Yukarıdaki iki takımın kazandığı, aşağımızdaki iki takımın da berabere kaldığı bir haftada Göztepe ile, Samsunspor ile arayı açmak, Fenerbahçe ile, Galatasaray ile aranın açılmasına mani olmak adına mutlak kazanılması gereken bir müsabakaydı bu müsabaka.
Başakşehir için de aşağıdan uzaklaşma adına hayati bir müsabakaydı.
Kadroların açıklanması ile Visca’nın kadroda yer bulduğunu, Batagov’un tekrar formasına kavuştuğunu gördük. Augusto ile Onuachu’nun çift santrafor oyuna başlaması cesur bir hamleydi.
Lakin bilinen bir gerçek var ki, Kağıt üzerinde ne olduğundan daha kıymetli olan sahada ne olduğudur. Trabzonspor etkili bir maç başlangıcı yapamadı. Dengede bir maç başlangıcı oldu diyebiliriz. Visca’nın maruz kaldığı sert faul sonrası rakip bir kişi eksik kalsa da doğru oynayan taraf Başakşehir, panik yapan tarafın Trabzonspor olduğunu söylemeliyiz. Okay’ın basit hatasıyla penaltıya sebep olması sonrası geri düşmemiz de gecikmedi (0-1).
Gol sonrası birkaç dakika panik yaşansa da sonrası oyunun kontrolü Trabzonspor’un eline geçti. Gol de gecikmedi zaten (1-1). Gol sonrası bencillikler, acemilikler, beceriksizlikler birbirini izledi. Karşı karşıya hoyratça harcanan pozisyonlar sonrası atamayana atarlar sözü hayat buldu (1-2). Bu gol ilk yarının da skoru oldu.
İkinci yarı çok daha iyi bir Trabzonspor gördük sahada. Birçok net gol girişimi Başakşehir kalecisinin ellerinde eridi. Dakikalar birer birer erirken oyun da kontrolden çıktı. Saçma sapan pas tercihleri, top kayıpları derken oyundaki tempo iyice düştü. Beklenen goller ard arda geldi. Önce penaltı sonra Muçi ile skor bir anda 3-2’ye geldi.
Gol sonrası yine sebepsiz bir gerginlik, yine aptallık, acemilik, yine savunma hataları ön plana çıktı. Duran topta saçma sapan bir gol yiyen Trabzonspor son dakikada golü yedi.
Artık herşey bitti derken 2 puanı gitti derken Trabzonspor taraftarının kim aldı bu adamı dediği Muçi oyunun kaderini değiştirdi ve 3 puanı aldı..
Muçi için bu maçı bekliyormuş diyebiliriz.
Tebrikler çocuklar