Takımın temel direklerini kaybetmiş, transferde geç kalmış, kalan aslarından da sakatlık ve pozitif vakalar yüzünden yararlanamamış bir Trabzonspor'da teknik direktörlük görevine soyunan Eddie Newton, tüm iyi niyetine karşın başarılı olamadı.
Ne kendisini gösterebildi, ne de iyi bir Trabzonspor..
Oynadığı 6 maçın sadece birini kazanıp 2 beraberlik ve 3 yenilgiyle 5 puan toplayabilen Bordo-Mavililer, 21 takımlı ligde 18. sıraya inince beklenen oldu ve Newton ile yollar ayrıldı.
Bu futbolun değişmez kuralıdır.
İlk kurban her zaman teknik direktörler olur..
Çünkü kimse mazeret dinlemez, puan tablosuna bakar..
İngiliz hocaya bundan sonrası için başarılar dileyip işimize bakalım..

Bu yazıyı yazana kadar netleşmemişti ancak kuvvetle muhtemeldir ki Trabzonspor'un yeni teknik direktörü Abdullah Avcı olacak..
İki sezon açık puan farkıyla önde götürdüğü ligde bol alternatifli kaliteli kadrosuyla Başakşehir'i şampiyon yapamayan, büyük umutlarla gittiği Beşiktaş'tan başarısızlık nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Avcı, Bordo-Mavililerin yeni umudu olacak.
***
İnşallah yanılırız ve Avcı çok başarılı olur ancak kendisi ve yardımcılarının alacakları dışında yaptıracağı çok sayıda transferle kulübe büyük bir maliyet çıkaracak olan Avcı’nın sabır ve zaman isteyen futbol mantığının Trabzon gibi tezcanlı insanların takımı Trabzonspor ile uyuşacağına pek ihtimal vermiyoruz.

Geçen haftaki yazımda 'Hayallerle gerçekler uyuşmalı' demiştim...
Ve o gerçekler de bana bu sezon için 4’üncü 5’inci sıradan yukarısına hayal kurdurmaya yetmiyor..
"Efendim işte bu yüzden 3 yıllık anlaşma yapacağız' diyenlere de şunu söylerim: Ahmet Suat Özyazıcı, Şenol Güneş gibi efsanelerin bile üç yıl art arda kalamadığı Trabzonspor'da bir hocayla 3 yıllık anlaşma imzalamak demek, yüklü bir tazminatı da peşinen kabul ediyor olmak demektir..
Yani endişem şundandır: Bu şehir ve takım ikinci bir Ersun Yanal faciasını kaldırmaz. Eğer işler umulduğu gibi gitmezse Trabzonspor bu yönetimin takımı aldığı durumdan da kötü vaziyete düşer ki Allah korusun..!
O zaman bu takımı, İMF gelse kurtaramaz...
Çünkü yıkımın bir adım gerisindeyiz!

BU LİG TAMAMLANMAZ!
 
Corona belası yüzünden pek çok ülke ligleri son haliyle tescil ederken bizde ne olmuştu geçen sezon?
Maçlar oynanmış ancak küme düşme olmamıştı.
Yani ligin altındaki takımlar bir zarar görmemişti.
Zarar görmek bir yana büyük piyango vurmuştu.
Çünkü küme düştükleri halde 'Süper' denilen Lig'de oynamaya devam etmişlerdi..
FB, GS ve BJK'nin de şampiyonluk umutları bulunmadığından onlar için de bir sorun teşkil etmemişti bu durum..
Peki kim zararlı çıkmıştı bu işten?
Tek bir takım, o da Trabzonspor..
Sadece  şampiyonluğu elinden alınmakla kalmamış, elde edeceği  maddi olanaklar ve  moral motivasyonla gelecek 5 yıla damga vuracak bir konuma gelmesi engellenmiş, hem de Şampiyonlar Ligi'nde oynama şansı kalmayınca kadrosunun temel direklerini kaybederek, gelecek olanlar da engellenerek adeta darmadağın edilmişti.
Ve de Göksel Gümüşdağ'ın takımı Başakşehir şampiyon yapılarak sırası savdırılmıştı!..

Peki bu yıl büyük ikramiye kime vuracak?
İbre, garibanların üç kuruş! için patır patır puanları silinirken limitleri aşmasına göz yumularak önce 'Transfer şampiyonu' yapılan ekibi gösteriyor..
Yani, kolu kanadı kırık Trabzonspor'la oynadıkları maçta bile rakibine oranla çok daha güçlü kadrosuna rağmen 'Yurt dışında aslan, içeride güçlüye yaslan' mantığıyla maç yöneten hakem Çakır'ın üstün gayretiyle! 3 puanla buluşturulan Sarı-Lacivertliler ipi göğüslemek  için belki sezon sonunu bile beklemeyecek..
Zira, gün geçtikçe patlayan Corona vakaları yüzünden takımların çok sayıda oyuncusunda görülmeye başlanan pozitif vakalar bu ligin tamamlanmasına izin vermeyecek gibi..
TFF Başkanı Nihat Özdemir her ne kadar 'Ne olursa olsun maçlar mutlaka oynanacak' dese de daha şimdiden maçlar ertelenmeye başladı bile..
Hem hatırlarsınız, geçen sezon da “Küme düşmenin olması mümkün değil” demişti..
Ve bu durumdan vazife çıkaracakların yapacakları belli..
İkinci yarının ilk haftalarında “İnsan sağlığı her şeyden önemlidir, çok istedik ama gördüğünüz gibi bu şartlarda maçları oynatmamız mümkün değil” denilerek lig o haliyle tescillenir ve lider durumda olan takım da şampiyon ilan edilir..
Sonuçta FB kendi gayretiyle birlikte hakemlerin çabası  ve Corona'nın da marifetiyle muradına erer!..
***
Peki küme durumu ne olacak?..
O da basit..
Geçen sezon diptekiler kurtarmış, üsteki Trabzonspor kaybetmişti ya..
Eee bu işler parayla değil sırayla..
Bu sefer de alttakiler kaybedecek!
En üstteki kazanacak!..
Not: Bu yazı tamamen hayal mahsulüdür ama isteyen üstüne almakta serbesttir.
 
GÖRÜR GÖRMEZ ÇAKAN ÇAKIR!
 
Ya, bu Cüneyt Çakır isimli Zat-ı muhteremin Trabzonspor hıncı hiç bitmeyecek mi?
Ya da havayı koklamaktan hiç vazgeçmeyecek mi?
Her dönüm noktası maçta Trabzonspor'u görür görmez çakan, yakan bu Çakır'ın bizimle zoru nedir?..
Biz 12. adam olarak taraftarı yanlış biliyoruz demek..
Bu Çakır her kritik maçta rakibin 12. değil 1. adamı oluyor..
Hele bu son maçta sanatının zirvesine çıktı.
Neler yaptı neler..
Göstermediği kartlar, uydurduğu fauller, vermediği penaltılar..
Ne ararsan var..
Onlar var ama,  bir tek  VAR'a gitmek yok!..
Bir de bunun asistçi bir yardımcısı, yan hakemi var..
Hani o geçen sezon İstanbul'da oynanan FB maçının 95. dakikasında ataktaki Ekuban'a nanaydan faul çalıp taca çıkmakta olan topu Fenerliye ayağının içiyle pas verip karşılaşmanın 1-1 bitmesini sağlayan, son FB maçında da gözünün önünde Hugo'ya atılan çelmede abisini uyarmayan ve skorun 1-1'e gelmesine yol açarak yıkımın fitilini yakan yandan hakemi!
Bahattin Duran..

Yahu bu Çakır yönetimlerden önce davranıp Trabzonspor'un hocalarının biletini kesiyor.
Hatırlarsınız Trabzonspor kazansa potaya gireceği Avni Aker'deki  dönüm noktası GS maçında mutlak penaltıları çalmayıp  Fırtına'nın önünü kesmekle kalmayıp ayrıca Şota'yı da yemişti!
Şimdi de 'Newton sana güle güle' dedi..
Ee ne olacak sahipsiz takım buldu tadını çıkarıyor!
Nasılsa her yaptığı yanına kar kalıyor.
Çünkü  büyüklerimiz bu işe sadece bakıyor..
Bizim de elimizden bir şey gelmiyor.
'Aldığın milyonlar haram olsun' demekten başka.

RUMUZ İBOŞ, KAFA BOŞ!
 
Gazetelerde okumuş, internette görmüşsünüzdür..
İlayda Kılınç isimli bir kadın..
Isparta CHP Gençlik Kolları Başkan Yardımcısıymış, FB taraftarıymış.
FB -Trabzonspor maçından önce Twitter'da yazdıklarıyla bir kadının değil seslendirmek duysa bile yüzünü kızartacak sözlerle Trabzon'a hakaret etmiş, analarımıza küfretmişti..
Gözümüzle gördük, okuduk..

Tabi gördüğü büyük tepki karşısında geri adım atmak zorunda kalmış özür dilemiş filan..
Ancak 'İboş' rumuzlu bu beşere bir şeyler yazmazsak hakkı kalır..
Bakın İboş hanım, madem  futbol fanatiğisiniz kendi şehrinizin alt liglerde sürünen takımını tutsanız, destek olsanız ya..
Başkalarının takımını tutmaktaki bu iştahınız nedir?.
Demek ki rumuz İboş kafa boş,
kap tarağı aynaya koş!
 
TARİHTE BUGÜN (DÜN)
 
27 Ekim 2007..
Ziya Doğan'la yollarını ayıran Trabzonspor'da Ersun Yanal dönemi resmen başladı.. Yanal tesislerde takımın başında ilk idmanına çıktıktan sonra düzenlenen törenle resmi sözleşmeye imza attı.