu kadar yağ için, mevcudun 10 katı inek olması” gerektiğini sürekli yazmıştık.
Ardına da, “Fol Deresi süt aksa, bu kadar tereyağı üretilemez” diyerek etkili ve yetkilileri insan sağlığına dokunan sahtekârlığa karşı göreve çağırmıştık.
Çağırış o çağırış, değişen bir şey yok.
Denetleyerek değiştirmesi gerekenler de gerçek anlamda ortada yok.

Kıssadan hisse, her bakımdan ölümün bin bir çeşidinden söz ederek başlamıştık.
Albert Camus'un "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız; o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın" sözü ile tamamlayalım!
Ama bir garabeti de dile getirerek:
O da, insan hayatına dokunan her olaydan sonra, etkili ve yetkililerin, “Müfettişleri görevlendirdik. Soruşturma başlattık.” diye demeç patlatmaları yok mu?
İster istemez, düğünden sonra gönderilen kınanın akıbetine benziyor!
ÇENESİ DÜŞÜKLER!
Siyasi ikbal uğruna adamlar öyle laflar ediliyor, öylesine yağ çekilıyor ki sormayın!
Dalkavuklukta bulunma, yüksekten atma öyle bir seviyeye vardı ki, anlamakta anlatmak da mümkün değil!
Hele hele millete hizmet için iktidar olma uğruna görünse bile, başka hesaplar için siyasete soyunanlar yok mu?
Mangalda kül bırakmıyorlar!
Ama saçmaladıklarının bile farkına varmıyorlar. Gözlerini yumup, ağızlarını açıyorlar.
O derece ki, Hamilton'un “Haklı bir siyasi davaya en büyük zararı, muhalefetin acımasızca saldırması değil, yandaşlarının aptalca savunması verir." gerçeğini bile anlamıyorlar!
İDMAN’CILAR…
Aslında, “İdmanocağı-İdmangücü Karması” diye başlık atacaktım ama “Başa niye İdmanocağı yazdın?” diye sorarak sitem edecek dostlarım aklıma geldi.
Onun için, “İdmangücü-İdmanocağı Karması” yerine “Güç ile Ocağı” öteleyerek, “İDMAN” yazıp, gönül kırmayayım dedim!
Sadece Trabzon değil, Türk Futbolu’nda da damgası olan bu iki camianın geçmişteki rekabeti, bugünün tarifi ile “Play-Off Kuralları” çerçevesinde sürüp giderdi.
Sadece kendisi için değil, rakibi için de her daim “iyi temenniler” yapılırdı.
Bu fotoğrafta antrenörler Hacı Kakışım, Fethi Türkoğlu ve meslektaşım da olan rahmetli Turgut Özdemir’in de iştiraki ile 1981’de bir araya gelmiş, benim de içinde yer aldığım İdmangücü-İdmanocağı Karması’dır.
KİTAP OKUYARAK, AYRICALIK KAZANIN…
“En yüksek medeniyette bile ayrıcalık olan” kitap okumak için, fırsatın ayağınıza kadar geldiği zaman dilimleri vardır.
Onlardan birini Trabzon dün yaşamaya başladı. 30 Kasım Pazar gününe kadar da yaşamaya devam edecek.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonunda “2. Kitap Günleri adı altında” Yenimahalle’deki alanda başlayan 110 yayınevinin iştirak ettiği organizasyonda 200’ü aşkın yazar da okurlarla buluşacak.
Her ne kadar Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ adına düzenlense de, kitapsever herkesin bildiği bir gerçeği, hem tebrik, hem de teşekkür ederek dile getirmez isek, bir eksiklik, bir haksızlık hissederiz.
Onun için aynı zamanda Trabzonspor Yönetim Kurulu üyesi de olan, AKOLUK’un sahibi Fatih Solak’ın Kitap Günleri’ndeki emeği çok ama çok büyük ve takdire değerdir.
BİR KİTAP
Atatürk ve Trabzon
ATATÜRK ve TRABZON
Serander Yayınları’ndan 2011’de yayınlanmış 330 sayfalık eser, İstiklal Savaşı’nın komutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, asrın dehası Mustafa Kemal’in Trabzon’a gelişlerini vesile ederek hazırlanmış müstesna bir eser.

Sunuşunu; “Elinizdeki bu kitap, vatandaşı olmaktan gurur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve Milli Mücadele Döneminin Lideri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Trabzon ile olan ilişkisini ele almaktadır” ifadeleri ile Eski Bakan, Eski Trabzonspor Başkanı Faruk Nafız Özak’ın yazdığı eserde Veysel Usta, sadece anılara yer vermedi, Atatürk’ün geleceği ne denli gören bir deha olduğunu da belgeleri ile ortaya koydu.
DÜNDEN BUGÜNE
Manzara hep aynıdır
Türkiye'nin manzara-ı umumiyesi belli; her şey apaçık ortada.
Ama kerameti kendinde zannedenler, her şeyin güllük gülistanlık olduğundan başka bir şey görmüyor, bilmiyorlar.
Tepeye varıp, manzarayı görmek için, daha doğrusu iyi manzara tarifi yapmak için didinip duruyorlar, bir yalana bin katıyorlar.
Oysa bilmiyorlar ki; "Dağın tepesine hangi yoldan çıkarsan çık, manzara hep aynıdır."
7 Aralık 2014
KISSADAN HİSSE
Bayburt’lu Fıkraları kitabından:

Bayburtlu, kasaptan alabildiği 100 gram et ile eve gidince, hanım dayanamayıp sorar:
-”Eee efendi, bele mi çekeceyük?”
-Yoh hatun hepisi 40 gün.
-”Eee, efendi 40 gün sonra ne olacah?”
-Aluşuruh hatun, aluşuruh!