‘Her nefis ölümü tadacaktır.’ Ya da günlük hayatta sık kullandığımız: ‘Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı.’
Dün sabah aldığımız haberden sonra bu iki söz beynimize bir kez daha dank etti.
Gazetecilik yaşamımız içinde röportaj yaptığım Ali Osman Ulusoy, Cafer Aydın Hoca, Kolcu Hasan, Hacer Gür, Şevket Çulha, Temel Ziya Dursun, Hasan Melek gibi efsane isimlerden hayatta olan tek isim, yüz yıllık çınarımızdı.
Trabzon’un en eski esnaflarından biri idi.
Çocukluğu Çömlekçi’de geçmiş ve İran’dan İpek Yolu ile develerle Trabzon limanına getirilen kumaş ve halıların buradan İstanbul’a, İtalya’ya gidişini görendi o.
Askeri darbeden sonra, Belediye Başkanlığı görevine getirildi. Bu görevi sırasında Trabzon’a alt ve üst yapıda çok önemli hizmetler kazandırdı. Zayıfa karşı askerin verdiği gücü kullanmadı.
Hasan Melek’in iki derdi vardı.
Birincisi Eğitim, ikincisi Medeniyet.
Nedir medeni olmak?
Çöpleri yere atmamak, İmar kirliliğine fırsat vermemek, tarihi korumak.
‘Eğitim, eğitim, eğitim’ dedi hep.
Türk Eğitim Vakfı’nın Trabzon Şube Başkanlığını yapan Onursal Başkandı.
Trabzon’a, Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile çok güzel bir Kız Yurdu yaptılar. Bundan büyük keyif aldı.
Hasan Melek, iyi bir Cumhuriyetçi iyi bir Atatürkçü idi.
Muhafazakar kesime karşı önyargısı da yoktu.
Kaldı ki, hem Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Ahmet Metin Genç, hem de CHP’li Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya ile yakın dost ve ağabeyleriydi.
Onlara tecrübelerini anlatır ve hep nasihat ederdi.
Trabzon-Erzincan Demiryolunu çok ama çok önemserdi.
Atatürk’ün hayali de bu idi.
5 yıl önce bir dosya hazırladı.
Bu dosyada Demiryolu ile ilgili yıllar içinde verilen mücadeleyi belgeleriyle toparladı ve gazetecilerle siyasetçilere verdi..
Atatürk’ün Trabzon’daki mesajını manşet yapan Halk Gazetesinin (1927) birinci sayfasının küpürünü de dosyasına ekledi.
Hasan Melek Trabzon limanında çocukluğunda develeri gördü ama Trabzon-Gap Demiryolunun başlangıcını göremedi.
Demiryolu demişken projeler de belli oldu gibi..
Erzincan-Trabzon veya Erzincan-Tirebolu demiryolu gündemden kalkıyor.
İyidere Lojistik Erzurum’a bağlanacak ve ticarette kullanılacak,
Samsun-Sarp arasındaki demiryolu ise tüm Karadeniz illerinden geçerek Batum’a oradan da Orta Asya’ya kadar uzanacak.
Ekonomide tasarrufla hem İyidere-Erzurum hem de Erzincan Gümüşhane ve Trabzon hattının yapılması mümkün gözükmüyor.
Rantabl olan yapılacak.
Trabzon limanında trenlerin doğuya getireceği yük de yok.
İran bütün transferlerini Rus ve Gürcü limanlarından yapıyor. Irak ise İskenderun ve Mersin limanlarını tercih ediyor.
Zigana tüneli hem yolcu, hem de transit ulaşımı çözmüşken, ‘araç geçmeyen Tünel’ olarak eleştirilen Ovit örneği orta yerde iken ‘yük taşınmayacak tren yoluna kaynak aktarılır mı?
Aktarılırsa ben mutlu olurum..