Ne çok kayıp verdik Ağustos ayında. Nizamettin Algan, Orhan Çavuşoğlu… Çok taze,  hüzün veren ölümler…

İyilikleri ile anılan bu iki isme ben de rahmet diliyorum.

Onlara ve Eylül’ü göremeden tüm göçenlere…

Evet başka ölümleri de vardı Ağustos ayının.

Hem de hatırı sayılır oranda!

Öyle ki sadece denizde beş kişi hayatını kaybetti.

Sıcağa dayanamayıp, denizin bağrına koşan beş kişi Eylül ayını göremedi.

Aile içi birbirine saldıranlar birbirini öldürenler de oldu maalesef.

Bir de canına kıyanlar!

Her intihar haberini öğrendiğimde boğucu hava ne kadar etkili oldu acaba diye sormadan edemedim kendime?

Ya trafik kazaları!

En çok hayatını kaza sebebiyle yitirdi insanlar. Karayollarında meydana gelen trafik kazaları yine birinci sırada can aldı, can yaktı!

Oysa kesin gidişlerin, ayrılıkların, ölümün mevsimi Eylül değil miydi?

Hazan mevsimine kalmadan gitmek de neyin nesi?

Nemi dağıtan Eylül öfkeyi de intihar duygusunu da dağıtır yok ederdi belki! Bekleseydiniz ya!

Sadece hazan mevsiminin sıralı ölümlerini duymuş olsaydık keşke.

Yahya Kemal ölümün uzun bir sonbahar olduğunu söylüyor: ‘Fani ömür biter bir uzun sonbahar olur’

Edebiyat baştan ayağa Eylül’dür desek abartmış olmayız.

Şiir bir yana romanı bile vardır Eylül’ün.

Öyle naiftir ki on iki aydan sadece Eylül ve Nisan kızlara adını verebilmiştir.

Daha çok da Eylül!

Ayların cinsiyeti olsaydı eğer Eylül, Nisan ve Haziran hemcinslerim olurdu şüphesiz.

İnciri, kokulu üzümü, dağılan nemi, açılan balık sezonu çarşafa dönen denizi ile sonbaharın en verimlisi ve en güzeli değil midir sizce de?

Ne tamamen yazdır Eylül ne de tamamen kış

Güneş etkilidir  fakat berraktır hava, nem iyiden iyiye azalmıştır. İncir dalında çizik çizik armut dallarının bazısı yüklerinden kırıktır.

Portakal, greyfurt, mandalina, limon, yeşil yeşil varlığını ortaya koymuştur.

Ortancalar iyiden iyiye solmuş, hanımeliler yaymaya başladıkları koku ile ben buradayım diyordur.

Sahi rengi sarının tüm tonları olan Eylül’ün kokusu nedir?

Hanımeli mi kara üzüm mü?

Yerli halk kış hazırlıklarına, yazlıkçılar şehirden ayrılma hazırlıklarına başlamıştır.

Konserveler, reçeller için kolları sıvayan halk, fiyatların en ucuz olduğu bu ayda sukut-u hayale uğramıştır. Eylül ayının ahengi bolluk bereketine ket vurulmuştur.

12 Eylül ile yara alan büyülü ay, bu kez başka bir yara almıştır.

Ahengini bozduğumuz için verdiğimiz tüm rahatsızlıklar için bizi affet Eylül.

Bunlara rağmen yine de hoş gel hoşluklar getir!