Gazeteciliğe 1984 yılında Karadeniz Gazetesi’nde başladım. Çok başkanlar, teknik adamlar, yöneticiler, futbolcular ve idari personel gördüm ve geçirdim. Hapsiyle de diyaloglarım çok iyiydi. Geçtiğimiz günlerde Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Asbaşkan Mehmet Yiğit Alp, Başkan Yardımcısı Ertuğrul Doğan ve Mali Sayman Emin Kahraman ile Trabzon medyasının KTÜ Sahil Tesisleri’nde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısına katılamadım. TFF yönetim kurulu üyesi ile telefon konuşmamda “toplantı bitti mi” dedi. “Benim bir yerden haberim yok. Beni çağırmadılar” dedim. 37 yıllık spor gazetecisi olarak çağrılmadım. Çok da önemsemedim.
 
Geçen hafta bu kez Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde Trabzonspor Teknik Direktörü Eddie Newton ile yine Trabzon medyasının kahvaltılı toplantısı düzenlendi. Yaklaşık 40 kişi toplantıya katıldı. Trabzonspor medya departmanında çalışan kişiler bu arkadaşların hepsini tek tek aradılar. Bu toplantıya da davet edilmedim. Neymiş efendim Trabzonspor’u takip eden basın mensupları davet ediliyormuş. Ya kimi kandırıyorsunuz. Çağırdığınız 40 kişiden Trabzonspor’un idmanları basına açık oldu mu takip eden medya mensupları sayısı taş çatlasın onu geçmez. Hadi ben Trabzonspor’un idmanlarına gelmiyorum. O zaman niye Telefon numarama Trabzonspor’un idman veya maç bilgilerini mesaj olarak atıyorsunuz! Bu çağrılmama olayı bir tek bana yapılmadı. Sayın Ağaoğlu’nun basın toplantısına katılan internet görevlisi bir kardeşimiz, Ağaoğlu’na soru sorunca onu da Newton’un basın toplantısına davet etmediler. Vay be ne hallere kaldık.
 
Bu toplantılara kimin veya kimlerin çağrılıp çağrılmayacağına medya departmanı karar veriyor olsa gerek. Trabzonspor’un medya departmanının baş sorumluları beni iyi tanırlar. Trabzonspor’un 25 yıllık hem kongre hem de divan kurulu üyesiyim. Benim davet edilmememin neden acaba ne veya neler olabilir? Bunu öğrenmek benim hakkım. Acaba icazet alınan yer başkaları mı? Bunu bir bilebilsem. Trabzonspor kimsenin babasının çiftliği değil. O koltuklar hiç kimseye kalmayacak. Bugün orada olanlar yarını iyi düşünsün. Herkes bir gün hesap vermek zorunda kalır. Kahvaltılı toplantıları ne kadar sevmesem de bu benim işimin bir parçası. Trabzonspor Başkanını ve Trabzonspor Teknik direktörünü takip etmek. Keser döner sap döner. Veya gün ola harman ola.
 
KALEDE SORUN YOK AMA ÖNÜ YUFKA!
 
Trabzonspor’un kalesinde Uğurcan olduğu sürece sorun yok ama önüne baktığımız vakit çok yufka!
Başkan Ağaoğlu cek, cakla camiayı oyalayadursun ligdeki Trabzonspor’un konumu ortada. 4 maçta bu kadro ile sadece 5 puan toplanabildi. Trabzonspor takımını şöyle bir inceleyelim;
 
Kalede sorun yok ama yedekte sorun olabilir! Niye derseniz Uğurcan mükemmel ama Allah korusun arkası yufka! Erzurumspor ile oynanan hazırlık maçında Erce Kardeşler geçen sene ki performansından uzak, defansta sağ bek Pereira yaşı ilerlemiş olmasına rağmen direkt oynuyor. Ama sahada arkadaşlarını motive edebileceği yerde rakip oyuncularla ve hakemle çok tartışıyor. Alternatifi Serkan Asan olabilir yine de kaptan olan Pereira uyarılmalıdır.
 
Sol bekte Novak’ın yerine alınan Marlon Trabzonspor’un sol bek oyuncusu değil. Marlon bana göre yanlış transfer. Brezilyalı oyuncuya bu kadar para verilene kadar gençlerimizden Faruk Can veya başka bir genç oyuncuya Marlon kadar bu oyunculara şans verilmeli. Stoper mevkiinde yer alan Hosseini, Edgar ve yeni transfer Hugo’nun uyumlu stoperler mi değil mi ilerleyen haftalarda göreceğiz. Bu sene, geçen seneki gibi olmaz! Süper Lig harman yeriydi. Dört hafta oynanan futbola baktığımızda Trabzonspor’un şampiyon olması veya Avrupa kupalarına bu futbolla gitmesi mümkün değil.

 KALECİ SENMİSİN BENMİYİM
 
Aloş hep anı duruyor. Anlatmakla anıları bitmiyor. Trabzon’un başarılı Antrenörlerinden Erol Batur Yalıspor’u amatör kümede bir yenilgi ile grup şampiyonu yaptı. Kartal’da oynanan 3.Lig terfi maçlarında rakiplerini tek tek mağlup ederek Yalıspor’u 3. Lige çıkartan Erol Batur ile kaleci Alaattin Kurt’un bir anısı var. Yıl 1994-95 Yalıspor’da Teknik Direktör Cemalettin Akçay, yardımcısı Erol Batur. Mavi-Beyazlı takım Sivas’ta grup maçı oynayacak. O yıllarda kaleci Antrenörü yok. Erol hoca Aloş’u maç öncesi çalıştırıyor. Erol hoca topa vuruyor top köşelere gidiyor bazen de direkten dönüyor. Buna sinirlenen Aloş kaleyi terk edip Erol hocanın yanına giderek, “Hocam kaleci sen misin ben miyim. Beni ısındırıyorsun. Kendini değil” ifadelerini kullandı.

 
OBUZ YÖNETMEN KAMIŞ TARKAN
 
Faroz… Faroz eğlencenin, sohbetin, dinlenmenin ilacı gibi. Hava güzel oldu mu sabah erken saatlerinde Yalıspor kulübünün önünde otur, akşama kadar oradaki sohbeti dinle yeter. Tüm yorgunluklarını üzerinden atıyorsun. Yolumuz her zaman Faroz’a düşer. Oradaki abilerimizden Osman Çiğeroğlu, Ambar Hüseyin, mahallenin gülü olan Metin Rıfat ve İlhan Hardaloğlu ile koyu sohbetlere dalar gideriz. Hele de Kartal İlyas, Obuz Erol, Yimbir Ahmet, Kamış Orhan ve Burhan orada iseler onların anılarını dinlemekten zevk alıyorsun. Geçenlerde Obuz Erol, Kartal İlyas, Kamış Orhan, Burhan’ın arabası ile Zigana’ya çıktılar.
 
Yiyip içtikten sonra Faroz’a yol almaya başladılar. Bu esnada mesire bir alana geldiler. Kamış Orhan ile Kartal İlyas kısa metrajlı bir film çevirdiler. Yönetmen koltuğunda Obuz Erol oturup kamare ile Kamış Orhan ile Kartal İlyas’ın kılıçla dövüş sahnesini çekiyor. Kamış Orhan Tarkan rolünde, Kartal İlyas Malkoçoğlu rolünü yapıyor. Kısa bir bölümde kılıç dövüşünde kazanan olmayınca film yarıda kaldı.
 
EROL İPEKÇİOĞLU’UNDAN TRABZONSPOR’A TEŞEKKÜR
 
Trabzonspor sevdasını dışarıda yaşayanlar çok iyi biliyor ve dört elle Bordo- Mavili takımlarına sarılıyorlar. Bunlardan biri de Bolu’da yaşayan iş insanı ve Trabzonspor sevdalısı Erol İpekçioğlu. İpekçioğlu, Trabzonspor aşkını herkes yaşasın diye üç gün boyunca taraftarlarının hizmetinde olan TS Club Mobil Mağazası Bolu’da. Yeni koleksiyonları ve tüm ürünlerini taraftarının ayağına götüren TS Club Mobil Mağazası’nın Bolu’ya götürülmesinde büyük desteği olan Trabzonlu iş insanı Erol İpekçioğlu, Trabzonspor Yönetim Kurulu’na teşekkür etti.

 
ÇAY TOPLATMAK DA SIKINTI
 
Trabzon’un Sürmene ilçesinden Rize Fındıklı il sınırı çay ağaçları ile kaplı. Her sene çayı olan vatandaşımız 3 sürgün çay alımı yaparlar. Önceden toplamak için işçi bulunmayan çay sahipleri şimdi ise Çay toplamak için işçi arıyorlar. Bu işçilerde bulunamayan Hint kumaşları bir ton çay toplamaya çalıştılar mı uçuk fiyatla açıyorlar. Geçenlerde bir abim bu konuda beni aradı. Çay toplatmak için beş tane işçi ile bu konuda pazarlık yaptı. Al aşağıya vur yukarı derken anlaşmaya vardı. Günde bir ton çay toplamak için 1,5 milyar para istediler. Bu abimiz işçilerle yaptığı pazarlık sonuca ancak 250 TL kesebildi. Çay’dan pek fazla para kazanmadıklarını ve bu konuda yetkililerin Çay olayına bir el atıp Çay yetiştiricilerine gerekli desteğin verilmesini istedi.