Trabzon’un suyundan içmiş rahmetli Erbakan hoca öyle bir siyasi hareket kurdu ki, içinden 5’e yakın parti çıktı ama hala Milli Görüş dimdik ayakta. Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar milli görüşe mesafeli olarak iktidara geldi ve yürüdü ise de FETÖ’den sonra milli görüşe yeniden sarıldı.
Erdoğan, FETÖ’ye mesafe koyan İmam-Hatip ve İlahiyat mezunlarını önemli görevlere getirdi.
Valiler, Kaymakamlar, Genel Müdürler seviyesinde İmam Hatip mezunu hukukçular Siyasalcılar, Makineci ve Elektronikçilerin sayısı bir hayli arttı.
Erdoğan onlara güvendi ve inandı.
İçlerinden çürük elma çıkmadı mı çıktı. Evinden kilolarca altın bulunan Daire Başkanı gibi.
Milli Görüş Hareketinin Erbakan’dan sonra sahiplenicisi Saadet Partisi idi.
Recai Kutan, Mustafa Kamalak, Temel Karamollaoğlu bu hareketi Erbakan gibi patlatamadılar.
Öyle olunca da Fatih Erbakan önce Erbakan Vakfını kurdu, tüm Türkiye’de örgütledi.
Arkasından ise bu hareketi partileştirdi. Ankara’nın göbeğinde binlerce seveni ile partinin kurultayını yaparak Genel Başkan oldu.
Hem milletvekilliği seçiminden hem de yerel yönetim seçimlerinden başarılı çıktı.
Yeniden Refah Partisi için yüzde 5 önemli bir oy yüzdesidir.
Önceki gün Gazetemizde de yer alan ‘ milli görüş birleşiyor’ haberinin içeriğinde Fatih Erbakan ‘yok aslında birbirimizden farkımız’ diyor.
‘Seçim ittifakı yapabiliriz. Birleşebiliriz de.’
Bu yakınlaşma nereden çıktı?
Yerel seçimlerden sonra. Şanlıurfa’da başlayan AK Parti ve Yeniden Refah Partisi ayrılığı ilçe belediyelerine de sıçradı.
Bunlardan birisi de Arsin Belediye Başkanı Hamza Bilgin’in şok transferi idi.
Yeniden Refah Partisi il başkanı Süleyman Pulat, kendi köylüsünü aday yaptı ve tüm ekibiyle arkasında durdu.
Durmanın da ötesinde müthiş bir destek sağladı. Ve Yanbolu Vadisini sildi süpürdü seçimi aldılar.
Ancak 6. ayında Bilgin sessiz sedasız AK Parti’ye geçti.
Bu geçiş Yeniden Refah Partisi’nin Genel Merkezinde de yankılandı. Şanlıurfa Belediye başkanının AK Parti’ye transferi ile gerilen ip Arsin’le tamamen koptu.
Yerelde de Hamza Bilgin eleştirilerin hedefi oldu. Kendi meclisindeki AK Partililer dahi bu geçişi sindiremedi.
Yeniden Refah Partisi ile birlikte Saadet Partisi aynı noktaya geldiler.
İkisinin de rakibi AK Parti oldu.
İkisinin de rakibi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
SP’nin yeni Genel Başkanı Erbakan görüşmesinde de birlikte yol alma kararlaştırıldı.
Hedef şu, ilk seçimde yüzde 7’yi aşıp meclise girmek ve güçlü bir grup kurmak.
Sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaseten emekli olmasından sonra milli görüş oylarından aslan payını almak.
Bu arada ittifaka katılanlar olur mu?
Olur.. Bu gruba Genel Başkalığını Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı Anahtar Parti de katılabilir.
ANAHTAR Parti’nin gelecek seçimde AK Parti’ye yakın duracağını düşünmüştüm. Ama hem Trabzon meydanında hem de Panagia Otelde dinlediğim Yavuz Ağıralioğlu’nun AK Parti’ye yönelik tek bir iyimser kelime etmediğini görünce, onlarında muhalif cephede olacağını anlayabildim.
Yavuz Ağıralioğlu’ndaki bu sert dönüşün sebebi, DEM Parti’nin Cumhur İttifakı ile yakınlaşmasından da doğmuş olabilir.