Tam da 15 Temmuz sonrası sosyal medyaya düşen bir video...

Bir ev, belli ki evin salonu...

Perdenin üstünde, daha önce adını hiç ama hiç duymadığım ( adını yazmayacağım ) bir isim“ Allah c.c nuru ..... ....”

Önde özenerek süslenmiş, üzerine çiçekler, tüller, yiyecekler ve doğum günü pastası konulmuş bir masa. Masanın etrafında 6 kişiden oluşan örtülü abla grubu.

Sağ başta ki ablamız başlıyor doğum günü mesajlarına.

- Doğum günün şad olsun efendimiz. Seni seviyoruz Allah rızası için. Allah ayırmasın bizi elhamdülillah çok şükür bu günlerimize.

Kamera ikinci ablamıza geçiyor. O da başlıyor iyi dilekler notunu iletmeye. - Allah c.c nuru efendimiz. Seni çok seviyoruz. Doğum günün kutlu olsun. Seni çok seviyoruz Allah rızası için.

Derken 3. Ablamız konuşmaya başlıyor. - Seni bize bulduran Rabbime şükürler olsun.Canım efendim iyi ki varsın.

Derken söz bu defa 4. Ablamızda.

- İki cihanın nurusun efendim. Doğum günün kutlu olsun efendim. Seni gösteren bu günümüze şükürler olsun efendim.

Ve söz 5.inci ablamızda.

- Canım efendim, seni çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun Allah razı olsun senden.

6.Ablamız biraz çekingen. Kısa ve net cümleler kuruyor.

-Selamün aleyküm efendim. Doğum günün kutlu olsun...

Allah’ın adını yarım yamalak geçiştirip, zerre çekince gösterilmeyen fakat sıra kula yani efendilerine geldiğinde onu göklere çıkartan, yüzlerde çiçekler açtıran, büyük bir saygı duyurtan bu sistemde, 15 Temmuz ve öncesinde yaşananlardan hiçbir şeyden ders alınmadığını gördüm bu videoyla.

Bu insanlar nereden buluyorlar birbirlerini, bir insan bir insanı neden bu kadar yüceltme sevdalısı olur, ne yaşıyorlar da buna ihtiyaç duyuyorlar, ruh dünyalarında neler oluyor da bu derece itaat düzenine kaptırıyorlar kendilerini bilmiyorum.

Bildiğim tek şey; insanlarda yaratılan Allah korkusu yerini, Allah sevgisi almadığı sürece bu hoca efendilerin asla bitmek bilmeyeceği...

Dünyanın bir çok yerine gittim. Hatta Türklerin yoğun turist olarak gittiği yerlere de gittim ama hiç Türkçe tabela görmedim. Turist olarak gittiğimde Türkçe olarak duyduğum tek şey Maldivler de Tarkan’ın Kuzu Kuzu şarkısıydı.

Bundan başka hiçbir Türkçe kelimeye şahit olmadım.

Bunu da bildiğim için, İngilizce dışında dilini bilmediğim bir ülkeye gidiyorsam yola çıkmadan önce alırım elime o ülkenin sözlüğünü olur biter. Yani sunulan hiçbir savunma beni ikna etmiyor.

Üstelik artık telefonlarda konuştuğunuzu saniyesinde tercüme eden uygulamalar varken.

Ve herkesin elinde telefon var.

Bu yüzden lütfen artık dili bahane edip Arapça tabelaları kimse şirin göstermeye kalkmasın. En azından ben şirin bulmuyorum.

Çünkü, dil’in ülkelerin geleceği olduğunu biliyorum. Büyük devlet olmanın ilk şartı bana göre dil! Çünkü her alanda yaptığınız hamleleri, edebiyat ve kültürlerinizi, yenilikleri, bilim ve teknoloji alanındaki üstünlüklerinizi, kısacası kendinizi ancak dilinizle pekiştirip başka ülkelere kabullendirirsiniz.

Esnaf bal satacak, et satacak , çay satacak diye her yeri Arapça tabelalarla, yazılarla donatmak, bölgeyi farklı bir kimliğe sokmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Bölgenin kendi özüne ait ruhunu çekip çıkarıyor.

Ve bu benim hiç hoşuma gitmiyor. Trabzon Uzungöl , İstanbul Bağcılar, ya da Hatay Dörtyol...Hiç farketmiyor.

Ve böyle yüzlercesi...

Senede belki bir defa gelecek insan için neden ruhumu kaybedeyim?

Para için değer mi? Neden bu ısrar?

Biz “ din kardeşlerimiz “ Arap’a anlayışlı ve minnoş görünmek için çırpınıp dururken, Arap tv’lerin de yayınlanan bir dizi sahnesinden bahsetmek istiyorum.

Arap emiri ve Selçuklu Sultanının kızı arasında ki sahne: Emir sultanın kızını terliğiyle dövmeye başlar. Bir yandan da kızın saçlarına asılır ve elindeki terliği kızın suratına doğru yaklaştırarak hiddetle bağırır.

-Ey Selçuklu kızı! Bu terlik Melikşah’ ın (Türklerin) soyundan daha soylu ve şereflidir!

Konuştuklarım da dahil Arap arkadaşlarımızın ülkelerinin içinden geçen, coğrafyalarını hallaç pamuğu gibi savuran baba oğul Bush’lara tek kelam etmemeleri enteresan!

1000 yıl önce ki Melikşah’ı unutamayıp, 10 sene önce ki Obama’yı unutmaları da daha da bir enteresan.