Sevgili Okurlar, Dünyanın önemli bir bölümünü ekonomik ve siyasi olarak kontrol eden 14.5 milyon Yahudi ve patronların gücünü irdeleyeceğiz. Dersler de alacağız.
Endülüs Emevileri’nin, Kudus’te Hıristiyanların, Almanya ve Polanya’da Hitler’in Yahudilere yaptığı eziyet onları insanlığa hizmete yaklaştırmamış, öç almaya yöneltmiş.
Öyle bir sistem kurmuşlar ki, hangi makamda olursan ol, kendi ırkına inancına hizmet edeceksin. Bunun dışına çıkanları, yaşatmamışlar.
Güçlendikçe de, yahudilerin aleyhine çalışanları bir şekilde ortadan kaldırmak için ABD ve İngiltere merkezli gizli ağları ile yok etmişler.
Daha birkaç hafta önce İsrail aleyhine karar veren hakim balkondan düşmüş.
Geçmişte, onlara karşı dik duran, Bakanlar, Başbakanlar en yakınlarındaki kişilerce öldürüldü.
Suudi Arabistan, Mısır ve Pakistan bu trajedileri en fazla yaşayan Müslüman ülkelerdir.
Ortadoğu üzerindeki korku imparatorluğunu da böyle kurdular.
Kralları desteklediler, onlarla halkı idare ettiler.
Filistin’e ilk yahudileri İngiliz gemileri getirmiş.
Yalvarıp, yakarıp o topraklara öyle girmişler. Sonra da buralar önceden bizimdi deyip satın almaya başlamışlar.
Yıllardır hep hayıflanırız: ‘Ey Filistinli toprağını neden sattın?’
İngilizler, kendi hakimiyetlerindeki bölgede arazilere ödenemeyecek vergiler koymuş. Uzun bacaklılar, Filistinlileri arazilerini satmak zorunda bırakmış.
Filistin davası 1967’den beri kanayan yara.
Ancak, Ortadoğu ve Müslüman Ülkeleri, Gazze’de 3 yıldır yaşanan soykırım kadar hiçbir zaman etkilenmedi.
Gazeteci Özay Şendir anlattı: Belçika’da ve Fransa’daki Yahudileri toplama kamplarına getirmeye giden Hitler’in Gestapo subayları bile anne ve babaları alırken, çocukları bırakmışlar. Gazze’de ise ilk hedef anne ve çocuklar!
Yerle bir olan evler, açlıktan ölen çocuklar, hastanelere sığınan ama orada da öldürülen gençler!
Protestolar, dualar. Bu barbarlığın, soykırımı durması için herkes çabaladı.
En büyük mücadeleyi de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yöneticileri ve vatandaşları verdi.
Her şerde bir hayır vardır derler ya, doğru.
Katil Netayhanu, Katar’ın Başkenti Doha’daki barış masasına füzeleri atmasaydı bugünkü barış ihtimali olmayacaktı.
Ortadoğu’nun liderleri İsrailin babası ABD’de toplantı yapmayacaklardı.
ABD ve İngiltere ticaretinin büyük bir bölümü Körfez ülkelerinin sermayesi ile döner.
Netanyahu’nun arayıp Katar Başbakanından özür dilemesi bundandır.
Ne Trump’a ne de Netenyahu’ya inanmıyorum.
Çünkü, Gazzeliler kendi kentlerinde özgürce yaşayamayacaklar.
Gazze yönetimi Filistinlilerde olmayacak.
İki devletli çözüm konusunda Amerika’nın tavrı belli.
Şimdilik, tesellimiz ne biliyor musunuz, o masum çocuklara bir Lokma ekmeğin ulaşacak olması.
İspanya başta olmak üzere bütün dünyadan Gazze’ye hareket edenler canlarını ortaya koydu ve şiddetli bir mesaj verdiler.
Belki çantalardaki çikolataları Gazzeli çocuklara ulaştıramadılar ama yalnız olmadıklarını gösterdiler.
İktidar-Muhalefet Filistin ve Gazze konusunda birbirine sataşmayı bırakmalı ve daha güçlü bir Türkiye için çalışmalıdır.
Son söz, şu anda Türkiye’de en çok kullanılan söz: ‘Erbakan hoca söylemişti’
Hoca’nın 30 yıl önceki ‘Dünyanın başındaki bela:Siyonizm’ başlıklı konuşması en çok dinlenilenler arasında. Yani: HİT..