Sezonun parlayan yıldızı Oulie ve takımın gol yükünü çeken Onuachu’nun milli takımlarında olması, Mustafa ve Falcorelli’nin de sakat olması, Saviç’in de erken sakatlanması bu maçın zor geçeceğinin işaretiydi.
Beşiktaş maçında yaşanan kriz iyi etüt edilmemiş olacak ki benzer ve erken gollerle yine karşılaştık. Geçiş oyununa karşı böylesine çaresiz kalmak kabul edilebilir bir durum değil. Ön alandaki çaresizlik oyun disiplinini etkiledi de diyebiliriz.
Kenar ortasından erken ve basit bir gol yedik.Buna rağmen ilk gol sonrası Muçi ve Agusto çok net bir golü değerlendiremedi. Atmanın kaçırmaktan kolay olduğu pozisyonda gol gelse skor da oyun da dengelenebilirdi. Sonra yine basit bir gol derken skor bir anda 2-0’a geldi. Bitime saniyeler kala Augusto farkı bire indirdi (2-1) ve Trabzonspor’u oyunda tuttu.
İkinci yarıya bu sefer golle başlayan taraf Trabzonspor olsa da bu sevinç kısa sürdü (3-2). Trabzonspor takım olarak Öyle savunma hataları yaptı ki antrenmanda yenmeyecek goller ve skor 4-2’ye geldi. Zubkov’un yapılan faul ve kazanılan penaltıyı Muçi gole çevirdi ve fark bire indirdi (4-3). 4-3 sonrası Augusto ile iki net vuruşu kaleci aynı güzellikte iki kurtarışla çıkardı ve skora denge gelmesinin önüne geçti.
Oyuncuların eksikliği, gençlerin tecrübesizliği gibi birçok mazeret olsa da savunma anlamında bu kadar kötü olmak açıklanamaz. Bu mağlubiyet transfer dönemi arefesinde eksikleri gördük diyerek bir kenara not esiyoruz!
Bu maçtan bağımsız, milyon euroluk bütçelerle, belki de tarihlerinin en geniş kadrolarını kuran Fenerbahçe ve Galatasaray’ın hemen dibinde Osimhen maaşına kurulmuş bu kadroyu getirmek nereden bakarsanız bakın büyük işti.
Teşekkürler Fatih hoca, teşekkürler çocuklar! Bu oyuncu kalitesi ve bu dar rotasyonla burada olmak büyük başarı!
Şimdi söz Ertuğrul Doğan’da, yönetimde. Artık mazeret yok!