Köylü dendiğinde ilk akla gelen tarımdır. Ancak hayvancılık köylü olmanın olmazsa olmazıdır. Zira köylü hayvancılık ile meşgul olurken aynı zamanda da tarım ile uğraşır. Uğraşmasına uğraşır da asıl mesele emeğinin karşılığını görebilir mi? Tek bir cümle ile maalesef hayır!..

Mevsimler döndü denir halk arasında. Bu az şey değildir. Mevsimin dönmesi ile yaşamda kendiliğinden döner, farklılaşır. Bu yılda tıpkı son beş yılda olduğu gibi bu mevsimde yağmurlu geçti, halk ifadesiyle uzun soluklu bir çürük mevsimi yaşanmaktadır. Bunun birçok nedeni olsa da ‘HES’lerin bunda şüphesiz payı büyüktür. Havanın yağışlı geçmesi meyvelerden sonra sebzelerin çürümesine, patateslerin pastan gövdelerinin çiçek açmadan kuruması, çürümesine neden olmuş. Ekin-biçin deniyor da astarı oldukça pahaya geliyor. Bu yıl sadece belleme, ayıtlama ve gübre, ilaç için 4 bin liraya kadar masraf yaptım ancak toplam 20 kilo patates alamadım. Ne yapacağımı düşündüm ancak yapılacak fazla bir şey yok. Sadece ben değil, çevremizde tüm patatesler aşırı yağmurun kurbanı oldu. Hakeza fındık da bu dengesiz mevsimden olumsuz nasiplendi. Fındık olgunlaşmaya başlamasıyla birlikte yapraklarını küf vurdu. Yağmur nedeniyle otlar aldı başını gitti. Ancak fındık altındaki otlar biçilmez ise küf kaçınılmaz. Havanın yağışlı gitmesi durumunda fındık zamanına hele çok var. Bu durumda fındık altları ikinci kez yeniden biçilmesi gerekiyor.

Meyveler de farklı değil. Önce kiraz, ayva, erik, armut, hurma, elma, vişne kötü hava koşulları ve sis nedeniyle döküldü. Malum meyvenin baş düşmanı sisli havadır. Sisi gören meyve bir daha iflah olmaz. Demek ki, bu yıl yokluğunu hissedeceğimiz ürünlerden sebzenin yanında meyvelerde var.

Bir başka husus ise sık yağmurlar nedeniyle büyüyen otlar çevrede görülmeyen yılan türlerinin yöremizde görünmesine neden olduğu gibi oldukça da çok görülmeleri halk için ciddi tehlike oluşturmaktadır. Bölgemizde zehirsiz kara yılan en çok görülen türden idi. Tavuklar bir şekilde doğa dengesini sağlıyordu ancak kuş gribi nedeniyle artık köylerde tavuk da kalmadı. Şimdi buna1-2 metrelik sarı ve zehirli yılanlar eklendi. Bu durum çocuklar için ciddi tehlike oluşturmaktadır. Yılan sokmaları sıkça karşılaşılan vakalar haline geldi.

Tatil dönemi olması nedeniyle çocukların köylerde olması bu bakımdan tehlikelidir. Her ne kadar yöremizde yılan sokma vakaları sıkça görülen bir durum olmasa da bu olmuyor anlamına gelmiyor. Doğanın dengesini bozan bizleri doğa sert bir şekilde cezalandırıyor.