Yok Galatasaray ile Fenerbahçe’nin çantada keklik diyebileceğimiz rakiplerle oynadığı haftada Trabzonspor çok kritik bir müsabakaya çıktı.
Kazanması durumunda şampiyonluğun en önemli adaylarından biri olduğunu tüm spor camiasına yüksek perdeden ilan edecek, kaybederse de arkasına aldığı rüzgarı belki de karşısına alacaktı.
Çok kritik eksikleri vardı ve özellikle gol krallığında ilk sırada yer alan uzun adam Onuachu’nun yokluğunda nasıl bir oyun oynayacağı, Fatih hocanın gol yollarında alternatif planının tutup tutmayacağı hepimizin kafasında soru işaretiydi.
Maçın başlamasıyla Beşiktaş’ın sert müdahaleleri maça damga vurdu. Daha 10 dakika dolmadan iki ayağa basma nedeniyle iki sarı kart gördüler ki bana göre Orkun’un basması kırmızı kart olmalıydı.
Oyunu kendi yarı sahasında kabul eden misafir ekip hızlı çıkışlardan gollerini de buldu. Kısa sürede iki farklı geri düşen Fırtına’da Muçi farkı bire indirirse de savunma hataları birbirini izliyordu. Yine geçiş oyunu, yine savunma arkasına bir top ve fark tekrar ikiye çıktı. Ozan’ın aşil tendonuna basılması sonrası rakip bir eksik kaldı. Kaldı kalmasına lakin Fırtına skor üretmekte zorlandı.
İlk yarı Sergen Yalçın’ın planı tuttu ve Beşiktaş istediğimi aldı.
İkinci yarıya iki değişiklikle başladı Fatih Tekke. Aksayan savunmaya Saviç, gol üretmekte zorlanan hücuma da Sikan takviyesi geldi. Doğru zamanda ikinci golü de buldu Trabzonspor. Golden sonra ki panik havası erken beraberlik golünü bulma hevesi birçok pozisyonun gol olmasına engel oldu.
Kenar oyuncularından Zubkov dışında skor katkısı alamayınca, iki santrafor olarak sahaya dizilen Sikan ve Augusto bir tane Onuachu etmeyince işler uzaktan şutlara kaldı. 84’de yine Zubkov ile beraberlik golünü buldu.
Gol sonrası da oyun bir türlü oynanmadı. Özellikle Ersin maçın en az 15 dakikasını yedi.
Müthiş bir maç, direkten dönen toplar, kartlar, ortaya konan oyun her yönüyle keyif vericiydi.