18 Aralık 2016 tarihinde açılan o günden bugüne de 7 yıl geçmesine rağmen Papara Park, Trabzonspor’a bir türlü kiralanmıyor.
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş başkanları hiç zorluk çekmeden devletten istediği uygun yerleri alıyor. Trabzonspor 7 senedir Akyazı Stadını devletten kiralayamıyor. Neden? Bugün git yarın gel, her gün bir oyalama yapılıyor. Gençlik ve Spor eski Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Trabzonspor yönetimini stat konusunda oyaladı durdu. Şimdi de aynı senaryo devam ediyor. Yok, efendim “Akyazı Stadını ancak bir yıllığına kiraya verebiliriz” gibi akla mantığa aykırı cümleler sarf ediliyor. Diğer takımlar oynadıkları statları bilmem kaç yıllığına kiralarken Trabzonspor’a neden çiftte standart uygulanıyor? Anadolu futbol devrimini yapan ve futbolda İstanbul saltanatını son veren Trabzonspor’a nedir bu garez?
Trabzonspor’un dikili bir ağacı olmayacak mı? Zaten Avni Aker Stadyumu'nu elinden aldınız, orada Yavuz Selim Stadını da bırakmadınız, sonra da TOKİ tarafından yapılan Akyazı Stadyumu'nu neden Trabzonspor’a kiralamıyorsunuz? Ey mecliste bulunan Trabzonlu milletvekilleri, bakanlar, Başkan Ertuğrul Doğan Trabzonspor’a gece gündüz sunduğu katkının onda birini sizler de sunun Akyazı Stadı'nın Trabzonspor’a kiralanması için Doğan’a yardımcı olun, sizin de bir katkınız olsun, olmaz mı? Galatasaray, Fenerbahçe aldıkları hizmetlerle uçtular! Trabzonspor ise yerine sayıyor. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nden başka çakılı bir çivisi Trabzon’da yok. Bari Akyazı Stadı’nı kiralanma işini hayata geçirin. Stadın altındaki boş dükkânlar kiraya verilsin Trabzonspor’un kasasına para girsin. Trabzon’un ve Trabzonspor’un kalkınması için tutuğunu koparan hizmet aşkı için çalışan vekiller olun. Ordu her konuda bizi geçti. Samsun desen uçtu. Trabzon 20 yıl önce ne ise şimdi de aynı. Hatta Trabzon şehirden çok kasabaya benziyor. Trabzonspor olmazsa bu şehir bir hiç. Trabzon A'dan Z'ye kadar değişmeli. Ankara'ya seçilip giden milletvekilleri 22 yıldır Trabzonspor’un arkasına saklandılar, onun ismini kullandılar ama bir katkıya sıra gelince, ortalıkta görünmemeyi yeğliyorlar. Ya Trabzon sivil toplum kuruluşlarının başında bulunan kişiler onlar da kafalarını kuma gömmüşler, küçük olsun benim olsun mantığı gidiyorlar veya bana dokunmasınlar koltuğum sallanmasında ne olursa olsun. Yok, öyle yağma üç kuruşa beş köfte olmaz beyler. Sizi nde sesiniz gür bir şekilde çıksın. Trabzonspor’un menfaati için Akyazı Papara Park kiralanmalı bu konuda kenetlenerek konuşun. Trabzon’un ve Trabzonspor’un sıkıntıları, eksiklerine çözüm bulmalısınız. Trabzonspor ile yatıp Trabzonspor’la kalkıyorsanız. Akyazı Papara Park’ın kiralanması için mevcut spor bakanına gerekli baskıları gösterin. Küçük olsun benim olsun mantığı gütmeyin.. Şehir bitmiş tükenmişlik sendromunu yaşıyor. Trabzon ve Trabzonspor bundan böyle umurunuzda olsun! "Trabzonspor ekonomik olarak en zor dönemini yaşıyor" ona da el atmıyorlar. O zaman Ankara'da TBMM'de ne işleri var?
SÖZDE ADALET
Futbol, insanların coşkusunu ve duygularını en üst seviyede yaşadığı bir oyun. Ancak bazen bu coşku, tarafsız ve adil olma prensiplerini gölgeliyor gibi görünüyor. Galatasaray-Trabzonspor maçından sonra Galatasaray başkanı Dursun Özbek'in yaptığı açıklama, futbol sahasındaki adaletin ve açıklamaların gücünü bir kez daha sorgulatıyor. Dursun Özbek'in “Böyle hakem faciası görmedim” ifadesi, geçmişte yaşanan olaylara dair unutulan bir gerçeği akıllara getiriyor. Özellikle Deniz Ateş Bitnel'in yönettiği bir Galatasaray-Trabzonspor maçında yaşanan olay, futbol tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir anekdot.
Fakat asıl dikkat çeken nokta, aynı Galatasaray başkanının bu iki farklı durum karşısında sergilediği tutumdur. Geçmişte yaşanan olayda hakem kararları açıkça ortadayken sessiz kalan Dursun Özbek, son maç sonrasında kamuoyunu farklı bir yöne çekmeye çalışıyor. Bu, insanların hafızasını umursamama veya yanlış bilgilerle kamuoyunu manipüle etme çabasından başka bir şey değildir.
Koca Galatasaray başkanının uğraştığı işlere bakın.. Skor ne olursa olsun “Sporda” adil olma gereksinimini unutmamamız gerekir. Çocukken mahalle arasında misket oynanırdı. Biri kaybedeceğini anlayınca mızıkçılık yapardı. Başkan Özbek’te aynı o mızıkçı küçük çocuklar gibi idi.
ABİDİK GUBİDİK GİBİLER
Rahmetli, Öztürk Serengil’in yaygınlaştırdığı bir dans vardı. Abidik Gubidik Tviste gel, Laplup Labaluba Tviste gel. Üç İstanbul büyük kulüp başkanları da bu dansı en iyi kıvıranların tasarrufuna teslim edilmiştir. Bir laf vardır. Ha Hoca Ali, Ha Ali Hoca, ha Ahmet, ha Dursun fark var mı? Yok. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş başkanları azıcık sıkıştı mı çatacakları kulüp Trabzonspor.
Neymiş efendim devlet Trabzonspor’un yanında imiş! Yok “Trabzonspor’un şampiyonluk maçında 3 bakanın ne işi varmış!” “Trabzonspor’u birileri koruyup kolluyormuş” gibi fütursuz laflar… Kendi yaptıklarını görmemezlikten gelen bu zat-ı muhteremlerin işleri güçleri Trabzonspor ile uğraşmak. Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi kulübünün kongresinde kendi ağzı ile itiraf ederek, “200 milyon TL’lik vergi borçlarını 16 milyon TL’ye indirdik. Git gel Ankara, yalvardık yakardık. Allah yapanlardan razı olsun” Gerçek’ten rahmetli sanatçı Öztürk Serengil’in dediği gibi Abidik Gubidik Tviste gel gibiler.. Allah bunlara akıl versin…
TRANSFER ŞART
Yeni sezonun ilk derbisinde Galatasaray, Trabzonspor’dan maç sonuna kadar daha iyi oynadı. Galatasaray takımını tebrik ediyorum. Zaten Galatasaray’ın forveti İcardı inanılmaz iyi bir santrafor kendisi iki gol attı. Bence Trabzonspor 90 dakika çok kötüydü. Çünkü sürekli rakip takımın baskısı vardı ve biz Galatasaray’a karşı bu baskıyı kuramadık.
Bulduğumuz pozisyonları ise Umut ve Bardhi gibi yeteneksiz oyuncular dolayısıyla değerlendiremedik. Galatasaray daha iyi oynadı ve 2-0 maçı kazanmasını bildi.. Neyse önümüzdeki maçlara odaklanalım. İnşallah önümüzdeki maçlarda Trabzonspor taraftarlarını sevindirecek galibiyetler alırız. Ancak bu galibiyetler için transfer şart! Yani size soruyorum bu futbolcular neden oynamıyor? Ya da antrenman yapıyorlar mı? Bizim en büyük sorunlarımızdan biri sakatlıklar, olmasaydı biz daha iyi bir takım olurduk. Hatta üst üste şampiyonluklar da gelebilirdi. Ancak sakatlıklar futbolun bir parçası elbette yani futbolu tamamlayan şey sakatlıklardır. Ancak ben bir şey biliyorum acilen eksik mevkilere gerekli transferler yapılıp toparlanmamız lazım. Yoksa çok dalgalı maçlar yaşarız…
(EFE KAAN ÖZTÜRK)
YOLUN AÇIK OLSUN BİLGEHAN HOCAM
Bu yazı aslında gecikmiş bir yazı değil… Prof. Dr. Bilgehan Erkut hocamla yolumuz 2 Ekim 2016 yılında yeğenim Dr. Ali Batur’un Erzurum Eğitim Araştırma Hastanesi acil uzman doktoru iken kesişti. Trabzon’umuzun çok özel insanları var… Hem insanlıkları hem duruşları hem yardımseverlikleri hem güler yüzlülükleri hem de liyakatleri ile gurur duymamak mümkün değil…
Harika bir insan… Hani bir söz var ya… “Adam gibi adam” diye… Prof. Dr. Bilgehan Erkut, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde bay pass ameliyatımı yapan dört damarımı değiştiren değerli bir hekim, özel bir insan, Trabzon ve Trabzonlu adına büyük bir şans… Erzurum Atatürk Üniversitesi Kalp Damar Anabilim dalı Başkanlığından sonra büyük bir sorumluluk alarak hastanenin başhekimi oldu. Onun hastası bunun hastası diye bir ayrımı asla söz konusu olmaz. Hakkında tek olumsuz söz duyamazsınız. Çok özel bir hekim. Bilgehan hoca bizim insanımız… Önce çok iyi bir insan sonra çok iyi bir hekim… İyi ki varsın. Hastanedeki kapısı herkese açık, iyi ki sizi tanımışım… Yeni görevinde başarılar dilerim değerli hocam, yolunuz hep açık olsun..
BALIKLI GÖLE ÇAMUR VE PİSLİK YAKIŞMIYOR
Geçtiğimiz Pazar günü iş insanı Hayati Başaran ailece bizleri Trabzon'un Akçaabat ilçesindeki bin 500 rakımlı Balıklı Yaylası'nda bulunan ve yaylaya ismini veren Balıklı Göl’deki yayla evine çıkarttı. Doğa harikası içerisinde hem yürüyüş yaptık hem de Balıklı gölün etrafını gezdik. Bölge bakir kalmış güzelliklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Balıklı göl yaylasına Acısu Horeften köyünün yerlilerinden başka kimse burada yayla evi yapamıyor. Köy heyetinin almış olduğu karar ile yabancı bir kişi Balıklı göl yaylasında ev yapma imkânı yok. Balıklı göl tam kafa dinleme yeri, yeşilin her tonu gölün etrafında bulunuyor. Ama gölün içinde alabalık olmasına rağmen göl bakımsız, çamur deryasının yanı sıra pislikten geçilmiyor. Bu göl temizlenirse etrafında güzel bir şekilde çevre düzenlemesi yapılırsa buraya yerli yabancı turistler akın eder. Bir Uzungöl veya Seragölü olabilir. Yeter ki Balıklı gölün içini DSİ veya Akçaabat Belediyesi temizlemesi için bir an önce çalışmalara başlasın…