Bütünüyle çürümüşlüğün içerisine batmış Türk Futbolu’nda, birileri yeni bir tartışma başlatmak için düğmeye bastı...

Fenerbahçe’nin Başkanı Ali Koç, “baba ocağı” Beşiktaş’ı ziyaretinde 2010-2011 Süper Kupası finalini oynamak istediklerini açıkladı. 
Bunun ne anlama geldiğini herkes biliyor...
Beşiktaş o sezon, şike soruşturması nedeniyle Yıldırım Demirören eliyle Türkiye Kupası’nı iade etmişti...
UEFA ve CAS, Fenerbahçe'nin şike yaptığına hükmederek, kulübü Avrupa kupalarından men etmişti... Türkiye’de ise “radara yakalanan” kişilerle kurumlar birbirinden ayrılınca düğüm kolayca çözüldü (!)...
Fenerbahçe, fırsatını bulduğunda sürekli o dönemi gündemine taşıyor... 
Peki ya Trabzonspor?
Sadri Şener sonrası seçtirilen başkanların kuru hamaset söylemlerinin dışında bilinçli yöntemlerle devre dışı bırakarak görevlerini eksiksizce yerine getirdikleri konuda, şehir ve camia zaten yaz-kış uykuda... 
Uyanmaya da niyeti yok...
Süreci FETÖ kumpasına bağlayanların, cebinde “bylock” yüklü iki telefon taşıyan başkanın iki defa seçilmesine vesile olmaları da ülkemizde her gün yaşadığımız tezatların bir başka versiyonu..
Trabzon’a dönersek; kulüp ve şehir o defteri çoktan kapattı... Verilen mücadeleler sadece anılarda kaldı... 
Siz boşverin, şikeyi, CAS’ı, UEFA’yı; Nwakaeme dönüyor mu, ondan haber verin?!..
Son günlerde yaşananları gördükten sonra bu ülkenin futboluna 2010-2011 Süper Kupası fazlasıyla yakışır elbet... Hele de Suudi Arabistan’a nazire olsun diye bir de kardeş ülke Katar’da oynanırsa tadından yenmez... 
Trabzonspor’un hakkını korumak yerine özel görevle sessizliğe bürünen son dönem başkanlarına da o kupayı yerinde izlemek düşer...
Yolları açık olsun...