Türk astronot ilk kez uzaya çıkmış, biz neyi tartışıyoruz arkadaş? Şu Trabzonspor'un yaptığına bak! Yenersin konuşulursun, yenilirsin yine konuşulursun...
Neymiş efendim, Trabzonspor Galatasaray'dan niye 5 yedi? Neymiş, bu kadar pasif futbol oynanır mı? Neymiş, Abdullah Avcı, Fener'e kumpas mı kurdu? Uğurcan, Zaha'nın attığı özellikle ikinci golde çamura mı yattı? Fenerbahçe'ye karşı tarihinin maçını oynayıp Kadıköy'den güle oynaya ayrılan Trabzonspor şampiyonluk yarışındaki Galatasaray'a hatır şikesi mi yaptı? İddiaların en absürt olan yanı Başkan Ertuğrul Doğan ile ilgili... Sosyal medyada Aynaroz Kadısı Fenerliler cümbür cemaat Doğan'ı tefe koyup güya alaşağı etmeye çalışıyor...
Ertuğrul Doğan'ın cengaver kadrosu bu hayati maçta neden sahaya çıkmadı? Doğan Galatasaray'la danışıklı dövüş mü yaptı? Abdullah Avcı'nın kadro tercihlerine neden müdahale etmedi? Kağıt üzerinde favori(!) gösterilen Trabzonspor, Galatasaray'a karşı neden "Hayalet" kimliğine büründü? Ve daha neler neler... İnanın bu tür yorumlara sadece gülüyorum... Eeee bu zemheri ayazında gülmek, kahkaha atmak strese bire bir. Uzmanlar öyle diyor. Değerlendirmek lazım. İlahi Fener şürekası! Adamı gülmekten öldürürsünüz siz! Siz değil misiniz İstanbul'daki maçta Bursaspor'un şampiyon olduğu sezon sahaya fırlayıp timsah yürüyüşü ile şampiyonluk kutlaması yapan? Sizin başkanınız değil miydi 'Şike yaptıysam Fenevbahçe için yaptım' diyen? Sizin teknik adamınız (Otto Bariç) değil miydi beline isabet eden küçücük bir taş nedeniyle can havliyle başını tutup yere kapaklanarak Trabzonspor'un kupada hükmen yenilmesine neden olmayı planlayan? Ali Koç kendi başarısızlığının faturasını yine Trabzonspor'a kesme peşinde ki, piyonlarını öne sürüp psikolojik savaşta galibiyet hedefliyor. Yemezler koçbaşı, yemezler...
Hiçbir Fenerli, Samsun önünde kaybedilen iki puanı sorgulamazken bu insancıklar Afrika Kupası ve sakatlıklar nedeniyle kolu kanadı kırık Trabzonspor'un sahasında Galatasaray'a karşı yediği golleri mikroskopla inceleme derdine düşmüş.
Bir hafta önce Antalyaspor maçında Trabzonspor'un sergilediği beyhude futbolu Fenerli ayyaşlar süper buldular ki seslerini çıkarmadılar. Ama adamlar haklı Sayın Başkan (Ertuğrul Doğan)! Ceketini çıkarıp sahaya girecektin Galatasaray maçında... Futbolcularına, teknik heyetine öncü kuvvet sen olacaktın! Taraftarın önünde Abdullah Avcı'ya okkalı bir fırça çekip haddini bildirecektin! "Senin süper yıldızların (Onuachu, Pepe, Trezeguet, Orsic, Bakasetas, Abdülkadir Ömür, Fernandez...) varken bu kadro da ne!" demeliydin! Taktik, varyasyon futbol literatüründe ne varsa uygulayacaktın! Osman Hamdi Bey'e evrilip belki "Kaplumbağa Terbiyecisi" olmayacaktın ama bir "Aslan Terbiyecisi" olabilirdin! Tövbe tövbe... Adamı günaha sokarsınız siz Kadıköy ulemaları! Bakın işinize! Biz kendi derdimize yanalım. Uzay çağına girdik, sizin çekim gücünüz batsın emi!
KRİZİ İYİ YÖNETEMEDİ!
Abdullah Avcı Trabzonspor'un teknik direktörü. Ekibinde tam 11 yardımcısı ve takım menajer bulunuyor. Trabzonspor Ligin 4.büyüğü. Sıradan bir Anadolu takımı değil. Trabzonspor taraftarı keza öyle. Değil Türkiye, dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin istinasız en fazla ateşli taraftarı olan bir şehir takımı. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan da, Teknik Direktör Abdullah Avcı'ya büyük sevgi ve saygı duyuyor. Maalesef Abdullah Avcı, bu sevgi ve saygıya gereken itinayı göstermiyor. Ve maalesef kendi sorumluluğu içindeki bir konuda, Başkan Ertuğrul Doğan'ı ve yönetimi taraftarının önüne atıyor! Bu da hem yönetime hem de Trabzonspor'a büyük zarar veriyor. Abdullah hoca, Galatasaray hezimetinden önce, antrenmanda Abdülkadir Ömür ve Ümit Bozok'u göremeyince çok gereksiz bir şekilde şu açıklamayı yapıyor: “Sebebini bilmediğim bir şekilde Abdülkadir Ömür ve Umut Bozok aramızda yoktu. Onlarla ilgili kulübümüz açıklama yapar. Abdülkadir Ömür ve Umut Bozok çeşitli sebeplerden dolayı antrenmanlarda yoklar. Nedenini bilmiyorum."
Abdullah hoca şimdi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Böyle bir açıklamanın ne gereği var. Eğer sizin iki futbolcunuz antrenmanda yoksa sizin bundan haberiniz yoksa bu skandaldır. Olacak bir şey değil ama sizin haberiniz olmadı, o zaman teknik heyetinizde emrinize amade 11 yardımcınız ve takım menajeriniz ne iş yapıyor? Onlar birebir, futbolcuların bizatihi 24 saatinden sorumlu hocalar değiller mi? Olmaları gerekmiyor mu? Ya da bu iki futbolcunun nerede olduklarını bilmiyorlar mı? Ya da biliyorlar da size mi bu bilgiyi sunmuyorlar? Veya sunuyorlar da, siz mi açıklamanızda, bilmediğinizi söylüyorsunuz? Bu mümkün olabilir mi? Neresinden bakarsanız bakın bu konuda samimi davrandığınıza inanmıyorum! Ve o ki, kulüp bünyesinde bu sorunu çözmeniz gerekirken, bunu kamuoyunun önünde tartışılır hale getirdiniz, o zaman havada kalan tüm soruları da aydınlığa kavuşturmanız gerekir. Abdülkadir ve Umut Bozok’un antrenmanda olmamalarının nedenini bilmediğiniz konusunda yaptığınız açıklamayı samimi görmediğimi altını çizerek tekrar edeyim. Üstelik de var olan bir krizi siz çok kötü yöneterek bir çuval inciri berbat ettiniz. Ve hepsinden kötüsü de siz burada kendinizi kurtarmaya çalışarak, başkan ve yönetimi ateşe atmış oldunuz. Galatasaray gibi çok önemli bir derbi maçı öncesindeki böyle bir krizin kamuoyuna yansıması elbette ki, maçı da etkileyecekti ve etkiledi de. Sonuçta hem futbolcular hem de başkan ve yönetim taraftarın önüne atıldı. Karşılığında da Trabzonspor’a çok ağır bir bedel ödetilmiş oldu.
DARAĞACININ GÖLGESİNDEKİLER
Laf kalabalığı yapmayı sevmem, kalbimden geçeni direkt yazar veya söylerim. Trabzonspor’un 38 yıl sonra şampiyon olmasında büyük katkısı oldu. “İyi günde kötü günde Trabzonspor” dedi. Canından çok sevdiği bordo-mavili formaya toz kondurtmadı. Hep kulübünün menfaatlerini düşündü. Takımını yarı yolda bırakıp gitmedi. Gelen transfer tekliflerini elinin tersiyle itti ve kalbine kilit vurdu. Avrupa takımları ile birlikte, Türkiye’den Galatasaray ve Beşiktaş ona teklif yaptı, oysa o mağrur bir yüz ifadesiyle "Ben Trabzonspor’un Uğurcan’ıyım" dedi. Galatasaray maçından sonra kendini bilmez taraftarlar tarafından topun ağzına kondu. Belli ki ahde vefa demesine rağmen birileri onu harcamak için düğmeye bastı. Neymiş efendim bilerek goller yiyormuş, topa atlamıyormuş, eski yöneticiler “Uğurcan satılsaydı bu işler olmazdı" diyerek geçmiş gündemleri tozlu raflardan indirmeye çalışıyorlar… O eski yöneticilere sormak lazım; Siz Trabzonspor’da yönetici iken Uğurcan ile aynı kareye girmek için sıraya dizildiğinizi ne çabuk unuttunuz..?? Taraftar pek bilmez ama ben çok iyi bilirim… Şimdi bir çok kişi vurun abalıya misali Uğurcan’a yükleniyor.!! Uğurcan’ı seversiniz sevmezsiniz, kaleciliğini beğenirsiniz, beğenmezsiniz, Galatasaray maçından sonra Uğurcan’ı yuhalamaya veya niyetini-tavrını sorgulamaya hakkınız yok…!!! Uğurcan’ın da sabrı bir yere kadardır. Acaba Uğurcan’ı bu şekilde yuhalayanlar hakaret edenlerin aileleri yok mu?? Uğurcan’ın adam gibi adam olduğunu unutmayın, onu başkalarıyla karıştırma gafletinde bulunmayın..!!! Ona günah keçisi muamelesi yapmayın, kendinize gelin.. Düşün Uğurcan’ın yakasından! Trabzonspor’un takım kaptanı ve milli takımın kalecisi olmasına rağmen kulübe maddi açıdan hiçbir zorluk çıkartmadı. Bazı yabancı futbolcular paralarını alamadığında hemen avukatları ve menajeri ile kulübü Federasyon'a şikâyet ediyorlar, peki böyle durumlarda Uğurcan ne yapıyor?? Süreci idare ediyor. Yönetimin ödeme konusunda ileri bir tarih belirlemesine rağmen “Boynum kıldan ince, kulübüm iyi olsun, para işi kolay” diyebilen kaç oyuncu bulabilirsiniz?? Yabancı futbolcular oynamasa da el üstünde tutulurken yerli futbolculara olmadık hakaretler yapılıyor. Şimdi birileri Uğurcan’ı asmak için darağacını hazırlıyorlar…Yağlı urganı boğazına geçirmek isteyenler yeni yeni kumdan çıkmaya başladılar… Sanki Uğurcan maç sattı, kulübüne ihanet etti, arkadaşlarını örgütledi ve karışıklık çıkardı… Tabii ki bunların hiçbirini yapmadı. Bilakis kulübüne ve takımına sahip çıktı ama ne hikmetse Galatasaray mağlubiyetinden sonra taraftarların sadece Uğurcan’ı yuhalamasına çok yanlış ve abesti.. Kaptan Uğurcan’a gelene kadar bu takımda yuhalanacak yerli ve yabancı çok oyuncu var… Sizler onu değil Trabzonspor'u cezalandırıyorsunuz. Uğurcan’ı yuhalamakla ona tepki göstermekle Trabzonspor'da her şeyin düzeleceğini zannediyorsanız hayal dünyasındasınız demektir. Tamam, işin profesyonelleri futbolcular, amatörü taraftardır ama be kardeşim bu kadarda amatör olmayın, yıllar yılı aynı hatalar, aynı bakış açıcı, biraz olsun kendinizi geliştirince şu futbolcuların yakasını rahat bırakın, bırakınız onlarda işlerini rahat rahat yapsınlar… Başarmak elbette hayal etmekle başlar ama şu da bilinmeli ki küçük hayaller insanın yüreğini harekete geçiremez. Başaracaksak, büyük hayallerimiz olacaksa bu ufak işleri bir kenara bırakmamız lazım… Son olarak söylemek isterim ki; Uğurcan hangi takımın kaptanı olduğunu çok ama çok iyi bilen, temsil ettiği camianın ağırlığını taşıyabilen, yönetebilen, lider karakterli, gururlu bir insan olmanın yanında iyide bir profesyoneldir..
TRABZONSPOR’U YAŞIYORSAK YAŞATACAĞIZ DA
Şampiyonluk sezonunda dünyanın her yerinden gelen taraftarlar neredeyse biletleri bitiriyorlardı. Maç haftası bilet bulmak imkânsız hale geliyordu. Şehirde gerçek anlamda bir karnaval havası oluşuyor, insanlar mutlu şekilde gülüp eğlenip maçını izleyip evlerine dönüyorlardı. Trafikte bile herkes inanılmaz kibardı. Değil Trabzon’un, bölgenin kimyası değişmişti. Trabzon mutlu “İnsanlar şehri” olmuştu. Bu şehirde on binlerce insanın katıldığı şampiyonluk kutlamalarında tek bir adli vakanın çıkmamasının dünyada örneği yoktu, evet tek bir adli vaka çıkmamıştı Trabzon’da.. İşte Trabzonspor büyüklüğü budur, insanları kaynaştıran duygudur Trabzonspor, hani söyleriz ya aileden biri gibi, hah işte tam olarak öyledir Trabzonspor sevgisi, Baba gibi severiz kulübümüzü.. Aynı Trabzonspor’umuza şimdi bakıyorum da sanki çocukları tarafından terk edilmiş bir baba gibi... Üzülüyorum, içim parçalanıyor. Yapmayın, etmeyin diye haykırasım geliyor. İyiyken herkes yanında, hastalanınca kapısını açan yok… Nasıl ki babayı yalnız bırakamazsın Trabzonspor’u da yalnız bırakamayız... Çok kötü günler geçiren Beşiktaş neredeyse dolu stadyuma oynuyor, keza geçmişte Fenerbahçe’de de durum aynıydı, Galatasaray’da da… Büyüğüz diyorsak ve tekrar şampiyonluk şarkıları söyleyerek mutluluk gözyaşları dökelim istiyorsak, zor günlerinde kulübe sahip çıkacağız ve o stadı dolduracağız. Kişiler gelir geçer, aslolan Trabzonspor’dur… Trabzonspor’u yaşıyorsak, yaşatacağız da…
BAKIYORUM DA HERKES BAKASETASCI OLDU
Vay bee bu Trabzon insanından bir şey anlamıyorum. Milliyetçilik duygularından hiçbir zaman ödün vermeyen bu güzel şehrimde insanlar değişmeye başladı. Ne hikmetse yerlinin yerlisi olan oyuncularımız tu kaka oluyor, kırk kat yabancı olan ve hatta Trabzon’u beğenmeyenler bile el üstünde tutulabiliyor. Bunlardan biri de Trabzonspor’un Yunan oyuncusu Bakasetas.. Galatasaray ile oynanan maçtan sonra herkes sosyal medyasında Bakasetas için neredeyse iki gözü iki çeşme ağlayacaklar. Kimi büyük futbolcu, kimi kalmalıydı gitmemeliydi diyor Trabzonspor’da yöneticilik yapan ve Alanyaspor’a ile oynanan maçta kısa pantolonla protokol tribününde yer alan eski yönetici ise "Teşekkürler Bakasetas. Seni böyle uğurlamak istemezdik. Bu maç unutulur geçer de biz seni hiç unutmayacağız" şeklinde mesaj yayınlayarak sanki timsah gözyaşları döküyor gibiler. Kimse sormuyor ki Trabzonspor yönetimine bu Bakasetas’a ne kadar para verdi, ülkesindeki takımla ne kadar paraya anlaştı?? Bakasetas iyi futbolcu olabilir, iyi insan da olabilir. Bunlar için bir şey demem ama bir futbolcu benim şehrimi beğenmiyorsa burada tüm imkânlara rağmen kalmak istemeyip gitmek istiyorsa bu oyuncunun peşinden ağlamaya sızlamaya hiç gerek yok… Trabzonspor yönetimi Bakasetas’a yıllık 2 milyon 750 bin Euro verdi. Trabzonspor yönetimi Yunan oyuncuya kulübün tapusunu mu verseydi belki daha kıymetli olurdu. Fatih Terim’in çalıştırdığı Panatinaikos ile yıllık 1 milyon 750 bin Euro’ya anlaştı. Bakasetas hazretleri Trabzonspor’un kendisine vermiş olduğu parayı beğenmeyip ülkesine gitti, gitmesine zerre kadar üzülmedim. Trabzonspor’u istemeyen oyuncu varsın nereye giderse gitsin. Bu şekilde Trabzonspor’dan ayrılan oyuncuların ne halde oldukları ortada. Bazı oyuncular vardır, onların yeşerebilecekleri ortam Trabzon’dur, Trabzonspor’dur. Bu tarz oyuncular Trabzonspor’da form yakalar ve yıldız olurlar ve eğer sonrasında “Ben büyük futbolcuyum” havasına girerlerse işte o zaman işleri biter, Bakasetas’ı da göreceğiz, umarım buradaki tavırlarını orada da sergilemez, eğer yaparsa Terim hocasıyla çok sorunlar yaşar…