Samsunspor maçı öncesi Fatih Tekke’nin bir motivasyon konuşması vardı. Burada oyuncularına bir hikaye anlatmıştı, hatırlayanlarınız vardır. Saraya su taşıyan bir adamın hikayesiydi bu. Hikayede çatlak kovanın saraya su taşırken etrafa saçtığı sulardan gül bahçesi yaratması konu alınıyordu.
Hikayenin ana fikri şuydu; Bazen hedefe giderken yaptıklarınız, hedefe varmaktan daha kıymetlidir.
Fatih hocanın uzun lig maratonunda nerelere gidebileceğini, sezonu nerede bitireceğini bilemem lakin bu yolculukta suladığı çorak topraklarda çok güller yetişeceğini biliyorum.
Hem bireysel oyuncu performanslarında hem de oyunun gelişmesi anlamında çok yol aldığı aşikar. Lakin futbol sonuç oyunu ve ne yazık ki 90 dakika ne yaptığından ziyade skorbordda ne yazdığı önemseniyor. Velhasıl kazanmak lazım.
Trabzonspor’un maça çok iyi başladığını söylemeliyim. Rizespor daha ne olduğunu anlamadan Trabzonspor iki farkla öne geçti. Skorun daha da açılacağını düşünürken yapılan basit bir hata tüm dengeleri bozdu. Farkın bire düştüğü dakikadan ilk yarının sonuna kadar oynayan taraf Rize, savunan taraf Trabzonspor oldu ve hop oturduk, hop kalktık.
İkinci yarıya da oyun farklı başlamadı. Daha fazla isteyen, önde oynayan bir Rizespor gördük. İki pas üst üste yapamayan, oyunu kontrol edemeyen Trabzonspor’da Fatih hocanın müdahaleleri de yetersiz kaldı. Fatih hoca tüm değişiklik haklarını kullanmasına rağmen Trabzonspor oyun kontrolünü ele alamadı.
İlk 20 dakikasını çıktığımızda Trabzonspor adına zor bir maç oldu diyebiliriz. 3 puan dışında kayıp bir müsabaka oldu, oyun tatmin etmedi.
Teşekkürler çocuklar.