Sevgili Dostlarım, Fındık ve Fındıklı..
Kütüphanemi karıştırırken, elime geçen bir kitap beni 1984 yılına geri götürdü beni .
Nüfus Müdürü-Gazeteci rahmetli Hamdi Yazıcı’nın yazdığı ‘Fındıklı” adlı kitap.
Bu kitap, önsözü, dönemin Rize valisi Namık Günel, son sözünü ise meslek büyüğüm Musa Alioğlu yazdı.Sonuç bölümünü ise bendeniz Osman Yazıcı yazdı.
Bu kitap, Karadeniz Gazetesi’nde hazırlandı. Hamdi abiyi kitap basılıncaya kadar Trabzon’da misafir etmiştik
Güzel günlerdi. Yazıcı’yı rahmetle anıyorum.
Fındıklı. ..Manzara şiirlerdeki, şarkılardaki gibi... Kuşlar, ağaçlar, binbir renkli çiçekler... Şırıl şırıl akan dereleri ile meşhurdur..
Denizde… Hamsi… Karada. Çay. Ve güzel insanlarla doludur..
Fındıklı, başarılı. Makamsız.. Belediye başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu,ı ile de gündemdedir.…
İlki Doğu Karadeniz insanının her şeyi, Aşı. İşi. Ekmeği. Gelir kaynağımız.
Diğeri ise mavi dalgaların sahile vurduğu kıyılarımızın en şirin yerleşim birimi. Adını bölgenin sembolü olan fındıktan alan ilçemiz. Fındıklı...
Yeşilin en güzelinin fışkırdığı bereketli topraklar üzerine kurulmuş bir ilçe. Fındıklı. Ve Fındık kadar bereketli, Fındıklı kadar güzel, çevre ilçeler. Arhavi, Ardeşen ve Pazar… Çalışkan, çalışkan olduğu kadar da fedakar olan Fındıklılı hemşerilerime en derin sevgilerimi gönderiyorum.
40 yıl öncesinde Fındıklı için ‘Küçük Paris’ dediklerini bugün gibi hatırlıyorum.
Bu güzel insanları yürekten kutluyor, herkese örnek teşkil edecek örnek davranışlarının devamını diliyorum.
***
Başkan Cervatoğlu..Fındıklı’da öyle bir kıvılcım yaktı ki..Bu kıvılcım, ateş topu olup, Karadeniz’in geneline yayıldı,kaderini değiştirdi. “Küçük Paris” diye adlandırılan Fındıklı’dan Türkiye’ye örnek oldu. Ses getirdi..
Ankara’daki “Rize Masası’nın, Rize’deki milletvekillerinin tanıtım toplantısına katılmak işçin geldiği Ankara’da, Rize Milletvekili adayı Tahsin Ocaklı ve bir önceki CHP Rize il başkanı, seçim koordinasyon kurulu başkanı Saltuk Deniz ile birlikte Rize’yi konuştuk..
Başkan Cervatoğlu ‘na başarılarının sırrını sorduk... “Şimdiye kadar üçgenin tepesinde Başkan, tabanında halk vardı. Fakat biz bunu tersine çevirdik. Tepeye halkı oturttuk, tabana kendimizi.” Diyor
İki dere arasında denizden Kaçkar dağlarının eteklerine uzanan yemyeşil şirin bir vadide yer alan Fındıklı’nın tam merkezinde belediye binası.
Bahçesinde bulunan geleneksel mimarinin minyatür örneklerinin arasından bulunan Belediye Başkanlığı binasında. Kapısı olmayan bir makam odası var. Ancak başkan makamda değil, vatandaşın arasında. Vatandaş başkana değil, başkan vatandaşın ayağına gidiyor..Adeta mobil başkan..
Başkan, Turizm ile ilgili çalışmaları ve dört mevsim dört festival başlığında ilçeyi dünyaya tanıtmaya çalıştı. Biz sahilleri, köyleri, yaylaları doğallığını bozmamak kaydıyla ülkemizin ve dünyanın her köşesinden vatandaşla paylaşmaya hazırladı. Fındıklı halkı ile gönül köprüsünü kurdu.
“Hepsi benim hemşerim. Hısım akrabam. Doğal olarak karşıt görüşler var. Fındıklı kaldırımlarını gökkuşağı renklerine boyadım. Dört yılda imece (Meci.) yöntemiyle çok güzel işler yaptık..”
***
Fındıklı özgürlükler kenti oldu.. Kültür kenti oldu.. Turizm kenti oldu. Her şeyden önemlisi yaşanabilir özgür bir Fındıklı oldu
“Biz Fındıklı halkından önde değiliz, biz birlikte Fındıklı’yız “diyor Ercüment Başkan. “Ben başkan olarak görülmektense Ercüment olarak görülmek isterim. Çünkü ben de vatandaşım. Ben de bisiklete binerim, rakı içerim balık yerim, gülerim, horon vururum… Lütfen beni eleştirin eleştirmezseniz bana kötülük etmiş olursunuz. Ben kimseden daha çok Fındıklı’yı sevmiyorum. Kimse de benden daha çok sevmiyor. Biz adımızda soyadımızda fındıklı dedik. Bu mantıkla özgürlüklere doğru devam edeceğim “diye kendini ifade ediyor.
Fındıklı yolunuz olsun. Yolunuz açık olsun, Fındıklı insanıyla bütün olsun Ercüment başkana helal olsun…