İş başına geldiğinden beri Türk futbolu bir türlü gerginlikten kurtulmuyor... Sadece O mu? Değil elbette... Ama kim ne derse desin başrolde hep O var..

İlk seçildiği dönemde ortama farklı bir boyut getirmesi bekleniyordu, ilerleyen süreçte hep agresifliğin timsali oldu...

Bir sözü diğeriyle tutmadı... Söylediklerinin defalarca tersini yaptı.. Konuştukça ortalığı ayağa kaldırdı, kitleyi sürekli manipüle etti.. Ortama gerginlik tohumları bıraktı.

Dedik ya; tam bir manipülasyon ustası!

Nereden başlarsak başlayalım...

Daha ilk günden verdiği vaatler ortada. Seçilmeden önce "Şampiyonluk için buradayım" diye haykırdı, yıllar geçti kupaya hasret kaldı. Taraftarı kendine inandırdı, umutlandırdı ama nafile... Hep hüsran, hep hayal kırıklığı.

Bir büyük sorunu da ağzının lafını tutamaması... Sürekli bir şeyler söyledi, sonra sözlerini geri aldı... Bir gün methiyeler yağdırdıklarını, ertesi gün yerden yere vurdu.

"Hocamla devam edeceğim" dedi, ertesinde yolu gösterdi... Kapıdan içeri giremez dediği adamları başının tacı yaptı, sonra buruşturup kenara attı...

Ne söyleminde istikrar var, ne eyleminde tutarlılık!

Manipülasyona gelince, üstüne kimse yok...

Rakipleri, hakemleri, medyayı sürekli ve bilinçli olarak hedefe koydu... Her kayıpta bahanesi hazır... Ya hakem, ya VAR sistemi, ya rakibin anlayışı... Bahanesi bitmedi..

Yıllar geçse de huyundan vazgeçmedi... Eski defterleri açtıkça açtı.

O’nun için futbol sadece bir kazanma aracı... Oyunun estetiği, fair-play ruhu gibi kavramlar lügatinde yer almıyor.

Tek önemli olan kazanmak. Nasıl olursa olsun, ne pahasına yaşanırsa yaşansın...

Türk futbolunun O’na ihtiyacı var mı?

Bu haliyle cevap çok açık. Futbolun gerginliğe, manipülasyona, saptırmalara değil, fair-play ruhuna, centilmenliğe ve spora saygıya ihtiyacı var.

İşte tam da bu nedenle uzak durması, Türk futboluna en büyük iyilik olacaktır.

Gerisi laf-ı güzaf...

Yukarıda bir kişiyi anlatıyor gibi görünsek de eminiz bir çoğunuzun aklına farklı isimler geliyordur...

Çünkü o kadar kalabalıklar ki; daha doğrusu belki de biz o kadar yalnızız ki!..

Ne dersiniz?