Geçen hafta meclisteki şiddet ve hakaret dolu feci görüntülere “ Yiyin Birbirinizi!” diye karşılık vermiştim. Görüyorum ki sayın vekillerimiz bu hafta kırmamışlar beni! Var güçleriyle birbirlerini yemeye son sürat devam etmekteler! Üstelik bu defa da kadın vekiller!

Geçen haftanın elde afiş “ Köpek Giremez “ diye erkek vekilleri protesto eden AK Parti Antalya vekili Sayın Gökçen Enç aynı zamanda bu haftaki uçan tekmelerinde sahibi... Kendi hemcinsleriyle saç saça baş başa, çığlık çığlığa savaşan, vaktiyle Zaman Gazetesi ve Fetö’yü destekleyen twitler atan şimdilerde  kesinlikle “ Cemaatçi olmadığını “ söyleyen vekilimiz aldığı darbelerle kavga sonunda yaralı düşmüş durumda… Kendisine acil şifalar diliyorum! Eee onlar böyle mahalle üslubuyla kavgaya tutuşursa onları idol benimseyen halk neler yapmaz ki? Kim olursa olsun, sebebi ne olursa olsun bir meclis çatısı altında halka örnek teşkil eden bu tarz saçmalıklara karşı olduğum için, sergilenen şiddet patlamasından müthiş derecede rahatsızım. Bu görüntüler hep savunduğum tezimi bir kez daha ispatlar nitelikte…

Şiddet büyük çoğunlukla (kişi akıl hastası değilse) kadınların eseridir… Sonuçta erkeği yetiştiren bir kadın. Ve onun egoları!
Toplumun genelinde gördüğümüz şiddet patlamasının da bir kısmı o egolu, aciz görüntü sergileyen kadınların eseri…
Bu konuyu başka bir zamanda kaleme almak üzere ertelerken, göz ardı edilen, görmezden gelinen bir sorununa parmak basmak istiyorum.
Malum yaklaşık 15 gündür üniversitelerde final telaşı var. Bende bu telaştan severek nasibini alanlardanım. Öğrenciliğin dışında, hocalık bile yapar oluyorum bazen.
Sınav öncesi son bir gözden geçirme, akla takılanları sorma-cevaplama çalışmaları yaparken gençlerden biri " Lobicilik Faaliyetleri " kavramını detaylı açıklamamı isteyince, daha iyi algılayabilmeleri adına hem de güncel olması bakımından " Ermeni Yasa Tasarısını" biliyorsunuz ya… Oradan yola çıkalım böylece konuyu daha iyi anlayacaksınız diyecek oldum, hepsinin yüzünde tuhaf bir ifade! Önce anlayamadım bu ifadenin nedenini. Sonra Ermeni Yasa Tasarısını biliyorsunuz değil mi? Diye sorduğum anda yaş aralığı 18 ile 32 olan gençlerin yüzünde aynı belirsiz ifade!
-Hani sürekli konuşulur... Biliyor musunuz? Bilmiyor musunuz? Duymadınız mı?  
-Bilmiyoruz abla... Duymadık!
-Nasıl yani… Hiç mi duymadınız?
-Yooo hiç duymadık...
Yıllardır Uluslararası arenada en büyük sorunumuz olan Ermeni Meselesi hakkında gençlerin -Yooo, hiç duymadık! Deyişlerini sanırım uzun bir süre unutmayacağım! Yıkıldım… Gerçekten yıkıldım!
Gençlerimizin bu kadar ciddi bir konu hakkında sıfır bilgili olmaları, son dönemde yaşadığım en büyük şokum! Hatta dönüş hızına yetişemediğim Sayın Devlet Bahçeli’ye bile bu kadar şaşırmadım dersem yeridir!
İnanamadım! Gençlerin bu konuda uzaylılardan bahsediyormuşum gibi tepkisiz olmalarına anlatacak söz bulamadım. Çırpınışım boşuna değilmiş. Bu bilgisizliğe, ilgisizliğe, eğitimsizliğe ne cevap verilir inanın bilmiyorum. Ve gelin görün ki, Halkla İlişkiler sınavında çıkan sorulardan biri oldu Ermeni Yasa Tasarısı!
Neredeyse her yazımda kaleme alıyorum! Ta ki tek bir genç dahi olsa bilinçlendirmeye devam edeceğim.
Bizi geçin en büyük problem elindeki akıllı  telefonla her şeyi bildiğini sanan ama hiç bir şey bilmeyen, okumayan, araştırmayan tarih bilgisi sıfır gençler! Ellerine akıllı telefonlar verilerek akılları başlarından alınan tarihten, coğrafyadan, ilimden bihaber ezberci gençler!
Anneler, babalar işi eğitimciye pas etmekten vaz geçin!
Olmuyor!

Eğitim sistemi yok Fetö, yok Çeto gibisinden saçma sapan insanların elinde ziyan oldu gitti! Her gelen kendi kafasındakini uygulamaya çalıştı. Fetö’cü olduğu için açığa alınan binlerce öğretmen, akademisyen ve son 15 yıllık ÖSYM sınavlarının araştırmaya başlanılması hep bu söylediklerime birer örnek… Kendi hırsları ve haince düşünceleri uğruna içine ettiler eğitimin!
Bu yüzden bırakın birilerinden medet ummayı!

Çocuklarınızı oturtun karşınıza... Onlarla konuşun! Dinlettirin kendinizi! Genel kültür edinmelerini sağlayın! Okumalarını sağlayın. Tarih bilinçlerinin oluşmasını sağlayın! Anlatın! Dedelerinizin, babaannelerinizin anlattıklarını onlara aktarın. Dinlemeseler de aktarın. O anlatılanlar kalbinde vatan sevgisi olan her gencin akıllarının bir yerinde mutlaka yer bulacaktır.
Bu vatanın her karışının nasıl kazanıldığını anlatın! Anlatın ki milli şuur edinsinler.
Yataklarının içinden çıkmadan, elde telefon boş boş onun bunun, ne yaptığına ne giydiğine nerelere gittiğini dikizleyen, işin özü röntgenciliği öğrenen – aman sendeci - teknoloji kurbanı çocuklarınıza dur deyin!

Bizler Amasya’dan geçen nehirleri bilirdik! Şimdikilere sorun Amasya’nın yerini bilmiyorlar!
Üşenmeyin hadi bi sorun…