İstiklal Marşımızın büyük şairi Mehmet Akif, “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinde “Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:/İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek” diyordu. Safahat’ın altıncı bölümüne ad olan “Asım”, o metindeki Köse İmam’ın, diğer adıyla Ali Şevki Hoca’nın oğludur. Köse İmam, Akif’in babasının sevdiği bir talebedir. Asım, Akif’in hayalindeki inançlı nesli sembolize eden bir isimdir. Yani o düşüncedeki insanların temsil ettiği bir kitlenin adıdır. O, Türk gençliğinin önünde duran bir rol model olarak anılmaktadır. Bu manzumedeki diyaloglara göz atınca bu kişiliğin neyi temsil ettiği anlaşılabilir. Akif’e göre milletimizin fertlerini dizayn ederken bu rol model esas alınmalıdır.

              

Akif’in ‘ideal model’ olarak sunduğu “Asım”,  maddî ilimlerle manevî ilimleri şahsında birleştirerek güçlü bir kimlik ve kişilik olmuştur. Bu şahsiyet millî, İslamî ve insanî değerlerin öncüsü olma vasfında ve niyetindedir. Onun vazifesi, edindiği güçlü vasıflarla Anadolu’yu ve Anadolu insanını aydınlatmaktır. Onun ışığının kaynağı güçlü İslâm güneşidir.

              

Mehmet Akif, zihninde hassasiyetle tasarladığı, gerçek hayatta görmeyi çok istediği bu güçlü kişiliğe büyük ümitler bağlamıştır. “Asım” onun rüyalarını ve hülyalarını gerçekleştirmeye namzettir. O, edindiği rahmanî ve insanî değerlerle yarınların dünyasını imar ve inşa edecektir. İnsanlığı huzura kavuşturacaktır; iri ve diri kalmasını sağlayacaktır.

              

Akif’in “Asım” isminde simgeleştirdiği nesil fedakâr ve idealisttir. Eksik yanlarını bilen ve onları gidermek için çaba sarf edendir.  O kutlu nesil ki esaret karanlığını hürriyet meşalesiyle aydınlatandır. ‘Biz’ için ‘ben’ini feda edendir; kendini milletine adayandır.