Bu Avrupalılar bizi neden kıskanır anlamıyorum.
Sadece Avrupalılar mı, hayır!
Amerikalılar da fena halde kıskanırlar bizi.
Oysa,
Dünyanın en büyük markaları onların.
En kaliteli otomobilleri onların.
Gelişmiş sanayi onların.
Teknoloji onların.
Savaş uçakları onların.
Bilgisayar bilişim teknolojisi onların.
Yazılım programları onların.
Gelişmiş demokrasi onların.
Başarılı üniversiteler onların.
Savaş gemileri,
Uçak gemileri onların.
Ama gel gör ki hala bizi kıskanıyorlar.
Neymiş, çamaşır makinesi yapıyoruz...

ASIM AYKAN

Asım Aykan, yaklaşık 50 yıldır  siyasetin içinde.
Hoca Necmettin'in öğrencilerinden.
Sakin tabiatlı.
Konuşmalarını ölçüp biçen,
Karşısındakine değer veren,
Böbürlenmeyen,
Trabzon Belediye Başkanlığı döneminde,
İktidar muhalifi olduğu halde başarılı hizmetler sunan.
Kültür ve sanat hizmetlerinde Trabzon'a,
Sanatçılara muhteşem bir dönem yaşatan.
Çok sayıda eserler yayınlatan,
Personelini, motife eden,
Onları iyi örgütleyen.
Aşırı tevazusuna rağmen disiplini elinde tutan.

Herkesi dinleyen,
Değer verdiğini hissettiren.
Yatırımcı bir başkan olmuştur.
*
Milletvekilliğinde aynı katkıyı kente verdiğini göremedik.
Ama ben yine de Parlamentoda olmasını,
Hatta yatırımcı bir bakanlık görevinde bulunmasını temenni ederim.
*
Trabzon'un yetiştirdiği önemli birisim.
Kenarda kalmamalı.
Yani sahaya sürülmeli.
Yoksa yazık olur.

HER ŞEY GÜZEL OLACAKTI

"Evet" oylamasının ertesinde her şey bambaşka olacak.
Hava berrak olacak,
Gelmek bilmeyen bahar gelecek.
Çiçekler açacak.
Kuzular sevinçlerinde hiç durmadan meleyecek...
*
Hatta baş belası “terör zınk diye kesilecek” deniliyordu.
Ne oldu biliyor musunuz,
Terör yenide başladı.
Referandumdan sonraki bir hafta içinde toplam 20 şehit verdik.
Evet, sadece bir haftada 20 şehit.
Şaka bir tarafa havalar da bildiğiniz gibi...
*
Sonra Çaykur ipotek edildi.
Kuru fasulye ithal edildi.
Almanya'dan ekonomik destek istendi.
İlaç katkı payına yüzde 70 zam geldi.
Muayene katkı payına yüzde 60 zam geldi.
Enflasyon beklentisi yüzde yüzü şaştı.
*
Demek ki neymiş,
Meydanların hesabı gerçeklere uymadı.
Demek ki neymiş, siyasetin ipiyle kuyuya inilmezmiiş.

BEN

Ufak şeyleri dert etmemeye çalışıyorum.
Hayatı olduğu gibi kabul ediyorum.
Gazetecilik alanıma giren konular hariç,
Tenkit etmek isteğimi bastırıyorum.
Rastgele güzellikler yapmaya çalışıyorum.
Bir sorun olduğunda, başkalarından önce kendimde suç arıyorum.
Her şeye hakim olmaya çalışmıyorum.
Her kesin fikrini dinliyorum ve mutlaka doğruya doğru diyorum.
Dinlerken göz temasımı asla kesmiyorum.
Haksız olmaktan korkmuyorum, gerekirse özür diliyorum.
Herkese yaranamayacağımı iyi biliyorum.
Vefalı olmaya çalıyorum.
Sevginden yana cimri davranmıyorum.
Gerçeği kabul ediyorum ve biliyorum ki hayat asla adil değildir.

NEM KALDI

Türk Telekom Arapların.
Telsim İngilizlerin.
Kuşadası limanı İsraillilerin.
İzmir Limanı Hong Kongluların.
Araç muayenesi işi Almanların.
Başak Sigorta Franz'ların.
Adabank Kuveytlilerin.
İETT garajı Rubai'lilerin.
Avea Lübnanlıların.
Petkim Ermenilerin.
Rakı Amerikalıların.
Finansbank Yunanlıların.
Oyakbank Hollandalıların.
Denizbank Belçikalıların.
Türkiye Finans Kuveytlilerin
TEB Fransızların
Cbank İsraillilerin
MNG Bank Lübnanlıların.
Alternatif Bank Yunanlıların.
Dışbank Belçikalıların.
Şekerbank  Kazakların.
Yapı Kredi bankasının yarısı İtalyanların.
Türkcell'in yarısı Finlilerin ve Rusların.
Beymen'in yarısı Amerikalıların.
Enerjinin yarısı Avusturyalıların.
Garantinin yarısı Amerikalıların.
*
Şimdi soruyorum,
Nem kaldı?

YANCILARA LAF YOK

Okuduğumda acayip keyif aldım şu yancılardan.
Adamlar imtiyazlı kimselerdir.
Kahveciler onlara hastadır.
bakın bu yancıların ne yetkileri var.
Yancılar kahvelerin temel taşıdır,
Vazgeçilemez.
*
Masaya gelen her türlü yiyecek ve içecekten dilediği oranda yararlanabilir.
*
Yancı kendisine izzeti ikramları beklemeden de kendisi talepde bulunabilir.
*
yancı masada herhangi birine ait igaralardan dilediğini yakabilir. izin almak zorunda değildir.
*
Masada oyunla ilgili yorum yapabilir.
*
Kağıt ve taş dizimine yardım edebilir.
*
Verdiği fikirlerle ortamı gerse de, ona yönelik aksi cevap verilemez.
*
Oyundan kalkanların yerine oturabilir.
Hatta bu durum sonucu yenilseler de hesaba ortak değildir ve edilemez.
*
Bu durum adeta bir anayasadır,
Harfiyen uygulanır.

BENDEN SÖYLEMESİ

Evet iddia ediyorum.
Ak partide "Damatlar" mevzuu kadar bir tahribatı hiç almamıştır.
Hatta 17-27 Aralık ta bile bu kadar hasar bırakmamıştır.
Çünkü onlar,
İftihardır.
Tertiptir.
Montajdır.
Gibi savunmaların etkisiyle tesirsiz hale getirilmiştir.

Lakin bu durum öyle değil.
Burada alenen,
Görülen ve bilinen mevzulara rağmen,
"Çocuklara masallar" mahiyetinde gerekçelerlerle unvanı enişte olarak bilinen kimseler
serbest bırakılmışlardır.
*
Oysa aynı iddialarla tutuklanan binlerce,
On binlerce insan yıllardır mahkeme olacakları günü beklemektedirler...
İşte bu çifte standart;
Dediğim gibi Ak Partiye büyük bir imaj kaybettirmiştir.
*
Ak partililer bu durumu etraflarına anlatamıyor,
Savunamıyor,
Gelişmelerden fena halde rahatsız oluyorlar...
*
Algı,
"Ak Parti de, diğer partiler gibi olmaya başlamış"
Anlayışı hızla yayılıyor...
*
Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in partililerine yaptığı bir konuşmada,
"Benim sizlerden ricam şudur.
AK Partili olmak gurur abidesi olmak değildir.
İktidar gücünü gururlanma sürecine katkıda bulunsun diye kullanmamalıyız.
Tam aksine tevazu ehli olmak suretiyle vatandaşlarımıza yaklaşmalıyız.
Bunu yapmak durumundayız.
Aksi takdirde Rabbimin bize verdiği bu nimeti süratle kaybederiz.
Bu bakımdan tüm il, ilçe teşkilatlarımızın kapı kapı, dolaşmak durumundayız."
*
Evet, Cumhurbaşkanının bu tavsiyesi Ak Partinin siyasette halka inme yöntemidir.
Doğrudur ve yıllardır bu politikayla çok da başarılı olunmuştur.
Lakin dedim ya, Ak Parti özellikle bu damatlar mevzuunda önemli yaralar almıştır.
Benden söylemesi.

FIKRA

Adam nezaketli konuşan,
Eşine sürekli aşkım sevgilim diyen karısını ödüllendirmek için onu hacca gönderir.
Haç görevini yerine getiren kadının adeta huyu değişmiştir.
Artık o güzel sözler tarihte kaldı.
Adam dayanamaz ve eşine;
Hani ben senin aşkındım.
Sevgilindim!
Her şeyindim.
Kadın kocasına,
İyi de bey, ben artık hacıyım;
Yalan mı konuşayım istiyorsun.