Sevdiğine, sevdiklerine çok değer veriyordu
Ama ne yaptıysa ne ettiyse bir türlü mutlu edemiyordu.
Ya kendisi anlatamıyordu ya da sevdikleri onu anlayamıyordu.
Taşınmış düşünmüş mutluluğun sırrını aramaya karar vermiş
Koyulmuş yola.
Bir Bilge aramış.
 
Sormuş, soruşturmuş falanca kişidir demişler.
 
Ayrıca kırk günlük mesafedeki bir köşkte yaşadığını da öğrenmiş. 
Üşenmemiş, yola çıkmış oturup nefeslenmeden 40 gün yürümüş
Sonunda Bilge’yi bulmuş.
 
Kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış
Bilge, onu bir güzel ziyafetle ağırlamış, isteğini sormuş:
O kadar yol geldin, çok önemi olmalı
Nedir aradığın şey demiş
 
"Mutluluğun sırrını” demiş adam” lütfen bana bunu öğret. Ben mi beceremiyorum. Neden bir türlü olmuyor. Ne ben mutluyum ne de sevdiklerimi mutlu edebiliyorum. Sorun nerde?” diye sormuş bir bilene
 
Bilge taşınmış düşünmüş 40 gün geceli gündüzlü yürüyüp yanına ulaşan adama yardım etmeyi kabul etmiş.
 
Mutluluğun sırrını vereceğim sana demiş
 
Adamın eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağı da kaşığın içine koymuş.
Ve ona;
 
“Bu şekilde Köşkümü bir güzel gezeceksin ancak bu yağı dökmeyeceksin” demiş.
 
Adam çaresiz. Ne yapsın çare arıyor.
Adam sarayı geziyormuş ama iki gözü de devamlı kaşıktaymış. 
Dolaşıp dönmüş tekrar yanına gelmiş.
Bilge sormuş.
 
“Salondaki Acem halılarını gördün mü, kütüphanedeki şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?” şeklinde bir yığın ayrıntı sormuş. 
Hay Allah bu da ne diyor şimdi kendi içinde düşünmeye başlamış.
Ikına sıkıla utanan adam, hiçbir şey görmediğini itiraf etmiş.
Çünkü sadece yağa bakıyormuş.
Kaşığa ve yağa odaklanmış
Bilge devam etmiş ve şöyle demiş;
 
“Öyleyse bir daha git. Şimdi daha dikkatli olarak köşkümün harikalarını gör. Oturduğu evi tanımadan o insana güvenemezsin.”
 
İçi rahatlayan adam, bu defa içerisinde iki damla yağ olan kaşık elinde gördüğü her şeyi hafızasına adeta kazırcasına dikkat etmiş, gördüklerini gelip bir güzel anlatmış.
Bilge bu sefer kaşığa bakmış ve adama seslendi.
 
“Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye sormuş.
Kaşığa bakan adam, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.
Şeyy farkında olmadan yağı dökmüşüm.
Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve o sırrı vermiş
Demiş ki Bilge;
“Mutluluğun sırrı, dünyanın bütün harikalarını görmektir ama iki damla yağı unutmadan.”
Adam mutluluğun sırrına ulaştığı için sevinmiş, bilgeye teşekkür etmiş ve huzurundan ayrılmış.
 
Fransız roman yazarı Bayan George Sand şöyle tarif ediyor mutluluğu
“Mutluluk daima yakınımızdadır, Yakalamak için çoğu zaman elimizi uzatmak yeterlidir.”
Sahi sizce mutluluğun sırrı nedir?