Trabzonspor, Divan Başkanlık Kurulu seçimine bol adayla gidiyor.. Paranın söz konusu olduğu göreve liyakatli aday bulmakta zorlanan camiada, bedava başkanlığa rağbet oldukça fazla...

Konumuz kişiler değil, mesele kulübün yok olmaya yüz tutan gelenekleri...
Kulübün ilk Divan Başkanı, aynı zamanda kurucu başkanı da olan Rıfat Dedeoğlu’ydu... Ardından bir başka kurucu üye Nizamettin Algan bu görevi üstlendi... 
Her ikisini de saygıyla ve rahmetle anıyoruz...
Böylesi bir geleneğin normalde eşdeğer devamlılık sergilemesi gerekirdi.. Ancak ne yazık ki bu süreklilik sekteye uğradı, uğratıldı...
Geçmişe yönelik mevcut dönem itibariyle bakıldığında Salih Erdem, Şamil Ekinci, Ahmet Celal Ataman gibi isimler dururken, rahmetli Ali Özbak ve Ali Sürmen ile devam eden süreç “bol adaylı karmaşa” ortamının temel sebebi olarak öne çıkmaktadır...
Bugünkü tablo, kulübün köklü geleneklerine ve kuruluş felsefesinde hayat bulan birlik beraberliğine ters düşerken, ister istemez Divan Başkanlık Kurulu’nun asıl amacından uzaklaşmasına da zemin hazırlıyor...
Bahsettiğimiz ortamın oluşmasının, görev aldığı dönemlerdeki ağırlığı itibariyle  “iki Ali’”yi öne çıkararak baş sorumlusu olan Hayrettin Hacısalihoğlu’nun adaylığı, biraz da sebebiyet verdiği olumsuzlukları ortadan kaldırma fırsatı olması açısından manidar!...
*    *    *
Divan Başkanlık Kurulu, Trabzonspor'un en saygın ve köklü kurullarından biridir. Kulübün geçmişinden gelen ve deneyimli isimlerden oluşan bu kurulun asli görevi, yönetimlere danışmanlık yapmak, tarihi ve gelenekleri korumak, birlik beraberliği sağlamaktır.
Ortaya çıkan çok adaylı tablo, maalesef kurulun saygın konumunu gölgelemektedir. Haddinden fazla adayın çıkması, çekişmeli seçim ortamı yaratmakta, bu isimlerin kulübün menfaatleri için bir araya gelmelerini zorlaştırmaktadır.
Huyu kurusun Trabzon’da her seçim yeni kırgınlıklar, ayrışmalar demektir... Üstüne üstlük, kulübün genel felsefesine büyük oranda aynı pencereden bakan söz konusu adayların karşı karşıya geleceği ortam, kritik bir dönemecin eşiğinde olan camianın bundan sonraki toparlanma sürecine de ister istemez sekte vuracaktır...
Divan Başkanlık Kurulu seçimleri, her zaman uzlaşmacı bir atmosferde cereyan etmeli, dahası camianın genel kabul gören isimleri üzerinde bu birliktelik sağlanmalıdır... Dört adaylı tablo kulübün kesintiye uğrayan geleneğinin tamamen yok olması tehdidi taşımaktadır. 
Seçim süreci, adayların ve üyelerin kutuplaşmasına, kulübün kavgalar üzeri olması gereken kurulunun içine çekişmenin girmesine yol açabilir. Daha da vahimi, bu durum, Trabzonspor'un asıl gündeminden uzaklaşmasına ve zarar görmesine sebebiyet verebilir...
Divan seçiminin asıl amacı, kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket edecek ve birlik beraberliği sağlayacak deneyimli bir başkan ve kurul seçmek olmalıydı.
*    *    *
Trabzonspor, köklü gelenekleri ve güçlü bütünlüğüyle ayakta duran bir kulüptü. Divan Başkanlık Kurulu seçimi de bu geleneğe uygun şekilde, uzlaşmacı ve barışçıl bir ortamda gerçekleşmeliydi.. 
“Arada kavga var” demek istemiyoruz ama dört adaylı karmaşadan kurtulmak ve kulübün menfaatlerini ön planda tutmak, camianın ortak görevi olmalıydı...
Adayların bir araya gelerek uzlaşmaya çalışması, olmazsa tartışılmayacak ve genel kabul görecek farklı bir isimde mutabakat aranması, kulübün ileri gelenleriyle kanaat önderlerinin bu süreci teşvik etmesi, üyelerin çekişmelerden uzak durarak bütünlük için çaba göstermesi gerekliydi...
Sonuçta, zamanlama açısından bu seçim gelecek adına önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor olabilir. 
Kulübün köklü gelenekleriyle birlik beraberliğine sahip çıkarak, sandığı uzlaşmacı ve barışçıl ortamda üyelerin karşısına getirmek önemliydi ama başarılamadı...
Hayırlı, uğurlu olsun!..